EVET ARKADAŞLAR UP UZUUN BİR BÖLÜM GELDİ :) KÜÇÜK BİR HATIRLATMA BU ÇOK KARIŞTIRILDI SANIRIM. "27 BÖLÜM KALP ATIŞI " BÖLÜMÜNÜ OKUMAYAN VARSA OKUSUN.AYNI GÜNDE BAŞKA TANITIM YAZINCA KARIŞTI SANIRIM.ÖNCE GELDİĞİ İÇİN...
İYİ OKUMALAAARR :) YORUMLARI VE VOTELARI BEKLİYORUMM... :D SİZLERİ KOCAMAN ÖPÜYORUMM.
*****
"Naber Gargamel?" "Ah canım ya ne kadar özlemişsin beni.Bilseydim daha erken gelirdim." Konuşmasındaki ergen tonlaması bile hepimizi gülümsetirken.Rüzgar çok donuk bakıyordu.Ellerini yumruk yapmış,sadece bakıyordu.Baktığı yere bakışlarımı çevirdiğimde sindirmek için derince yutkundum.Beynimin,kalbimin yerinden çıktığı hissettim.Ağladığımı,kıyafetim ıslanana kadar fark etmemiştim.Çınar'ın gerisinde,kapının eşiğinde duran kız.Belkide herşeyin başlamasına sebep olan kişi karşımda kanlı canlı duruyordu.Seçil,karşımda duruyordu.
******
Boğazımdaki yumruğu zorla iktirdiğimde dudaklarımdan anca birşeyler dökülüverdi. "S-Seçil!" Beynim eror verdiğinde konuşabilmenin imkansız olduğunu hissettim.Bu yüzden koşup sarıldım ona.Seçil,fiziksel olarakta çok değişmiş.Uzun sarı saçları yerini kısa ve kızıl saçlara bırakmış.Hıçkırıklarımdan dolayı çok rahat konuşamıyordum.Gözyaşlarım,kıyafetini ıslatıyordu.Ben ona sıkıca sarılıyordum ama o,bana sadece sarılıyordu."Gerizekalı neredesin sen?" Soruma cevap beklerken,Çınar araya girdi.Her zaman şapşal olan Çınar,bu sefer çok ciddiydi. "Hanımlar,biliyorum çok konuşacak şeyiniz var ama bunu yemekten sonra yapmalıyız.Çünkü;bende Rüzgar'a bir açıklama borçluyum." Utana sıkıla Rüzgar'a bakıp,bakışlarını bize çevirdi. "Üstelik çok açım." "Siz masaya geçin.Ben bir elimi yüzümü yıkayayım." Merdivenlere yöneldim.Gözden kaybolduğumda ise yatak odasındaki lavaboya hızla koştum.Böğüre böğüre ağladıktan sonra kendimi dizginlemeye çalışsamda başaramıyordum.Derin bir nefes alıp,yüzüme tonlarca su çarptığımda son kez aynaya baktım.Yüzümü kuruladığım havluyu,yerine koydum.Yanaklarımı tokatlayıp,kapıyı açtım.Kapıyı açmamla,koca bir gövdeyle gözgöze geldim.Rüzgar karşımda dikiliyordu.Yüzsüz herif. "Yemin ederim bilmiyordum!" "Bunun bir önemi yok.Çekil önümden!" Onu görmemle,yüzüme çarptığım tonlarca su boşuna gitmişti.Gözyaşlarım yanaklarıma tekrar inmişti. "Çekilmem!Nefes lütfen." "Ne lütfeni ya?Ne lütfeni?Ne istiyorsun benden daha?" "Allah kahretsin.Ağlama!" Elleriyle,gözyaşlarımı siliyordu. "Bak her seferinde başa dönüyoruz.Lütfen buna izin verme.Nefret etme benden." Hiçbir şey söylemeyip,sadece gözlerine baktım.Nefretle!Gözlerimden herşey anlaşılabiliyordu.Bakışlarım karşısında resmen eriyordu,yok olurcasına... "Gidelim artık!"
