9. Bölüm

16.1K 1.4K 1.6K
                                        

Oynayacağım genç kızlık duygularınız için şimdiden özür dilerim.

Ben yandım siz de yanın.

İyi okumalar.

----

-Eğer ne kadar zaman önce olduğunu yazarsam kesinlikle unutacağım ve sonra başka bir bölümde yanlış bir tarih yazacağım, tabii sizin de direkt bölüme geçiş yaptığınız için bunu asla fark etmeyeceğiniz kadar bir süre önce-


"Baek, dolapta pasta olacaktı, onu kesip getirmeye ne dersin tatlım? Hanseok da sana yardım eder hem." Anneme bundan kesinlikle hoşnut olmadığımı belirtir bir gülümseme sunmuştum.

"Tabii ki." Ancak diyebildiğim tek şey bu olmuştu. Yemek masasından kalkıp mutfağa geçtiğimde Hanseok bir saniye bile vakit kaybetmeden yanımda bitmişti.

"Annene bayılıyorum. Çok tatlı bir kadın." Keşke ben de aynı şeyi onun sinir bozucu annesi için söyleyebilseydim. Fakat ses tonuna bile sinir oluyordum.

"Öyledir." İstediği şeyin bu cevap olmadığını biliyordum. Muhtemelen daha uzun bir şeyler duymak ve benimle konuşmak istiyordu. Annemin beklentisi bu yöndeydi fakat ben Hanseok'la konuşmak değil bazen yüzüne kusmak istiyordum.

Hanseok benim çocukluk arkadaşımdı, aynı zamanda aile dostumuz, aynı zamanda ergenlik hatam... Ailemin ise hedefi onun gelecekteki hatam olmasıydı.

Babam ve babası iş arkadaşlarıydı. Babası itiraf etmem gerekirse oldukça iyi biriydi, tıpkı benim babam gibi. Sorun annesinin ve oğlunun oldukça sinir bozucu oluşuydu. Annem oldukça fakir bir ailede doğmuştu. Babamla tanıştıklarında babam sadece fabrikada çalışan bir işçiymiş. İkisi birlikte gece gündüz demeden çalışmış ve durumlarını oldukça düzeltmişlerdi.

Hatta öyle bir düzeltmişlerdi ki annem bu yüzden kendini kaybetmişti. Sürekli zenginlerin takıldıkları yerlerde takılır ve bütün zamanını ve parasını böyle yerlerde harcardı. Hanseok'un annesi tam bu noktada annemin istediği zengin arkadaştandı. Birlikte saçma sapan kulüplere ve butik mağazalara giderlerdi.

Giderlerdi diyordum çünkü bundan 4 yıl önce ailecek Tayvan'a taşınmak zorunda kalmışlardı. Bu beni sevindiren bir haber olmuştu çünkü Hanseok'tan ve annesinden nefret ederdim. Beni üzen haber ise annemin iki gün önce beni sabahın köründe arayıp onların geri döndüğünü söylemesi olmuştu.

Daha da üzücü olan ise annemin zorla beni hafta sonu için eve çağırmasıydı. En ama en üzücü olanı ise beni çağırma nedeninin Hanseok'la benim aramı yapmak olmasıydı. Yemek boyunca annem ve onun annesi bizi yakınlaştırmaya çalışıp çeşitli imalarda bulunmuşlardı. Bir an neredeyse annem yüzük çıkartıp ikimizin parmağına takacak sanmıştım. Neyse ki tatlı faslına geçtiğimize göre bu işkencenin bitmesine fazla kalmamıştı. Yaklaşık bir 3 daha katlanabilirdim.

"Seni özledim tavşancık." Pastayı çıkarmış tezgahın üzerinde Hanseok'u doğrarcasına parçalara bölerken belime dolanan kollarla birlikte neredeyse bıçağı kafasına saplayacaktım.

"Bana öyle seslenmezsem sevinirim." Kollarını hiç de kibar olmayan bir şekilde ittim. Duş almam gerekecekti.

"Eskiden çok hoşuna giderdi tavşancık."

"Ama bu, dediğin gibi eskidendi ve ben eskiden de bundan hoşlanmazdım." Jölelediği saçlarına iğrenerek bakmıştım. Büyüdükçe çirkinleşen o şanssız insanlardan biriydi.

"Peki, beni hemen kabul etmezsen anlarım tabii. Aradan o kadar zaman geçti, istediğin kadar naz yapabilirsin. Ben hep buradayım. Artık bir yere gitmeyeceğim." Artık bir yere gitmeyeceğim derken bile tezgahtaki dolu tabaklardan iki tanesini alıp salona gitmişti.

After AllHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin