Merhaba canlarım sonunda ben geldim.Ama harika bir bölümle geldim :) Sizleride çokkk özleyip geldim :) Umarım sizde bizi özlemişsinizdir.Sonunda çok şükür sınav haftam bitti.Ve kendime güzelinden 5 gün bir tatil yapıyorum.Yani sınırlar geçilirse hemen hergüne bir bölüm niye olmasın? :) Ama dikkatimi birşey çekti.Okuyan kişi sayısı 700 lerde ama vote sayısı 100 bile olamamış.Vallaha üzüldüm komşulaar :( Aşk olsun yani vote verilmeyecek kadar kötü mü sevgili okuyucular?Ama her bölüm üşenmeyip,vote ve yorum yapan cancanlarımın hakkını yemeyelim.Onlar çok cici bir kere hıh :) Bölüm biraz kısa olabilir.Bu bölümlük böyle çünkü aklımdaki harika kurguları diğer bölümlere sakladım.Ve bu bölüm benim için çok önemli.Final yapıp yapmamama karar vereceğim.Sizleri çok ama çok seviyorum kuzucuklarımmm.Bu bölüme kadar yanımda olan herkese sonsuz teşekkürler :)
&&&&&&&&&&&&
Önce yoğun bir hastahane kokusu,ardından yabancı olmadığım beyaz bir tavan.Başımda dikilen bir adet Rüzgar.Hayatımda neredeyse hiç hastahaneye gitmemiştim ta ki bu son dönemlere kadar.Gitmediğim yılların acısı,bu dönemler çıkıyordu acımasızca.Dudaklarıma konan öpücüklerden sıyrılmış,olanları kavramaya çalışıyordum.Gözlerim,son 1 saati film şeridi gibi önümden geçiriyordu.Derin bir nefes aldım.Acaba Rüzgar öğrenmiş miydi? Soru sorarak,ağzını yoklayabilirdim. "Öğrendin mi?" "Neyi?" "Yani neyim v-varmış?" "Doktor,endişelenecek birşey olmadığını söyledi birtanem.Kafa darbesi almamışsın.Ama yine de test sonuçlarını bekliyoruz,o zaman karar verilecek." "Yani bomba daha patlamadı." "Ne?" "Rüzgar,gelsene." Artık ona söylemeliyim.Yanıma oturması için kayarak,yatağı işaret ettim.Yanıma yerleştiğinde,yatakta daha dik bir konum aldım.Boğazımı öksürükle temizledikten sonra,sanırım hazırdım. "Bak herkes bir gün ölecek biliyorsun değil mi?" Sinirle kaşları çatıldı. "Onu biliyorum sevgilim ama sen ölmek kelimesini kullanamazsın anladın mı?Eğer bir daha öleceğim dersen seni gebertirim!" Sen öyle san Rüzgar Efendi.Öleceğim işte.Ölcem.Ölcem.Ölcem! Sen ne yapabilirsin ki? "Tamam ama dinle beni." Söyle dercesine kafasını oynattı. "Bak ne kadar seni sevmesemde Allah var yakışıklı çocuksun.Son zamanlarda bana iyi de davrandın.Belki başka zamanda başka şekilde tanışmış olsaydık,seni sevebilirdim de.Ama hayat işte.Hayatına benden sonra girecek kişiyi incitme tamam mı?" Bu cümleyi nasıl kurdum bilmiyorum.Onunla başka birisini düşündükçe adını bilemediğim bir sinir beynimden ayak parmaklarıma kadar hareket ediyordu.Sonsuza kadar beni sevecek değildi ya.Zaten beni gerçekten sevdiğine de pek inanmıyorum.Kalbi taş bağlamış bir insan kimi sevebilir ki? "Ne saçmalıyorsun sen!Amına koyayım kafanı mı çarptın? Senden başka bir kadınla asla olmam anladın mı? Asla!" Biraz daha bağırırsa bütün hastahane başımıza toplanacak ve benim cesetimle karşılaşacaktı. "Lütfen sakin ol.Bak amacım seni sinirlendirmek değil.Sadece öğrenmeni istiyorum." "Neyi amına koyayım neyi lan?" "Rüzgar ben..." İkimizinde bakışları açılan kapıya çevrildi.Elinde dosyalarla bir doktor gözüktü.Bu sefer başka bir doktordu bu.Ketçap'lı yoktu.Rüzgar hızla ayağa kalktı.Ben ise yenilgi içinde doktora bakıyordum.Bildiğim birşeyi bir de doktor söylesin ne olacak ki? "Neyi var Doktor Bey?Sonuçlar çıktı mı?" "Evet sakin olun sonuçlar çıktı." "Neyi var lan söylesene o zaman?" "Sandığımız gibi kafa darbesi almamış.Sonuçlar temiz.İkiside gayet sağlıklı merak etmeyin." "İ-ikisi derken?" Rüzgar lafı ağzımdan almıştı. "Bilmiyor muydunuz? Eşiniz 4 haftalık hamile." Doğru mu duydum ben? Ne dedi bu şimdi? Bu imkansız!Ben hamileyim öyle mi? Rüzgar'da benim gibi kısa çaplı bir şok geçiriyordu. "Ne diyorsunuz siz ya?Ne hamilesi?Kanserim ben!H-hamile falan değilim!" Ben çoktan ağlamaya başlamıştım.Duyduklarımı sindiremiyordum bir türlü. "Nefes hanım sonuçlarda bir karışıklık yok.Emin olmak için iki kere yaptık tahlilleri." "Ama benim burnum kanıyordu,başım dönüyordu,miğdem bulanıyordu.Kanserim ben a-araştırdım." Hıçkırıklarım dahilinde aklımdakileri dilime zor geçirmiştim. "Baş dönmesi ve miğde bulantınız hamilelikteki normal belirtiler.Burnunuzun sık kanaması ise mevsim değişikliğidir.İnce bir kılcal damarınız var ve mevsim değişikliğinden çabuk etkilemiş sizi o kadar." Gözyaşlarım arasından Rüzgar'a baktım.Sadece bana bakıyordu.Tepkimi ölçmek için sinir bozucu bir şekilde bana bakıyordu! Birde bu habere sevinmemi mi istiyordu? "Bakın yanlışınız var diyorum.H-hamile falan değilim ben!Öyle olsaydı geçen hafta da buraya gelmiştik o zaman belli olurdu!Dumandan zehirlenmiştim!" "Eğer bir operasyon geçirmeyip,hastahaneye vaktinde geldiyseniz,sadece soluk borunuzu temizleyip,pis havayı dışarı atarlar o kadar.Söylediğim gibi hamilesiniz Nefes Hanım.Kabullenememe durumunu yaşayanlar oluyor elbette bazen.Bunlar sonuçlarınız." Yatağın en ucunda sehpa gibi birşeye elindeki dosyaları bırakıp gitmişti.Allah kahretsin!Hiç bunu düşünmemiştim ben!En çok istediğim şey bu şekilde mi olacaktı ya!Olmaz.Kesinlikle olmaz.Rüzgar'a baktım çaresizce.Yavaşça gelip kollarına sardı beni.Kokumu içine çekti uzunca.Ve fısıldadı. "Teşekkür ederim..."