Merhaba canlarım uzuuuuuuun bir süre sonra tekrar buluştuk.Ama bildiğiniz gibi geç gelmesi vote sayısının olmamasından kaynaklanıyor....Umarım yeni bölümü begenirsiniz :))) Ciddi ciddi silmeye karar vermişken 30 vote cuk olmuş bile.. :) Evetttt gelelim bizim çilekeş kızımız Nefes'e.. Ne çekti be :)))) Arkandayız Nefes :)) İyi okumalar su kucucuk vote dugmesine tıklayan ballarım elleriniz dert gormesin lulululu :))))
********
Ünal'ın yere düşen gömleğiyle gözlerimi kapattım hiç açmamak dileğimle.Üzerinde sadece pantolonu vardı.Benim üzerimdeki t-shirtümü çekip attı.Lan o elindeki bez parçası kac para haberin var mı senin?Bazı insanlar onun seviyesinde kazanmak için bile neler çekiyolar.Gerçi hiçte anlamam bir t-shirt neden 150 tl olsun ki.Sanırım bu şuan düşünmem gereken son şey.Karşısında südyenle duruyordum.Ellerimle vücudumu kapatmaya çalıştım.-Bak nolursun! Ne istiyorsa al.Yeter ki bırak beni
Yanağımda hissettiğim acıyla engel olamayacağımı anladım.Dünyada milyonlarca insan varken neden ben Allah'ım! Ünal'ın sigara ve içki kokusu dolu dudakları boynumu bulduğunda elleriyle pantolonumu çıkartıyordu.Şuan karşısında sapık Rüzgar'ın aldığı pahalı iç çamaşırı takımıyla duruyordum.Boynumun morardığına yemin edebilirim.Artık ağlamıyordum bile,biran önce olsun bitsin istiyordum.Umutlarım tükendi.Kırılan kapıya baktığımda aslında tamda tükenmediğini anladım.Ama kapıya baktığımda daha önce hiç tanımadığım bir adam gördüm.Oldukça yakışıklıydı.Ünal'ı üzerimden attığında üzerime kıyafetlerimi fırlattı.
-Hadi giyin çabuk ol!
Bu ses.... Bana çok tanıdık geliyordu.Titreyen ellerimle üzerimi giyerken Ünal,yerde kıvranarak yatıyordu.Bu tanımadığım yakışıklı adam beni kucakladığında ondan bir saniye istedim.Şaşkınca bana bakıp beni yere bıraktı.Yavaş adımlarla Ünal'ın yanına gittim.Yüzüne tiksinerek baktım ve karnına tekme attım.Bir karıncayı bile incitmeyen ben,okulda saçını başını yolduğum kızlar hariç.İlk defa bir insana böyle davranmıştım.Ama hiç pişman da değildim.Dışarı çıktığımızda siyah takım elbiseli adamların hepsi yerdeydi.Gözlerim Rüzgar'ı aradı,ama bulamadı.Bu sesini tanıdığım adam beni son derece lüks bir arabaya bindirdiğinde.Ünal'dan kurtulduğuma mı sevinmeli miydim? Yada daha büyük bir belanın habercisimiydi?
-Aç mısın?
Usulca kafa salladım.Açlıktan bu güzelim arabayı kusmuklarımla mahfedebilirdim.Sahilde,ufak bir büfede durmuştuk.Küçük sandalyelerle burası o kadar şirindiki.Önüme gelen dürümleri üçer beşer götürürken bu adamın beni izlediğini gördüm ve yavaşladım.Öküz gibi yersem böyle olurdu.
-Kimsin sen? Beni neden kurtardın?
- Kurtarmasa mıydım?
-Hayır sadece kim olduğunu merak ediyorum.Benden ne istiyorsun?O dağ başında tesadüfen dolaşmıyordun heralde.
İnsanın içini ısıtacak şekilde bir gülümseme yolladığında bende tebessüm ettim.Hemde aylar sonra.
-Şimdilik bu kadar soru yeter.Doyduysan kalkalım diyeceğim ama bu yediklerinle doymuyorsan...
Ona gözlerimi kısarak öldürücü bakışımı attığımda sustu.İşte ben böyle bakışlarımla hallederim.
-Hadi gidelim.Kardeş katiline kurban gitmiş mahtül olmak istemem.
-Kardeş?
-Aaaa yere düşmüş al onu tozlanmasın
Bakışlarım yeri buldu.Gözlerimle arama yapıyordum