BTS - Let Me Know
Şaşkınlıkla sınıf arkadaşım Sümeyye'ye bakarken o bozuk bir yüz ifadesi ile bir Akif'e bir bana bakıyordu. En sonunda bu durumdan sıkıldığımda gözlerimi devirip Akif'e döndüm.
"Kimsenin bana bir şey dediği yok, Akif."
Dedim ve yoluma devam ettim. Binaya yaklaşınca ilerdeki banka istemsizce gözüm kaydı. Fırat yoktu. Nerede olduğu da beni ilgilendirmiyordu. Şaka şaka deli gibi merak ediyordum nerede olduğunu. Naz Ölçal kafamın içinde bağıra bağıra şarkının bildiğim tek kısmını söylüyordu. Neredesin şu an mesela, kim var yanında?
Sınıfa çıktığımda Meyra benden önce gelmiş oturuyordu. Telefonundan hızlı hızlı bir şeylere basıp, şaşkın şaşkın bakıyordu ekrana. Yanına geldiğimde o kadar kendini kaptırmıştı ki yanındaki varlığımı fark etmemişti. Kafamı uzatıp telefonuna baktığımda bir oğlan çocuğunu stolkladığını gördüm. Ah Meyra...
Kulağının dibine iyice yaklaştım.
"Kız,"
Bağırarak söylediğimde korkmuştu. Baş parmağını üst dişlerine geçirip kafasını arkaya itti.
"Ödümü patlattın ya!"
Ben kıkır kıkır gülerek yanına oturdum. Taşınma olayından ona bahsetmemiştim. Söyleyince ne tepki vereceğini bilmiyordum ve korkuyordum. Ondan ayrılmak, onu unutmak, onun beni unutması zoruma giderdi. Lise arkadaşlıkları bambaşkaydı ve ben her şeyimi paylaştığım ikizim gibi dibinden ayrılmak istemediğim kardeşimi terketmek istemiyordum.
Meyra somurtarak bana bakıyordu. Onun da bir sıkıntısı vardı bu, belliydi. Tek gözümü kırpıp kafamı salladım.
"Hayırdır? Bir sorun var gibi."
Derin bir nefesi oflayarak dudaklarının arasından bıraktı. Koca kafasını etli omzuma yerleştirdi.
"İçimde anlamsız bir sıkıntı var pandam. Neden olduğunu bilsem en azından kendimi yatıştıracak bir yönünü bulurum ama bilmiyorum. İçim daralıyor."
Gözlerimi kırpıştırdım. Bahsettiği sıkıntı bende de vardı. Tek fark ben nedenini biliyordum. Bir anda omzumdaki başını kaldırıp, gözlerimin içine kedi gibi baktı.
"Ne isteyeceksin Meyroşum?"
Diliyle kısaca dudaklarını ıslattı ve ağzındaki baklayı çıkarttı.
"Diyorum ki, acaba okuldan sonra bir yerlere mi gitsek? Hem kafamızı dağıtmış oluruz, eğleniriz biraz."
Işıldayan gözleriyle bana bakan arkadaşımın teklifini reddetmek istemedim. Ondan ayrılmamı da okul çıkışına saklayabilirdim. Kafamı olumlu anlamda salladığımda mutlulukla gülümsedi. Ben onu biliyordum. Kesin önce bir sinemaya girecektik sonra da AVM'de boş boş gezip elbiseler deneyecektik. Sonra da yorgun argın eve dönecektik.
🌸
Okul çıkışı her şey tahmin ettiğim gibi olmuştu. Önce bir komedi filmine girmiştik ve katıla katıla gülmüştük. Filmin saçma sapan yerlerinde ağlayasım gelmişti ama kendimi tutmuştum.
Mağazaların önünden geçerken, son baharın gelmesiyle sıcak renklerin hakim olduğu vitrinler geçen haftaya göre daha renksizdi. Bir mağazanın önünden geçerken vitrinine koyduğu elbise dikkatimi çekmişti. Bir an durup elbisenin karşısında elbiseyi izlemeye başladım.
Bele kadar oturan elbise, belden sonra geniş iniyor, astarın üstüne dikilmiş uçuş uçuş kumaşıyla hoş görünüyordu. Rengi siyahtı. Kolları dirsek altında bitiyordu ve eteğinin de boyu dizin hemen altındaydı. Büyük ihtimalle ben giysem dizimin iki parmak altına rast gelirdi.
