Bölümün çok saçma gelmemesini umuyorum
İyi okumalar <3
----
"Buradan sonra kendim giderim. Teşekkür ederim." Alt dudağımı yalayıp çekingenlikle Chanyeol'e baktım. Arabayı kenarda durdurmuş bana bakıyordu.
"Seni hastaneye kadar bırakamadığım için kendimi kötü hissediyorum." Gözümde küçük bir çocuk gibiydi şu an. Surat asarak ayaklarını arabanın döşemelerine vurdu.
"Önemli değil Chanyeol. Bir süre bu şekilde idare etmek ikimiz için de en iyisi."
"Senin için, ikimiz için değil. Bana kalsa sokaklarda Baekhyun benim diye bağırarak dolaşırdım. Ama sırf sen benden biraz zaman istedin diye seni hastanenin bir arka sokağına bırakıyorum." Bunun için üzgünündüm. Chanyeol benim için her şeyi yapmaya hazırken ben onunla çalıştığım yere bile gidemiyordum. Ama Jaehyun'la konuşana kadar en iyisi buydu. Onu yeterince kandırmıştım zaten. Bir an önce konuşup bundan kurtulmak istiyordum.
"Özür dilerim." Özür dilemek ne Chanyeol'ü düşürdüğüm bu durumu ne de Jaehyun'a yaptıklarımı açıklardı. Uzun yıllar sonra ilk defa kendimi, kendim gibi hissediyordum. Yaptığım şeylerin açıklaması yoktu ancak kalbimin sesini dinlediğim için pişman değildim.
"Özür dilemene gerek yok. Ben çok geç kaldım her şey için. Şimdi çok geç kalma da işe git. Yoksa seni yine kaçıracağım." Gülümsedim ve kemerimi çıkarttım.
"Bıraktığın için teşekkür ederim. Bu arada-"
"Arabanı ben hastanenin otoparkına yollarım." Gitmemiz daha hızlı olacağı için, yani evde daha fazla vakit geçirebileceğimiz için, beni arabasıyla bırakmıştı. Arabanı birinden yollarım demişti ve bir an neredeyse yıllar önce her istediğimin sadece söylememe baktığını unutmak üzereydim. Chanyeol'ün emrinde olabilecek o kadar insan vardı ki. O insanların hepsinin aynı zamanda benim de emrimde olduğu hissini unutmuştum ve kesinlikle yeniden hatırlamak fena olmazdı.
Jaehyun'la bir an önce konuşmalıydım.
"Görüşürüz o zaman." Diyerek kapıya uzandım.
"Öpücük vermeyecek misin?" Gülerek ona uzandım ve dudaklarına hızlı bir öpücük kondurdum. Çok fazla dikkat çeken son model arabasından olabildiğince uzaklaşarak hastaneye yol aldım. Buraya çalışmaya gelmek bana ilk defa böyle zor geliyordu. Kendimi bir an yine eski günlerde hissetmiştim. Hastaneye gidecek, beyaz önlüğümü giyecek ve hasta muayene edecektim. Yaşadığım karmaşa omuzlarıma ağır geliyordu.
Yaptığım şeyler akla mantığa sığmıyordu. Dengesizdim ve güçlü durmaya çalışırken her şeyi elimi yüzüme bulaştırmıştım. Dünyanın en iğrenç şeylerinden birini yapıyordum. Gözlerinin önünde Jaehyun'u aldatıyordum. Kendini bana altın tepside sunan Chanyeol'ü oyalıyordum ve en kötüsü kendime gösterdiğim saygısızlığın haddi hesabı yoktu.
Hastaneye giderken belki de kovulmuş olabileceğimi düşündüm ve kısa bir an bunun gerçekten olmasını umdum. Daha iyi bir iş bulamazdım belki ama en azından kafayı yemekten kurtulurdum.
Kesinlikle Sehun'la açlıktan ölürdük.
Umarım Sehun'un şu işi başarıya ulaşırdı ve biraz da o bana bakardı.
Hastanenin önüne gidince kapının kenarındaki otomattan kola aldım. Boğazım kuruduğu için değil, dün gece boğazımın başına gelmeyen kalmadığı için almıştım. Personel odasına gidip dolaptan kıyafetlerimi çıkardım gömleğimin üzerine kola döktüm. Üzgünüm gömleğim, sana bunu yapmak zorundaydım. Gömleği buruşturup dolaba geri koydum ve pantolonumla ceketimi giymeye soyunma odasına girdim. Üzerimdeki boğazlı kazağın üstüne iş ceketi aslında o kadar da tuhaf olmamıştı. Belki biraz sıcaktan şikayet ederdim ama durumu bu kadar kurtarabilmem bana yeterdi. Soyunma odasından çıktım ve kıyafetlerimi geri dolaba bıraktım.