TARIKDerin'in acilen ameliyat olmasının gerektiğini öğrendiğimizden beri bir kaç saat geçmişti. Bu sürede babası oğlunun özel bir hastaneye aktarılması için gerekli işlemleri tamamlamıştı. Ayarlanan ambulansla diğer hastaneye geçen Derin'in yanına kimseyi bindirmemişlerdi.
Yoğun bakım camı hariç onu bu kadar yakından en son kavga ederken görmüştüm ki bu da 10 saat olmamıştı. O çok sevdiğim adamın her yerinden bir kablo sarkıyordu. Benim öperken kıyamadığım dudaklarına bir boru sabitlenmiş ağzından içeri doğru gidiyordu. Bu hayatta her duygu yaşamıştım da bu kadar çaresiz hissetmemiştim.
Hastaneye geldiğimizden beri bilinci açık değildi. Ki ambulansa bindirilirken bile gözleri kapalıydı. Çok özlemiştim be o boncuklarını görmeyi. O ambulansa bindirilirken babası yanıma gelip eve gitmemi söylemişti. Düşünmeden itiraz ettim. Onu bir an bile yalnız bırakırsam benden ayrılacak gibi hissediyordum. Babası tutumu görünce ısrar etmeyi bıraktı.
Gideceği hastanenin ismini öğrenmiştim. Bir taksiye doğru ilerlerken arkamdan birisi bağırdı "Nereye gidiyorsun?". "Hastaneye" diye cevap verdim hızlıca. "Aynı hastaneye gidiyoruz. Atla" dedi arkasındaki arabayı göstererek.
Hızlı adımlarla kapıyı açarak arka koltuğa oturdum. Babası da hemen şoför kısmına geçerek kontağı çalıştırdı. Orta hızda ilerlerken önden annesinin hıçkırık sesi duyuldu. Kadın bir kaç saat ağlamasını durdurmuştu ama dayanamamış olacak ki tekrar başladı. Bir yandan ağlarken "Çok yormuşuz oğlumun kalbini. Baksana bize o kadar kırılmış ki kalbindeki delik ne kadar büyük olmuş." dedi. Babası hafiften kızgın bir sesle "Saçmalama Esin kalbinde ki şeyin kırgınlıkla alakası yok. Azıcık mantıklı düşün ya" dedi.
Burada ne halt dönüyor anlamamıştım ama Derin'in ailesine kırgınlığının bir sebebi olduğu belliydi. Annesi konuşmasına devam ederek "Bunların sorumlusu ikimiziz anladın mı? Bunların sorumlusu senin o anlayışsız beynin. Ne olurdu he oğlunu öyle kabul etsen. Ne olurdu biraz daha anlayış göstersen. Ne olurdu sadece tokat atmakla yetineceğin yerde hastanelik edecek kadar dövmesen. Bunların sorumlusu benim. Sen ona vururken durdurabilseydim. Sen beni odaya kapattığında polisi arasaydım. Hastaneye gittiğimizde senin yaptığını söyleyip oğlumu da alıp buralardan gitseydim şimdi oğlum belki o ambulansta olmayacaktı. Belki derdi sıkıntısı olduğunda, bir yeri ağrıdığında gelip bize anlatacaktı. Şimdi hangi hastanenin kalp cerrahı iyi diye araştırmak yerine hangi üniversitenin eğitimi iyi diye araştıracaktık. Senim o bok beynin bu kadar kötü olmasaydı, benim sana olan sevgim oğlumunkinden az olsaydı oğlum şuan yaşam savaşı vermeyecekti." dedi göz yaşları içinde.
Ne boklar döndüğünü tam anlayamasamda tek bir şeyi çözmüştüm benim canım, ailesinden darbe almıştı. Yormuşlardı boncuğumu o yüzden kimseyle samimi değildi. O yüzden kendi içinde yaşıyordu.
Annesinin hıçkırıkları ve söylenmeleri ile hastaneye varmıştık. Hiçbir şey demeden direk arabadan indim. Anne babasına o kadar kızgındım ki böyle ikisinide ayaklarına taş bağlayıp okyanusa atmak istiyordum.
Hızlı adımlarla acil kısmındaki görevlilerin olduğu kısıma ilerledim. Orada ki bir bayana "Biraz önce Derin Akıncı adında bir hasta nakil olduda nerede şuan?" diye sordum. Kız hafif gevşek ağzıyla "Siz nesi oluyorsunuz" dedi. Bütün sinirimi bu karıdan çıkartmamak için zor tutuyorum. "Sevgilisiyim. Oldu mu cicim? Şimdi çabuk yerini söyle" dedim. Normalde her zaman kadınlara karşı kibardım. Benide bir kadın doğurdu sonuçta. Nasıl davranmam gerektiğini ondan öğrenmesem bile saygı duymam ve kibar davranmam gerektiğini kendim öğrenmiştim. Ama bu kadın zaten canımın yarısı kötüyken bir de böyle sorular sorunca tepemi attırmış ters çıkışmıştım. Kadın bilgisayara bakarken o anda Derin'in annesi ve babası yanıma gelmişti. Ağzı yayık abla "Derin Akıncı direk yoğun bakım ünitesine alınmış. Sağdan devam edince merdivenlerden çıkarsanız direk karşısı" dedi.
Direk hızlı adımlarla dediği yolu takip ederken arkamdan annesinin ve babasının ayak seslerini duyuyordum.
Yoğun bakım kısmına gelince yan yana dizili bir kaç yatak vardı. Hemen yatakları gözlerimle taramaya başladım. İlk yatakta yaşlı bir amca vardı. Onun da aynı sevdiğim gibi her yerine hortum bağlıydı. Amcanın yanında daha yaşlı bir teyze yatıyordu. Teyzenin yanında da daha genç 45-50 yaşlarında bir abi vardı. Gözüm sevdiğimi ararken abinin yanında ki yatakta onu gördüm.
'O yatağa hiç yakışmıyorsun sevgilim' demek istedim. 'O yatağa fazla gençsin' demek istedim. Diyemedim. Sadece baktım camın arkasından hüzünlü hüzünlü.
Ben camdan gül yüzünü incelerken doktor gelmiş anne babasıyla konuşuyordu. Hemen yanlarına gidip ne dediğini dinlemeye başladım. "Verilen ilaçlar dolayısıyla şuan uyuyor. En geç bir saate uyanır. İlaç vermeyi kestik. Kalktığında nefes almada zorluk çekeceği için yoğun bakımdan çıkartmayacağız. Anlamadığım şey nasıl bu kadar süre farkına varılmadığı. Deliğin çapı hiçde öyle küçümsenecek kadar ufak değil. Bir tane kalp cerrahisinden profesörümüz var kendisi şuan Almanya'da. Kendisine haber verdik bugün akşam saatlerinde bir ameliyatı varmış ameliyatı bittiği gibi ilk uçakla Türkiye'ye gelecek kendisi. Tahmininizce yarın öğlen saatlerinde hastanede olur. Onunla durum hakkında detaylıca konuşup bir karara varırız. Tek çıkar yol ameliyatı gibi gözüküyor. Ameliyat tehlikeli olacağı için hocamızında görüşünü almamız gerekiyor. Bu yüzden o gelinceye kadar bekleyeceğiz. Uyanınca kendisini görebilirsiniz yalnız görüşmeyi uzun tutmadan. Yorulmaması çok önemli. Görüşme esnasında mikrop kapmaması için hemşire hanım size kıyafetler verecek. Başka bir sorun varsa sorabilirsiniz." dedi. O kadar güzel herşeyi açıklamıştı ki bize sorulacak soru bırakmamıştı.
Uyanmasını beklerken vakit geçmiyordu sanki. Bekleme koltuklarında oturmaktan kıçım ağrımaya başlamışken hemşirelerden birisi yanımıza geldi hızlı adımlarla. Babasına doğru bakarak "Tarık bey, Derin bey sizi çağırıyor yanına" dedi. Babası kızgın bir ses tonuyla "Benim adım Tarık değil" dedi. Yüzümde kocaman gülümsemeyle "Tarık benim" diye atladım. "Beni takip edin üstünüze steril kıyafetler giymeniz gerekiyor" derken onu takip etmeye başlamıştım.
'Yoğun bakım' yazan kapının oraya geldiğimizde hemşire giriş tuşuna bastı. İlk girdiğimiz yerde bir bölme vardı. Hemşire kız bir dolaptan paketi açılmamış kıyafeti elime uzattı "kıyafetinizin üstüne giyebilirsiniz eldivenleri ve boneyi takmayı unutmayın" dedikten sonra soyunma kısmından çıktı.
Hızlı hızlı giyinirken aklıma bir şey takılmıştı. Derin benim burada olduğumu nasıl anlamıştı ki. Ben bayıldığında yanına koştuğumda gözleri kapalıydı beni görmemişti. Bildiğim tek şey vardı eğer burada olmasaydım onun uğrayacağı hayal kırıklığını düşünemiyordum. Tekrar ısrarcı davrandığım için şükrettim.
Giyindikten sonra hemen kapının orada ki hemşirenin yanına gelmiştim. Beni görünce "Beni takip edin" dedi. Biraz önce camın arkasından gördüğüm bölüme geçmiştik. Uzun odada aralıklar bir sürü yatak vardı. Yaşlı amca ve teyzenin yanından hemen geçtikten sonra orta yaşlı abinin yanına geldiğimizde adamın suratındaki deformasyonu yeni farketmiştim. Kafamı çevirip devam ettiğimde sevdiğimi görmüştüm. O boncuk gözlerini açmış tavana bakıyordu. Hemen yanına vardığımda hemşirenin sesini duydum "5 dakikadan fazla uzun sürmesin yorulmaması gerekiyor" dedi. Kafamı sallayıp onayladığımda direk Derin'e bakmaya başlamıştım. İkimizin gözleri çakıştığında hemen yanaşıp serumun takılı olmayan elini tuttum. Gerçi o elinde de parmağına takılı bir alet vardı.
Kafasına doğru eğilip hafiften maskemi sıyırıp anlını öptüm. Kokusunu derince içime çektim. Unutmamak istermiş gibi. Bana bakan gözleri hafiften gülümserken serum olan eliyle yavaşça ağzındaki maskeyi çıkarttı ve "Shrek'e benzemişsin gerizekalı" dedi.
Güldü. Ben de güldüm.
Y/N:Bu bölümün akışı biraz ağırdı. İlerleyen bölümlerde daha az betimleyerek anlatacağım inşallah. Bu arada okunma sayısıyla oy sayısı arasında dağlar kadar fark var. Bu minnoş kalbimi kırmıyor değil. Lütfen oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın :) Okuduğunuz için teşekkürler ;)
![](https://img.wattpad.com/cover/134441667-288-k908877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOTHER -[boyxboy]-
Подростковая литератураBaşka yerin insanları, başka filmin oyuncularıydık. -06.01.2018