TARIK
'Shrek'e benzemişsin gerizekalı' demişti. O zorla gülen gözlerini yediğim. Sadece gülerek cevap vermiştim. Zaten vakit kısıtlıydı. Bütün zamanımı onun boncuklarına bakarak geçirmek istiyordum. Gözlerimin içine baktı tekrar "O kız kimdi? Ne olur doğruları söyle" dedi kısık sesiyle. Yalan söylemeyecektim ama onu üzecek bir şey de söylemeyecektim. Boncuklarına diktim gözlerimi "Emin ol senden değerli birisi değil. Bak şimdi yeri ve zamanı değil ama senin kendini üzmeni gerektiren hiçbir şey olmadı birtanem o kızla aramda. Geçmişte yaşadığım şeyler bir önceki hayatımdaydı. Artık bundan sonra seninle başka bir hayatım var. Yeniden doğdum ben seninle. Şimdi kendini üzme ve kafana bunları takma. Bilmen gereken tek şey seni canımdan çok sevdiğim." diyerek anlına hafif bir öpücük kondurdum.
Gözlerimin içine baktı tekrar " Beni bu kadar çok seviyor musun gerçekten?" dedi. "Tahmin bile edemezsin. Şimdi daha fazla kendini yorma. Ne olup ne bittiğini çok merak ettiğini biliyorum. Doktor birazdan gelip konuşur seninle." dedim. Konuşmamız boyunca elini bir an bile bırakmadım ki benden gitmesin. Çünkü içimdeki his elini ne zaman bıraksam benden kaçıcakmış gibi hissettiriyordu.
Biraz daha böyle dururken hemşire uyarı amaçlı geldi. Evet ayrılma vakti gelmişti. Son bir kez daha eğilip anlına bir öpücük kondurdum. Siz son dediğime bakmayın o ameliyattan sağsalim çıkınca öpücüklere boğacağım.
Tuttuğum eli yavaşça geri çekmeye çalışırken elimi bırakmadığını farkettim. Tekrar gözlerine bakarak elimi yavaşça çekmeye çalıştığımda olan iki gıdımlık gücünü de elimi tutmaya harcıyordu. Gözlerimin içine hafif ağlamaklı baktı "Gitmesen Tarık" dedi. Yapma be bunu bana. İçim parçalanana parçalanana yanına yanaştım "Bir yere gittiğim yok birtanem. Senin mikrop kapmaman için yanında fazla kalmamam gerekiyor" dedim. Suratında olabildiğine büyük bir gülümsemeyle "Vay be bir günde senin mikrop olduğunu anlamışlar. Bak doktorlar bile hemen farkına vardı" dedi o güzel gülümsemesiyle.
En çokta bu hazır cevap hallerini seviyorum. Bu kadar yorgunken bile bana laf yetiştirebilmesi beni mutlu etmişti. Esprisine karşılık kocaman gülümseyerek "Şuan hastanede olduğumuz için cevap vermiyorum. Ama bu esprilerin hepsinin hesabını şuradan çıkınca sorucağım" dedim. "O zaman ben bu süreyi iyi değerlendiriyim bari. Seninle dalga geçme fırsatı her zaman elime geçmeyebilir." dedi.
Gülümseyerek elini bıraktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım. Böyle keyifli olması hoşuma gitmişti. Onun yüzünün solgun olmasına dayanamıyordum.
Ben çıktıktan sonra önce annesi sonra da babası girmişti içeri. Ben çıktığımda anne ve babasının gözlerinden okunuyordu bozuldukları. Ama yapacak bir şeyim yoktu. Benim boncuğumu çok üzmüşlerdi. Belki bende üzmüştüm ama eminim onlar kadar değil.
Zaman hızlı bir şekilde akmış sabah olmuştu. Ben koridorda ki koltukta iki büklüm bir kaç saat uyumuştum. Sabah olduğunu kolumdaki saatten anlamıştım. Saat 8 civarıydı. Hemen ayaklandığımda anne ve babasını bir doktorla konuşurken görmüştüm. Hemen yanlarına ilerledim. Konuşmalarından anladığım kadarıyla profesör uçaktan inmiş yarım saat sonra hastaneye gelecekti.
Zaman hızını kesmemişti. Profesör geleli 1 saat olmuş içeride hummalı bir koşuşturma hakimdi. Duyduğum kadarıyla ameliyata karar verilmiş bir kaç saat içinde ameliyat başlayacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/134441667-288-k908877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANOTHER -[boyxboy]-
Teen FictionBaşka yerin insanları, başka filmin oyuncularıydık. -06.01.2018