Ay biraz şey bi bölüm oldu
Immm şeyyy
Siz Türk wattpadciler ne diyoorrrr
G E Ç İ Ş B Ö L Ü M Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü Ü ŞASLKDAŞDKASŞLDKSDŞKASDŞLAK
Yani umarım bunu yiyosunuzdur aşlskdsaşldksdşla çünkü bu baya "bölüm pek olmadı ama ilerleyen bölümler daha iyi olcak ondan bu bölüm böyle"nin kısaltması şalskdşlsakaslşdksaş
Neyse iki okumalar sevgililerim <3
-----G E Ç M İ Ş-----
"Ben arabaya geçip çalıştırmayı deneyeyim." Chanyeol direksiyonun başına geçip kontağı çalıştırdığında arabadan olağan sesler gelmişti. İki saat süren araba tamiri partisi sona ermişti.
"Vay be. Beni şaşırttın evlat. Arabayı ilk kurcalamaya başladığında korkmadım değil."
"Çocuk mühendis ya, anlıyordur böyle şeylerden." Annem elinde limonatalarla bahçeye daldığında gözlerimi devirdim.
"Uzay mühendisi anne. Arabayla ne alakası var?"
"Neyse ne işte. Size limonata getirdim!" Annem bahçede ev yansa haberi olmayacak çocukların yanına gidip onların ayağına kadar içecek götürdüğünde gözlerimi devirmiştim. Annem hayatta bana limonata koyup getirmezdi. Şimdi arkadaşlarıma yaranabilmek için sabahtan beri buzdolabının derinliklerinden bir şeyler çıkartıp duruyordu. Az önce dondurulmuş börek tabağı geçmişti gözlerimin önünden.
"Baba artık şu arabayı hurdaya versen ve yeni araba alsan diyorum? Senin yüzünden utanıyorum." Babam beni lisenin veda partisine bu arabayla götürmüştü ve bütün arkadaşlarım dalga geçmişti. O zamandan beri bu arabadan nefret ediyordum.
"Hurda değil o! Onu bana babam aldı. Ben ölene kadar da bende kalacak."
"Bence bu bebek harika." Chanyeol arabadan çıkıp yağlı ellerini arabanın aynasında asılı olan havluya sildi.
"Chanyeol, gerçekten oğlum olmak için hiç de geç değil, biliyorsun değil mi?" Babam Chanyeol'ün omzuna kolunu attığında bu görüntü beni hem sinirlendirmiş hem de gururlandırmıştı. Babam resmen Chanyeol'ü benden daha çok seviyordu ve resmen erkek arkadaşım babamın gözüne girmişti. Ve hayatımdaki iki uzun boylu yakışıklı erkek birlikte çok göğüs kabartıcı görünüyordu. İşte benim erkeklerim.
"Ailemden gayet memnunum, yani üzgünüm ama sizi parayı tercih edeceğim. Ama damat olarak da hiç fena sayılmam ha?" Damat kelimesine babam deli gibi güldüğünde gerçekten kendimi üçüncü teker gibi hissediyordum. Sanki varlığımın farkında değillermiş gibiydi.
"Aile demişken, veliaht prens gibi büyüyen birine göre tamir işlerinden baya anlıyorsun. Geçen gün de antika saatimi tamir etmişsin, Baekhyun söyledi."
"Eski şeylere ilgim var sadece." Boynunu kaşıdığında kaşlarımı çattım, o da anında gözlerini kaçırmıştı. Bir şeyler hakkında ya gergindi ya da yalan söylüyordu.
"Bizimkine söyleme." Annemi işaret edip Chanyeol'e yaklaştı. "Bildiğim harika bir antika dükkanı var. Bir gün birlikte gidelim." Chanyeol gülerek başını salladı.
"Ama öncesinde ellerimi yıkamaya gitsem iyi olacak." Babam onun sırtına yavaşça vurarak bizimkilerin yanına ilerledi. Tuhaf bir gündü. Babam ve annem günlerdir tatile girer girmez bizi eve beklediklerini söylemişti ve bunu benim dışımda herkes ciddiye almıştı anlaşılan.