WARNING!
THE FOLLOWING EPISODE CONTAINS EXTREME CHANYEOLING AND CHANYEOLED AND WAS CHANYEOLED AND HAS BEEN CHANYEOLED AND WILL CHANYEOL.
YOU HAVE BEEN WARNED
ALLAM AL BENİ YANINA
HAVE A NICE OKUMALAR ANACIM.
BEN BURNED UMARIM SİZ DE BURNED
-------
"Chanyeol bana öyle bakmayı keser misin?" Yatağın başlığına yaslanıp bağdaş kurdum. Chanyeol yatağın diğer ucunda oturmuş saçlarını kurutuyordu. Makineyi durdurup yanına bıraktı.
"Nasıl bakmayı?" Bacaklarıma inen bakışlarıyla onları gerdim. Tuhaf hissediyordum.
"Üzerime atlayacakmışsın gibi, yiyecekmişsin gibi, parçalayacakmışsın gibi." Kıkırdadım. Kabaran saçları yeleyi andırıyordu. Gözleri çukurlarında yaramazca hareket ederken üzerime doğru ilerledi.
"Nasıl bildin? Ben de tam olarak onları düşünüyordum." Hırlayarak üstüme atladı ve beni altına aldı. Ellerimi nemli, kabarık saçlarına gömdüm. Boynuma gülüşlerini sakladı. Beni sıkıca kucaklaması uzun zamandır başıma gelen en güzel şeydi.
Her şey bir anda gelişse de, şu an bu işin nereye gideceğini bilmesem de hissettiğim şey tarif edilemezdi. Korkuyordum, kollarımdaki bu adamın sevgisinden, ona olan sevgimden ve bağlılığımdan korkuyordum. Ateş gibi olan teni, ısınmayı bekleyen tenimi kısa sürede sıcaklığının esiri yapmıştı. Ateşle oynadığımı biliyordum. Onun beni yakacağını biliyordum ve yanmayı tercih ediyordum. Onunla yanmak, onsuz üşümekten daha iyiydi.
Şu an her şey rüya gibiydi, dün geceden beri uzun bir rüyanın içindeydim. Kokusu bütün vücumu sarmıştı ve sanki o kadar yıl geçmemiş gibiydi. Her şey aynıydı. Bana verdiği bütün his aynıydı.
Ve o kesinlikle haklıydı, her şeyin çözümü onun kollarında olmamdı. Yeniden yaşadığımı hissetmemin tek yolu oydu. Bu insanın karşı koyması imkansız bir güçtü. O ve ben, daha birbirimizi gördüğümüz ilk anda bunu hissetmiştik. Direnmeye çalıştım, karşı koymaya, kendimi geri tutmaya çalıştım. Her şeyi denedim ama yine kendimi ona çekilirken buldum.
Dün gece bana söylediklerini düşündüm. Kendi acıma yoğunlaştığım, bencillik ettiğim zamanları... Eğer onunla gitseydim şu an her şey çok daha farklı olacaktı. Ancak benim yaptığım tek şey geride kaldığım için sürekli zırlamaktı. Ona kızmıştım, kendi hayalleri için benim hayallerimi hiçe sayıp bana bilet almasına kızmıştım. Bana gitmesine üç gün kala haber vermesine kızmıştım. Gitmesinin bana verdiği acıya o kadar odaklanmıştım ki onun çektiği acıları düşünememiştim bile.
Boynuma, yüzüme ve saçlarıma öpücükler konduruyordu. Kendimi yeniden o kristalden bebek gibi hissettim. Değerli, paha biçilemez, beğenilen...
"Sana demiştim." Üzerimden kalkmış ve az önce benim yaptığım gibi sırtını geriye yaslamıştı. Onu taklit ettim, kolu belime dolandı ve diğer eli kucağımdaki elimi tuttu. Parmaklarımla oynaması bile beni eritip bitiriyordu. "Her şeyin çözümü bu Baekhyun, her şeyin çözümü yeniden beraber olmamı." Başını eğdi ve kulağımın arkasına burnunu değdirdi. Kokumu içine çektiğini biliyordum. İki elimle birden onun iri elini tuttum. Diğer eli sabah bana yedirdiği çörekler yüzünden belirginleşen göbeğimdeydi.
"Bencilim değil mi?"
"Hı, hı." Hiç çekinmeden saçlarıma gömdüğü yüzünü geri çekip başını salladı ve küçük dokunuşlarına devam etti. Dün gece birbirimize sahip olduğumuz anlar, jakuzide sıcak suyun altındaki masajları ve şimdi bu ufak temasları vücudum en uçtaki noktasını bile rahatlatıyordu. Kollarında uyumak ve mümkünse uzun bir süre de uyanmamak istiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/98201677-288-k866017.jpg)