.20.(düzenlendi)

550 34 13
                                    

Öncelikle bölüm geç geldiği için özür dilerim. İki hafta sınavlarım oldu ardından wattpad kafayı yedi ve yazdıklarımı mahvetti. Sonunda yb geldi.

BTS - Save Me

Okul çıkışı olduğunda Meyra ile birlikte hızla sınıftan çıktık ve hemen soyunma odasına indik. Meyra beni kapının önünde beklerken ben aceleyle spor kıyafetlerimi giydim. İkimiz de heyecanlıydık. Ben Fırat'a ders vereceğim için Meyra da olay çıkacağı için heyecanlıydı. Zaten Meyra'ya konuşulacak malzeme çıksa yeterdi.

Kapalı spor salonuna giriş yaptığımızda bizim dışımızda birkaç kişi bulunuyordu sadece. Üç kiþi arasında parmak pas yaparken beden eğitimi hocası kenarda oturmuş elindeki kağıtlarla ilgileniyordu. Hocanın yanına gidip selam verdik ve Meyra'nın bugün izleyici olacağını söyledik. Kenarlarda duran oturakların yanına geçip oturduk ve planımızın işlemesi için Melike'nin gelmesini bekledik. Çok sürmeden Melike de spor salonuna giriþ yaptığında hemen yerimizden kalkıp Mlike'nin bizi duyabileceği bir mesafede konum aldık.

Sanki Meyra ile sırrımı paylaşıyormuş gibi kulağına eğildim ama sesimi fısıltıdan daha yüksek tuttum.

"Fırat'ın serseri olduğunu biliyordum ama bu kadarını da beklemiyordum gerçekten."

Ben oyunu başlattığım da Meyra da bana uydu.

"Neden, ne oldu ki? Bir şey mi duydun?"

Meyra her zamanki gibi meraklıydı. Sanki ne söyleyeceğimi bilmiyormuş gibi gözlerini iri iri açmış bana bakıyordu.

"Bugün telefonla konuşurken duydum. Bir kızla konuşuyordu ama konuştuğu kişinin Melike olmadığına eminim. Kıza caným, aşkım falan dedi. Bir de bugün buluşacaklarmış."

"Ay, inanamıyorum. Melike'yi aldatıyor mu yani? Yazık Melike'nin de hiçbir şeyden haberi yok."

Yaşlı teyzeler gibi 'cık cık cık' sesleri çıkarıp üzülüyor numarası yaptım. Konuşmamızı dinleyen Melike anında yanımızda bitti. Balık oltaya gelmişti. Gözleri dolmuştu, bir an pişman olur gibi hissettim ama kendimden ödün vermedim. Belki kötülük yapıyordum şu anda ama kendim için iyilikti. Yani öyle umuyordum.

"Ne dediniz az önce?"

Sanki Melike'nin bizi duymasına şaşırmiş gibi birkaç dakika kekeledim. Oscar'lık kızım vallahi.

"Aa Melike, sen burada mıydın?"

Başını hızlı hızlı salladı. Hayallerinin yıkıldığı gözlerinden okunuyordu. Fırat'ın onu sevmediği ortadaydı, hayal kurarken aptallık yapmıştı. Tamam, ben de Fırat'la hayaller kuruyordum ama ben sadece bunu hayallerimde tutuyordum. Gerçekliğe dökülmeyeceğini de biliyordum. Ona gizliden mesaj atmam ise... Bilmiyorum, sanırım kalbime yapılan baskıdan bir nebze olsun kurtulurum sandım ama öyle olmadı. Sanki baskı gün geçtikçe, zaman aktıkça, gelecek bugün oldukça artıyordu. Bu baskı beni güneşin sıcağından alıp, güneş gözlünün kutuplarına çekiyordu. Canım yanıyordu.

"Söyle Selin, neredeler, biliyor musun?"

Önce Meyra'ya baktım. Söylememi bekliyordu.

"Akmerkez AVM'de olacaklarını biliyorum. Yine Mado'da otururuz falan diyordu, yanlış duymadıysam."

Melike cevap vermeden koşarak spor salonundan çıktı. Ağlıyordu, bu beni üzmüştü. Ah bu içimdeki insan sevgisi...

.

Planımı işleme dün koymuştum. Bugün ise meyvelerini toplayacağımı ümit ederek okula yürüyordum. Eğer düşündüğüm şeyler olmuşsa bu, Fırat'ı üzecekti. Onun üzülmesi beni mutlu etmeyecekti fakat içimdeki yangının üstüne bir avuç toprak atacaktı.

ŞİŞKO MESAJLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin