Acı kavramı herkes için farklıdır. Kimisi herhangi bir yerini vurur ve canı acır. Kimisi sevdiği kişi tarafından darbe yer kalbi acır. Bu acı fiziksel değildir tamamiyle psikolojiktir. Kimisi de benim gibi her ikisini de yaşar.
Tamda şuan hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak canım acıyor. Fiziksel olarak bacak aramda ve karnımda acayip kötü bir ağrı var. Psikolojik olarak da kaç aydır takıldığım, bakmadan duramadığım, onunla ilgili hayaller kurduğum adam tamamiyle bir piç çıktı. İşte bu yüzden kalbim ruhsal olarak bir çöküş içinde.
Bu arada nerede miyim? Hala düşmüş olduğum tuvaletin yerindeyim. Milletin işeyip sıçmak için kullandığı yerde boylu boyunca uzanmış bir şekilde kıvranıyorum. Babamdan yediğim dayaktan beri böyle güzel benzetilmemiştim. Bir an önce yerden kalkmam lazım ama bacak aramda ki acı buna resmen izin vermiyor. Galiba ölümüm tuvalette olacak.
Ben güzel bir şekilde yerde ne kadardır kıvranıyordum bilmiyorum ama bir süre sonra zilin sesini duydum. İşte şimdi sıçtın Derin zilde çaldı 40 dakika tuvalette böyle kaldın. Ağrıdan ölmezsem kesin kan kaybından öleceğim çünkü biraz önce şeyimde ıslaklık hissettim. Bu haldeyken kimseden etkilenmeyeceğime göre kesin kanıyordu.
Zilin çalmasının üzerinden 5-10 dakika geçmemişti ki (ki hala yerde kıvranıyorum) tuvaletin kapısı açılmıştı. İçeri giren eleman beni gördüğü hızlı bir şekilde yanıma adımladı.
-İyi misin?
Dedi. Muhteşemim ya valla bak bu soğuk zeminde çok güzel serin serin. Lan ölüyorum burada.
-Nefes alamıyorum yardım et.
Bacak aramda ki ellerimden anlamış olacak ki hemen beni kaldırmaya çalıştı.
-Ne yapıyorsun?
-Kalk lan işemen lazım. İşemezsen senin için pek iyi sonuçlar doğurmaz.
-Ne işemesi be ben burada geberiyorum sen işemeden bahsediyorsunuz. Manyak mısın lan sen?
-Lan bir kaç sene önce şeyime top gelmişti. Böyle senin gibi kıvranıyordum. Amcam kaldırıp tuvalete götürdü 'işe' dedi. Bak valla acısı falan azaldı. Hadi biraz yardımcı ol seni kaldırmama ki sayemde kıymetlin kurtulsun.
Yapacak bir şey yok. Şuan tanımadığım çocuğun dediklerini uygulamak zorundayım. Kolumun altından başını geçirmesiyle yavaşça yerden doğruldum. Çok ufak tefek bir şey değildi benim boyutlarımdaydı. Azıcık zorlanarak beni yerden kaldırmasıyla yavaşça kabinlerin oraya adımladım. Azıcık daha bu acı devam ederse bayılacak gibiydim. Girdiğimiz ilk kabinde hemen fermuarımı açmaya başladı. Bir bu eksikti elin herifinin görmediği kalmıştı. Yavaşça fermuarım da ki elini itip:
-Ne yapıyorsun lan sen?
-Geri zekalı canın bu kadar acırken daha ayakta duramazken nasıl planlıyorsun acaba pantolonunu indirip işemeyi. Şimdi rahat dur da ölmeden kurtarayım seni.
Dedi ve fermuarımı indirip pantolonumu sıyırdı. Çocuk haklıydı be resmen ayakta duramıyorum birde gelmiş bana yardım eden birisine artistlik yapıyorum. Neyse pantolonumu sıyırdığı gibi hızlı hareketlerle boxerımıda sıyırdı. Utanma Derin utanmamalısın. Hişştt kızarma bak gene domatese döndün. Boxerımı indirdiği gibi ağzından bir küfür kaçmıştı:
-HAsssss.... öküzlere bak sen nasıl vurmuşlar ya. Oğlum resmen kanatmışlar.
Demesiyle aşağı bakmam bir olmuştu. Gerçekten kanamıştı. Öyle aman aman bir kan yoktu ama bir erkekseniz şeyinizde kan görmeye fazla alışık olmuyordunuz. Zaten fiziksel olarak da kanaması iyi bir şey değildi. Ben ağlak gözlerle şeyime bakarken tekrar konuşmaya başladı:
-Benim tutmamı istemiyorsun herhalde. Hadi zorla biraz kendini ve hemen işe. Bak yoksa sonuçları iyi olmayacak ve hastaneye gitmek zorunda kalacaksın.
Dediğini uygulayarak zorla işemeye çalışmıştım. Çalışmıştım diyorum çünkü canım o kadar yanıyor ki işeyemiyorum bile.
-Hadi lan zorla bak oğlum morarmaya başlamış. Hadi lan elinde olan tek elementi de kaybetme. Hadi bakalım sık kendini.
Destek amaçlı söylediği kelimelerle kendimi biraz daha zorladığımda hafiften sıvı akışı başlamıştı. Tabi işerken bir yandan sıvıya kanda karışıyordu. Yavaş yavaş düzgün bir şekilde işemeye başladığımda dediği gibi birazcık acım azalmıştı. Yaklaşık 1-2 dakika kadar işedikten sonra dediği gibi acım olabildiğince azalmıştı. Allah Allah çok ilginç. İşeyerek acının azalması kadar saçma bir şey görmedim valla. Neyse acım azaldı ya gerisi boş. İşememi bitirip tam boxerımı çekeceğim sırada eline dolamış olduğu rulo tuvalet kağıdını uzattı.
-Al bunu önüne koy kanaman az az da olsa olur biraz. Herhalde okulda önünde kanlı bir pantolonla gezmek istemezsin.
Dediğini yapıp elindeki tuvalet kağıdını şeyime güzel bir şekilde tampon yapıp boxerımı yukarı çektim. Ulan şuan var ya boxer bile canımı acıtıyordu. Boxerdan sonra pantolonumu da yukarı çekip üstümü düzelttim. Daha sonra yavaştan arkamı dönerek kabinden çıkmaya çalıştım. Tabi sadece çalıştım. Çünkü adım atmamla canım acımıştı. Ulan sanki tekrar sünnet olmuştum. Bu nasıl bir acıdır yarabbi. Ekşiyen suratımı gören eleman biraz önce tuvalet yerinden kaldırırken yaptığı gibi kolumu boynuna doladı.
-Gel bakalım gazi. Valla az kaldı bok yoluna gidiyordun. Hayır anlamıyorum ne işin olur o itlerle senin. Gayet sakin bir tipe benziyorsun. Oğlum o çocuklar yer lan seni.
Ne geveze çıktı bu velet ya. Bir saattir resmen başımı şişirdi. Neyse şimdi laf yapmayayım sayesinde kıymetliyi kurtardık. Minnettar olmak lazım. İnsan gibi bir teşekkür edeyim bari.
-Sağol bu arada. Herhalde sen tuvalete girmeseydin kan kaybından ölürdüm. Sana borçlandım.
-Saçmalama lan mal. Ne kan kaybı. Altı üstü hafif hafif sızdırıyordun. Kan kaybından değil ama büyük ihtimalle erkekliğin gideceği için kahrından ölürdün.
Bak p.....e birde espiritüel çıktı. Biz burada ciddi ciddi teşekkür edelim beyefendi dalga geçsin. Sinirle bir anda omzundaki kolumu çektim.
-Bırak be ben kendim yürürüm. Neyse tekrar teşekkürler. Merak etme bu iyiliğini unutmayacağım.
Deyip yavaş yavaş tuvaletten çıktım. Bacak aramdaki acı yüzünden resmen ördek gibi yürüyordum. Gören beni tuvalette 10 kişinin si.......ni zannederdi. Arkamdan gelen o kamilin sesini duymuştum.
-Dur lan dur şaka yaptım. Sende ne alıngan çıktın be . Gel gel böyle ördek gibi daha ne kadar yürüyeceksin. Hem iyiliğim karşısında bana bir kahve ısmarlayabilirsin. Nasıl olsa herkes derse girdi çoktan yok yazılmışsındır. Bari bir kahve ısmarla da içimiz ısınsın.
Dedi ve biraz önce ki gibi gene kolumu omzuna aldı. Galiba kendimi onunla iyi anlaşacak gibi hissediyordum. Kafa bir şey benziyordu. Okulda ki diğerleri gibi şımarık ta değildi hem. Aslında bu çocukla arkadaş olmaktan ne zarar çıkar diye düşünmeden edemedim bir an. Tam düşünceler beynimi kurcalarken kafasını sola döndürerek bana baktı ve konuştu:
-Ben Tarık bu arada 11-C'den.
Y/N: Yorum yazmayı ve oy vermeyi unutmayın :) Okuduğunuz için teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOTHER -[boyxboy]-
Novela JuvenilBaşka yerin insanları, başka filmin oyuncularıydık. -06.01.2018