36.Bölüm Korkular

20.8K 570 134
                                    

HEYY CANOCANLARIM MERHABA.YENİ BÖLÜM GELDİ.AMA SİZE SORMAM GEREKEN ŞEYLER VAR.BEN BU BÖLÜMÜ ZATEN YAZMIŞTIM SADECE DAHA UZUN OLSUN DİYE PAYLAŞMADIM VE ŞİMDİ BİTTİ.FECİ DERECEDE UYKUSUZUM YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR AFFOLA AMA ONUN DIŞINDA BÖLÜMÜN NASIL OLDUĞUNU ÖĞRENMEM LAZIM LÜTFEN BUNU YORUMDA BELİRTİN.HİKAYENİN AKIŞI VE KADERİ BUNA BAĞLI.HER TÜRLÜ YORUMA AÇIĞIM.VE SÖYLEDİĞİM GİBİ TAMAM ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE HERKES YORUM YAZMADI AMA LÜTFEN BU BÖLÜMÜ DEĞERLENDİRİN.SİZİ ÇOKK SEVİYORUM.İYİ OKUMALAR



"Rüzgarrrrr!" "Hayır! Rüzgaarr!" Ayfer abla koşarak yanıma geldi. "N-Nefes bebeğin?" "Ne bebeği ya? Görmüyor musunuz Rüzgar'ı?" Ağlamaktan öleceğimi hissetsemde,durmaksızın ağlıyordum.Tüm gücümle kaçıncı çığlığım olduğunu saymadan "Rüzgaaaaar!!" diye haykırdım.Yanıma koşarak birisi daha geldi.Hızla yanıma çöküp,beni kendisine çevirdi. "Nefes?" Bu tanıdık ses... A-ama bu gelen kişi Rüzgar'dı. "Ne oldu sana? İyi misin sen? Lanet olsun cevap ver!" Beni kollarına almış sarsıyordu.Yüzüme gelen saçlarımı eliyle düzeltip,ecel terleri dökmüş alnıma kısa kısa öpücükler konduruyordu.O sıra yerdeki Rüzgar'a baktığımda görüntüsü gitti.Ne kanlı yazılar vardı ne bıçak ne silah ne de kanlar içinde yatan Rüzgar.Görüş alanıma tertemiz mermer fayansı girdi.Korkuyla Rüzgar'ın gözlerine baktım.Bütün gücüm yavaş yavaş çekilirken,kendimi kollarında sonu olmayan bir karanlığa bıraktım...

"Söylediğim gibi bütün durum psikolojik.Yalnız bu durum ilerlerse fiziksel olarakta iyi durumda olmayabilir.Halüsinasyon görmek çok ciddi bir rahatsızlıktır.Ünal kişisi her kimse,bu sorunu onunla çözmek gerekir.Nefes Hanım buraya geldiğinde Ünal ismini kullanarak farklı cümleler sayıkladı.Her kimse ciddi bir travma bırakmış." Derince nefes bıraktım. "Başka bi çaresi yok mu? Daha görmeye devam edecek mi? Bunun bir ilacı yok mu? Cevap versene lan!" Doktor,yakasını benden kurtardığında devam etti. "Hamile olduğu için ilaç vermemiz imkansız.Bakın halüsinasyonları devam ederse,gerekirse bebeği almamız gerekecek.Çünkü halüsinasyon gören hastaların çoğu intihara teşebbüs etmekte.Bizim için şu an Nefes Hanım'ın sağlığı önemli.Bu yüzden ona,yaşadığı kötü olayları hatırlatmayarak siz yardımcı olabilirsiniz.Ve asla yalnız kalmamalı.Geçmiş olsun.Ben tekrar geleceğim..."

