Sabah olmuştu ve ben muhteşem morluğum ve dudağımdaki patlakla güne başlamıştım. Hafiften gerindim ve yataktan kalktım. Banyoya geçip işlerimi hallettikten sonra odama geçip okul kıyafetlerimi giydim. Belki bu halde okula gitmem saçmaydı ama evde kalıp kimsenin yüzünü görecek halim yoktu. Zaten suratımda da çok hasar yoktu. Elmacık kemiğimin üstünde güzel bir morlukla dudağımın kenarında hafif bir patlak vardı.Giyinip çantamı aldıktan sonra hızlı adımlarla evden çıkmıştım. Hızlı adımlarla okula gidiyordum çünkü dışarısı acayip soğuktu. Yol boyu hiçbir şey düşünmemiştim. Çünkü aklım zaten karıştı kafamın daha fazla bulanmasına gerek yoktu.
Okula vardığımda hiçbir yere uğramadan direk sınıfıma geçmiştim ki kapıdan girdiğimde beni sıramda bekleyen bir Tarık'la karşılaşmıştım. Sırama giderek "Kalkar mısın sıramdan" dedim. Öne eğik olan başını kaldırdığında gözleri şaşkınlıkla irileşmişti. Hemen kolumdan tutarak beni koridora çıkartmıştı. Sessiz bir köşeye ilerlediğimizde kolumu bırakarak önce morluğa daha sonra dudağımda ki yaraya dokundu ve "Kim yaptı bunu sana" dedi. Bir iki adım geri çekilerek "Sanane" dedim. "Bak Derin sinirlenmek istemiyorum" dedi ve "Kim yaptı bunları sana. O şerefsiz Ateş veya arkadaşlarından birisi mi yaptı?".
Her zaman ki gibi sinirlendiği için eli titriyordu. Artık onun hakkında bir çok şey öğrenmiştim. Ben suratına aval aval bakarken o sesini biraz daha sertleştirerek "Sana bunları kim yaptı?" dedi. Biraz daha sinirlenirse Ateş'lere saldırabilirdi ki bunun olmasını istemezdim. Onun başının belaya girmesini istemezdim. Sıkkın bir şekilde cevapladım "Babam yaptı".
Bir anda yüzünde ki ifadesi değişmişti. Sanki böyle çok sinirlenmiş de eli kolu bağlıymış gibi. Yanıma sokularak " Neden yaptı?" dedi. Sesini sakin tutmaya çalışıyordu ama pek başarılı olduğu söylenemezdi.
Nedense ona yalan söylemek gelmiyordu içimden bende direk gerçekleri anlattım. "Dün sana geldiğim için okulda yok yazıldım tabi evdekilere de mesaj gitmiş. Eve gelince de nerede olduğumu sordu. Bende tabi o p...e her zamanki gibi cevap vermedim. Tabi ben cevap vermeyince tepesi attı manyağın. Sonra bir kaç yumruk attı işte." ben bu şekilde rahat rahat anlatırken o artık sinirden farklı bir boyuta geçmişti. Resmen gözü seğirmeye başlamıştı. "Nasıl sana böyle dokunabilir" derken yavaşça yanağımı okşamıştı.
Elinin okşadığı yerler alev alırken kendimi bir adım geri attım yoksa birazdan burada kötü şeyler olacaktı. "İlk defa yaptığı bir şey değil zaten o yüzden sorun yok" dedim dikkatimi dağıtmak için. "Nasıl yani seni sürekli dövüyor mu?" demişti. "Hayır yani en son uzun bir süre ondan bana 10 yıl yetecek dayak yemiştim. Tabi beni bir süre dövmez diye düşünürken çok sinirlenmiş olacak ki tekrar dövdü ama sorun yok yani bu sefer ki diğerinin yanında sivrisinek ısırığı kalır." neden bu kadar bilgi vermiştim bilmiyorum. Gene çenem düşmüştü işte.
Bir anda kendimi onun kollarının arasında bulmuştum. Bana öyle sıkı sarılmıştı ki sanki hiç bırakmak istemezmiş gibi. Sarılırken bir yandan da konuşuyordu "Sen neler yaşadın böyle". Neden yapmıştım bilmiyorum ama onun sarılışına karşılık vermiştim. Böyle kollarımı sıkıcana onun beline sarmış ve başımı boynuna gömmüştüm. Onun sorusuna sadece göz yaşlarım cevap veriyordum. Bilmiyorum böyle ona sarılmak sanki geçmişte ki her şeyi bana unutturmuştu.
Ben ona sarılıp boynuna başımı gömünce nefes alışları hızlanmıştı. Onun nefes alışları hızlanırken benimde kalp atışlarım hızlanıyordu. Yavaşça kollarımı çözerken suratına baktığımda bakışlarında bir arkadaşlık değilde böyle başka bir duygu görmüştüm.
Birbirimizden ayrıldıktan sonra gözlerimin içine bakarak "Sana bir şey söyleyeceğim ama kızmak yok" dedi. Kafamı aşağı yukarı sallayarak "Tamam kızmayacağım" dedim. "Derin biliyorum sen beni bir kaç haftadır tanıyorsun ama ben seni bu okula geldiğinden beri tanıyorum" dedi ve derin bir nefes aldı. "Seni gördüğüm ilk andan beri senin farklı olduğunu anlamıştım" bak şimdi sinirlenmiştim "Ne yani eşcinsel olmam bu kadar göze batan bir şey mi" demiştim. "Üff sözümü kesmede bir dinle beni. Hayır senin farklı olman eşcinsel olmanla alakalı değildi. Sen diğerleri gibi değildin. Ne şımarıktın, ne de diğerleri gibi kendini beğenmiştin. Işıl ışıl parlıyordun. Diğerlerini bilmem ama sen benim için çok farklıydın. Çok güzeldin, çok saf ve çok temizdin. Böyle bazen gülümsediğini yakalardım işte o zaman gözlerinin içi parlardı. İşte ben o parlaklığa aşık oldum." dedi.
WHATTTTT?
Y/N: Okuduğunuz için teşekkürler:) Yorum yazar ve oy verirseniz beni çok mutlu edersiniz ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOTHER -[boyxboy]-
Teen FictionBaşka yerin insanları, başka filmin oyuncularıydık. -06.01.2018