Ne bir ses ne bir seda.Yemekteki tek gürültü;çatal bıçak sesleri. "Yine döktürmüşsün Suzi Sultan." Somurtularak söylenenen bu söz,hepimizin aklında boğuştuğu sorulardan uzaklaştırdı. "Ben birşey yapamadım ki oğlum.Hepsini Nefes kızım yaptı." Bunun üzerine Çınar,bana baktı. "Eline sağlık." Zıkkım olsun inşallah. "Afiyet olsun." Yemek böyle geçerken,herkes bir an önce konuşmanın olacağı vakite gelmek istiyordu.Ama önümdeki tavuktanda bir türlü vazgeçemiyordum.Kaçıncı bilmiyorum ama yedikçe yiyesim geliyordu. "Hamile misin kızım? Ne bu yemek aşkı?" Uzun zaman sonra Seçil'in sesi çıkmıştı.Söyledikleri beni öksürük yağmuruna tutarken,Rüzgar bana su uzatıyordu.Ve beklenen an gelmişti.Rüzgar,Çınar'ı alıp çalışma odasına gitmişti.Bende Seçil'i kolundan tuttuğum gibi odaya götürdüm.Garibim Suzi Sultanda öylece kalmıştı yemek masasında.Seçil,yatağa yerleşmişti.Yüz ifadesi çok sakindi ve böyle olması çok saçmaydı! "Ne konuşacağız Nefes?Ne söyleyeceksen sabahtan beri anlat artık." "Ne demek ne söyleyeceksin?Seçil dalga mı geçiyorsun?Nasıl hiçbir şey olmamış gibi bu kadar rahat olabiliyorsun ya?" "Sadede gelsek." "Bak biliyorum çok zor zamanlar geçirdin,geçirdik.Ama bana uzak olmana gerek yok." "Senin hayal dünyan ne geniş öyle ya." "Tehdit ediyor dimi seni? Zorla yanında tutuyor.Tabi ya.Rüzgar'ın bana yaptığını,Çınar sana yapıyor." "Saçmalamayı kes artık Nefes.Kimsenin bana birşey yaptığı yok." "Bak ben herşeyi düşündüm.Kendimi Rüzgar'a yakınlaştırıp,güvenini kazandığımda kaçacağım buradan.Sonra senide alırım.İkimiz kaçarız bu cehennemden." Ellerim karnımı buldu. "Hatta üçümüz." "Sen hamile misin?" Utançla yere eğdim kafamı.Öyle bir şaşırmıştı ki,sanki utanılacak bir durumdaydım. "Evet.Hamileyim ve bebeğimden vazgeçmeyi düşünmüyorum.Her ne yaparsak yapalım.O da bizimle gelecek." "Klasik bebek meraklısı Nefes işte.Gençliğini çürüteceksin illa!" "Sen,anneliği gençlik çürütmek olarak görüyorsan şefkat kapılarını sonuna kadar zincirledin demektir." "Ayrıca konuyu saptırma!Seni,kaçırmışlardı.Nasıl kurtuldun?" "Çınar'la yattım." "N-ne? Sen nasıl yaparsın bunu? Zorladı seni dimi?Tecavüz etti." "Salak mısın Nefes? Tabikide hayır.Ben istedim hatta.Allah var yakışıklı çocuk." "Ya sen nasıl yaptın be? Ben burada senin için herşeye katlanmışken.Sen nasıl kendine kıydın bir pislik için.Sen Batuhan'la bile olmamıştın." "Batuhan'ı karıştırma.Öldü gitti işte." Duyduklarımla ağzım bir karış açık kalırken,başımın ağrısı gittikçe artıyordu.Ellerimi saçlarıma geçirip sakinleşmeye çalıştım.Bu kız benim Seçil'im değildi.Olamazdı.Her nereye saklanmışsa birisi bulup getirsin.Ben eski Seçil'i istiyordum. "Mağdem onunla birlikte oldun.Niye hala yanında duruyorsun? Niye kız arkadaşı olarak sen geliyorsun?" "Çınar'la ben çok iyi anlaştık.Yani birbirimizin her türlü ihtiyacını görüyoruz.Bilmem anlatabildim mi?" "Sen iğrençsin." "Ehh! Bu ne be? Sen kimsin de bana hesap soruyorsun? Bana iğrenç diyene de bakın.Başkasının altına yata yata hamile kamış." Konuşmamız giderek şiddetini arttırdığı için ikimizde ayaktaydık.Son söylediklerinin üzerine,sağ yanağını çökerterek,sağlam bir tokat attım.Bütün yaşadıklarım bu orospu yüzünden miydi? Gözlerim dolmuştu ama bu iğrenç kadının karşısında ağlamak istemiyordum. "Ulan ben sırf sen ölme diye Rüzgar'la birlikte oldum.Beni seninle tehdit etti diye." "Sende o kadar salak olmayacaktın şekerim.Hem içinde varmış.Bunlar bahane." Allah'ım çıldıracağım.Saç diplerimden,ayak parmaklarıma kadar sinir yayılıyordu vücuduma.Saçlarını elime doladığımda acıyla inledi.Ne yaptığımı bende bilmiyordum.Sadece sinirimi bir şekilde çıkartmaya çalışıyordum ama ne yapsam yeterli olmuyordu.Bütün gücüyle ayrıldığında elimde tutamlarla saç kalmıştı. "Sen var ya salaksın! Rüzgar gibi birini buldunda bunuyorsun!Ama merak etme yakında Rüzgar'ın altınada girmeyi düşünüyorum.Bir daha onun gibi bir varlığı nerede göreceğim.Haber veriyorum şaşırma sonra." Karnıma doğru eğildi ve devam etti. "Babanla ufak bi işim var çocuk.Haa.Tabi baban Rüzgar ise." "Lann! Ne diyorsun lan sen?" Seçil'i ayaklarım altına almış yumrukluyordum.Sinirim geçmiyordu.Tekmelerken söylenmeyi ihmal etmiyordum. "Beni kendinle mi karıştırdın.Orospu!! Hah geber! Çık.Yemin ederim elimden bir kaza çıkacak.Çık git!" Onu kapıya doğru sürüklerken,çalışma odasından gelen bağrışma sesleri duydum.Avazım çıktığı kadar bağırdım. "Rüzgaar!" Çınar ile birlikte jet hızıyla yanıma geldiler.İkiside şaşkın şaşkın bir bana bir Seçil'e bakıyorlardı. "Bakmayın öyle.Alın şunu götürün." İkiside Seçil'in koluna girmişti.Rüzgar'ı hızlıca kendime çektim. "Sen dokunma!Çınar götürür."