Nefes'in uyanmasını bekliyordum.Ellerimi o pamuk gibi ellerine kenetlemiş,sadece bekliyordum.Ufak bir kıpırtı hissettiğimde hızla başımı kaldırdım.Nefes gözlerini açıyordu. "Canım.İyi misin?" Beni gördüğünde çok değişik olmuştu. "R-rüzgar? Sen nasıl! Yemin ederim delirmedim ben! Sen yerde öylece kanlar içerisinde yatıyordun! Hepsini Ünal yaptı.Eminim hepsini o yaptı! Sen iyi misin ha?" Elleriyle vücudumu kontrol ediyordu.Ağlamalarının arasında acı bir tebessüm yerleşti. "Yaşıyorsun! Aşkım yaşıyorsun.Çok şükür yaşıyorsun." Ağlarken,kurduğu cümleler gülmesine yol açmıştı. Ellerimle başını sabitledim. "Şşşşh.Bana bak! Nefes gözlerime bak! Ben çok iyiyim anladın mı?" "Hı-hı çok iyisin sen.Sen beni bırakmadın ki.Bırakamadın!" Onu göğsüme bastırdığımda,gözyaşlarım saçlarına dökülüyordu.Onun bu halde olmasının en büyük sebebi bendim! Kahretsin ki bendim!

Hastahane koridorları yine binbir olaya şahit olurken,kimilerinin ağlamasını kimilerinin gülmesini yutuyordu duvarları... Kendime gerçek anlamda geldiğimde,ne konuşmaya mecalim vardı ne de yaşayacak kadar açık yürekliliğim.Utancım.Yaşadığım utancım anlatılamayacak kadar boğuyordu beni.Ben,o insanların suratına nasıl bakarım ki şimdi? Rüzgar,bana her şeyi anlattığında kabullenmek istemesemde gerçekler bütün çıplaklığıyla gözler önündeydi.Üzerimdeki ince örtüyü göğüs hizama kadar çekmiştim.Örtünün uç kısımlarını önüme getirmiş,suratsızca oynuyordum. "Böyle de değişik oldu ya.Ailenin ilk günden delirdiğime şahit olması falan-" Hızlıca lafımı kesti.Tekmeleyerek kalktığı sandalyeden yanıma ilişti.Elleriyle kafamı sabitlediğinde beni susturmak için dudaklarıma büyük bir öpücük bıraktı.Bu öpücük öyle aşktan yoksundu ki...Onun hüsranını yaşamak bile acılarıma dem vurmuştu. "Sen deli değilsin! Anladın mı? Değilsin!" Gönülsüzce kafa salladım.Bu da benim susturma biçimimdi.Ne olursa olsun söylediklerimle,içimde kopan fırtınalar sürekli birbirleriyle çelişiyordu. "Sana söz veriyorum ; aynısı bir daha olmayacak Rüzgar.Yemin ederim." Gözlerimi sıkıca kapattığımda,dışarıya titrek bir nefes bıraktım. "Öyle içime işlemişki bu korku.Aylardır görmezden gelmeye çalışsamda şimdi bir yerlerden patlak veriyor işte.Kendim için değil.Senin için,bebeğim için korkuyorum.Sanki Ünal,bir yerlerden çıkıp size zarar verecekmiş gibi.Ben bu kadar mutlu olmaya alışık değilim ki." Rüzgar,ondan kaçırdığım gözlerimi sertçe gözlerine kenetledi.Artık kaçış imkansızdı. "Korkma! Yanında ben varken,kimse sana hiçbir şey yapamaz.Anladın mı? Korkma! Korkularının korkusu olurum.Gerekirse Azrail'e duvar olurum.Ama seni kimselere bırakmam.Bırakmam..." Gözyaşlarım,Rüzgar'ın gömleğini ıslatıyordu.Dünya üzerime yıkılsa,sığınabileceğim tek bir yer vardı.Ve ben şu an o yere sıkı sıkı tutunmuş umutlarımı filizlendiriyordum.Sevgilimin kokusuna hapsolmuştum.Ve ben, bu hapishanede sonsuza kadar mahkum kalmak istiyordum.

Zor AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin