*******
Odaya girdiğim zaman Nefes'i göremeyince ki endişelerim banyodada bulamayınca şiddetlendi.Ahh salak kız.Sanki onu bulamayacakmışım gibi.Hem o halde nasıl gider!Bana rağmen nasıl gider!Bu ne cesaret?Bütün hastahaneyi ayağa kaldırmıştım.Bütün güvenlik kameralarından ,hasta bakıcıya...Bu gerizekalının cebinde parada yok!O, şuan çok.... çok savunmasız ve etraf çakal dolu.Lanet olsun o hemşireyi malzeme deposunda becermeseydim,şuan burda olurdu.Kameralardan izlediklerim doğrultusunda bindiği taksinin izini sürmek üzere harekete geçmiştim.Ya Ünal,onu benden önce bulursa...Bu düşünceyle sıkışan kalbimi dizginlemeye çalışarak taksi durağına gelmiştim.İlk gün bir haber alamadım çünkü Nefes'i götüren adam durağa geri gelmemiş.Buradaki kimsede evini bilmiyormuş.Söyledikleri doğru olabilir ama şu köşedeki,taksici yaşını geçmiş ihtiyar dışında.Bakışları pekte masum değildi.Birşeyler sakladığı aşikardı.Gözüm üzerinde ihtiyar!
Biraz darp,biraz tehdit 250 gram korku sandalyedeki yaşlı adamı konuşturmaya yetmişti.Yaşlılara el kaldırmam bu yüzden tekmelemeyi tercih ettim.Ben Nefes'i bulacaktım!Bu yaşlı adamın kendisi gibi ihtiyar arkadaşı götürmüş Nefes'i kendi evine!Ev adresini vermekte biraz zorluk çıkardı ama Rüzgar Bozkurt engelinden geçemeyerek pes etti.2 gün oldu.Koskoca 2 gün.En azından Ünal'ın yakalamamış olması ayrı bir avantaj.Önce Süleyman efendiyi hastahaneye götürüp cebine artık taksicilik yapmasını gerektiremeyecek kadar avans verdim.Kötü biriyim ama onu öylece bırakacak kadarda vicdansız değilim.Şehrin bir ucunda olan evi sonunda bulmuştum.Etrafta genelde köy evlerini andıran evler ve gecekondular vardı.Dışarıya asılmış çamaşırlar,çocukların arabamın etrafına toplanması yoksul bir mahalle olduğunu yeterince belli ediyordu.Daha fazla sabrım yoktu artık.Bir an önce onu almalıydım.Bende öyle yaptım.Hızlıca tarifteki beyaz,sarı boyası yarım kalmış evin önüne geldim.Kapıyı yumruklamadan kapı açıldı.Koşan ufaklık bana çarptı.Çok endişeli gözüküyordu.Ona bakamadan hemen arkasında bir adam belirdi.Kemeri ve pantolon düğmeleri sonuna kadar açıktı.Gözlerim önce şaşkınlıktan sonra sinirden büyüsede önce zamanlamama şükrettim sonra Nefes'i arkama alarak kapıları kilitleyip eve girdim.
***********
Aralıksız 1 saattir Rüzgar bu adamı dövüyordü.Bende oturmuş,keyifle onları seyrediyordum.Rüzgar ilk defa işe yaramıştı.Ahh benim içinde Rüzgar benim içinde vur.
-Rüzga-
-Sakın!Sakın dur deme!
-Yok dur demeyeceğim.Bende vurabilir miyim?
Önce şaşırsada sonra çekildi.İçimdeki tüm nefreti yumruklarımda toplayarak birde ben geçirip adama küfür etmiştim.Kahretsin ki Rüzgar gibi dövemiyordum kimseyi.Aradan çekilerek Rüzgar'ı eski yerine devrettim.Mehmet artık kendinden geçmişti.Beter olsun piç!Hatta arada bayılmıştı.Rüzgar'ın sinirini hala dinmemişti.Onu soğuk suyla ayıltıp tekrar,tekrar dövüyordu.En sonunda belinden silahını çıkarttı.Çıkartmasıyla çığlığı basmam bir oldu.
-H-Hayır Rüzgar!Dur ne olur!
-Karışma lan bana.
-Rüzgar yapma ne olur hem.. hem komşular var çıkamassın buradan
Tamam bu karşımda yüzü kandan gözükmeyen kişi çok kötüydü ama ölmeyi hak etmiyordu.Kimse hak etmez ki.Onu durdurmam lazımdı.
*********
Nefes'in söylediklerini düşündüm.Haklıydı.Bu herifin leşi başa ayrı bela olurdu.Adamın cebinden cüzdanını çıkartıp içerisinden kimliğini aldım.Burda değilsede başka yerde ama illa ki ölecekti.Benim olan şeye el uzatmanın cezasını çekecekti.Nefes'i kolundan tutup sarstım.