Vitrine dalıp gittiğimi fark eden Meyra yanıma gelip koluma girdi ve mağazanın içine sürükledi beni. Kapının yakınında duran görevli kızın karşısında durup heyecanlı sesiyle konuştu.
"Vitrindeki siyah elbisenin 40 bedenini getirir misiniz?"
Şaşkın yüzümle Meyra'ya döndüm. Gülümseyen yüzüyle tek omzunu umuraamazca silkti. Madem kafa dağıtmaya geldik, deneyelim o zaman şu elbiseyi. Son amda görevli kızı durdurup düzeltme yaptım.
"Yalnız bedeni 44 olursa daha iyi olur."
Görevli kız ve Meyra şaşkınca bana bakarken kaşlarımı kaldırdım. 40 bedenin bana olmasını bekleyemezlerdi değil mi?
Meyra sinirle bana döndü ve kolumdan çıkıp beni baştan aşağı süzdü. İnsanların beni böyle izlemesinden rahatsız olutordum.
"Kızım senin evindeki aynada mı sorun var, anlamadım ki. 44 sana büyük olur, saçmalama."
Görevli kız da Meyra'ya katıldığını belli edercesine başını sallayıp elbisenin olduğu tarafa ilerledi.
"Eğer o 40 bedene giremez de yırtarsam parasını sen ödersin, Meyra!"
Ben sinirle solurken Meura tekrar koluma girdi ve görevli kızın elindeki elbiseyi alıp deneme kabunlerine yönlendirdi. Boş kabinin önüne gelince ince ceketimi ve çantamı Meyra'ya verip elindeki elbiseyi aldım. Kabine girince askıdaki sert kumaşlı elbisenin koltuk altındaki fermuarını açtım. Kendi üstümdekileri çıkarıp elbiseyi başımdan geçirdiğim de şaşkındım. Aslında her alışverişte aynı olayı yaşıyorduk ama ben büyük beden istemekten kurtulamıyordum. Elbisenin fermuarını kolayca çektiğimde içinde gayet rahat hareket edebiliyordum.
Kabinden çıkınca Meyra'nın gözleri parladı. Koridorun sonundaki aynadan kendime baktığımda elbisenin üzerimde fena durmadığını fark ettim. Etli bir kızdım ama belim ince ve oyuntuluydu. Belden oturtmalı olduğu için de üstümde güzel durmuştu.
"Ay, lütfen bunu al Selin, çok yakıştı."
Alsam nerede giyeceğimi bilmiyordum. Bu yüzden para da vermek istemiyordum. Elbiseyi beğenmiştim ama almaya sebep bulamadığım için omzumu silkip kabine tekrar girdim. Okul formamı tekrar üstüme geçirip çıktığımda Meyra somurtarak bana bakıyordu. Elindeki eşyalarımı alıp mağazanın çıkışına ilerledim. Meyra da atkamdan geliyordu.
AVM'den çıkarken Meyra'ya konuyla ilgili giriş yapamaya karar verdim.
"Meyra sana bir şey söy..."
Gördüklerimle bir anda duraksadım. AVM'ye bağlı bir kafenin balkon kısmında oturanlar bir anlık kalbimi duraksatmıştı. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. İçimde bir yerlerin sıkıştığını, parçalandığını hissediyordum.
Meyra'nın bir şeyler söylediğini duyuyordum ama ne dediğini anlayamıyordum. Ben aynı noktaya bakmayı sürdürürken Meyra da aynı yöne döndüğünde onun da şok olduğunu anlamıştım.
Kalbime bağlı damarlara jilet atılıyor gibi hissediyor ve yoğun acı çekiyordum. Melike'yi gerçekten sevmediğini biliyordum. Peki bu...
🌸🌸
Biliyorum bölüm istediğim vakitten daha geç geldi, üzgünüm. Bazen istediklerimizi yapamıyoruz ve engeller çıkıyor işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİŞKO MESAJLAR
Short StoryKilosu fazla olduğu için cesareti olmayan minnak Selin müthiş zekasıyla sevdiği beyin anonimi olmaya karar verir. E olay da ordan başlar zaten...