DERİNHer insanın hayatında belli bir dönüm noktası olmuştur. Kimisi üniversite sınavından beklemediği bir puanı alır bir anda istemediği mesleği yapacak diye üzülür ve on aklına gelen bölümü seçer, kimisi bir anda hayatını değiştirecek birisine rastlar ve onunla devam eder yaşamına, kimisinin de hiç beklemediği anda beklemediği sürprizler çalar kapasını. Aynı şuan benim başıma gelenler gibi.
Benim hayatımın dönüm noktası babamdan yediğim o dayağa kadar gider. Yediğim okkalı dayak sonrası herşeyi boşverip sadece kendimi kurtarmaya odaklanmak iyice şekillendirdi hayatımı. Sadece ders çalışıp kitap okuyarak hayatımın sağlık açısından oluşan kısmını boşverişim beni buralara kadar getirdi. Vücudumda her zaman ağrılar vardı. Beden derslerinde her zaman ilk ben yorulurdum. Herkesin 100 puan olan dersi benim 70'i geçmiyordu çünkü hiçbir zaman denilen hareketleri tam yapamıyordum. Koşmam söylendiğinde 100 metre sonra nefes nefese kalıyor, basketbol oynarken bedenim çok çabuk yorulduğu için geri planda kalıyordum. Adam akıllı bir şeyi beceremediğim için sürekli düşük notlar alıyordum. Yapacak bir şeyim yoktu diğer tüm derslerim çok iyi olduğu için pek önemsemiyordum.
Aslında bu büyük olay yaşanmadan bir kaç gün önce vücudumda gariplikler vardı. Nefes alırken tam alamadığım gibi sesimde bir hırıltılı çıkıyordu. Kalbimde hep bir ağrı, bedenime hep bir yorgunluk hakimdi. Sürekli uyuma hissini Tarık'la buluşacağım için bir kenara atmıştım.
O güne dair hatırladığım şeyler hep silik silik. Kızın gelişi benim cafeden çıkışım. Daha sonrası yok zaten.
Gözümü açtığımda bir odada, ağzıma ve vücuduma takılı şeylerleydim. Yanıma gelen hemşireye sadece Tarık'ı çağırmasını söylemiştim.
Başıma gelenler yavaş yavaş açığa çıkarken nefes almak bile çok zordu o sıralar. Kaç doktor, hemşire gelmiş gitmiş sayamamıştım. Her biri vücudumda başka bir şey deniyordu. Bir gün içerisinde herşey ayarlanmış ameliyat olacağım söylenmişti. Tam bilincim açık olmasa da kapıdan çıkartıldığımda Tarık'ı görür gibi olmuştum.
Onu hakedecek ne yapmıştım bilmiyorum. Beni çok üzmüştü belki o cafede ama sonrasında söylediği şeylerle yüreğimi su serpmeyi bilmişti.
Yaklaşık olarak 2 haftadan fazladır hastanedeydim ve bir gün olsun yanımdan ayrılmamıştı. Bir ara yıkanmak ve kıyafet almak için yanımdan ayrılmış 1 saat sonra geri dönmüştü. Sürekli benimle ilgileniyor, geceleri kalktığımda baş ucumda uyukluyor oluyordu. Annemlerin onu yadırgayan bakışlarını görmüyor değildim. Hiçbir arkadaş bu kadar süre arkadaşının yanında kalmazdı. Tarık o kadar inatçıydı ki pes etmişlerdi.
Ailem benim bu halime ne tepki verdiler merak ediyorsunuzdur. Tepkileri şaşırılacak derecede ilginçti. Annemin korkusu ve yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Belli bana üzülmüştü. Aslında annemin tepkisi normaldi de babam beni çok şaşırtmıştı. O pezevenkten böyle davranışlar beklemiyordum. Bir üstüme titriyordu ki sormayın. 10 dakikada bir bir şey isteyip istemediğimi soruyordu.
Hayatın bana adil davranmadığını düşünürdüm. Ta ki şu hastaneye gelene kadar. Etrafımda o kadar kötü durumdaki insanlar vardı ki istemeden bile olsa kendimi şükrederken buluyordum. Her yer hasta doluydu. Özellikle çocuk hastaların olduğu bölüm beni çok etkilemişti. Kendimde belki kötü durumdaydım ama o çocukları gördükçe dayanamıyordum. Kimisi hasta yatağından kalkamazken kimisi tekerlekli sandalyeye mahkum bir şekilde ortaklarda dolanıyordu. Ben ki çok bunaldığımda ölmek isterdim ama bu hastaneye geldim geleli çok şey değişmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/134441667-288-k908877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOTHER -[boyxboy]-
Teen FictionBaşka yerin insanları, başka filmin oyuncularıydık. -06.01.2018