MERHABA.MERHABA.MERHABA.CANOCANLARIM NASSINIZZZ YAAA GÖRÜŞMEYELİ.BEN GELDİMM :D BU ARADA SINIRLAR GÜZELCE GEÇİLMİŞ.HEPSİNİ GÖRDÜM TONTİKLERİM.YORUM YAPAN VE VOTELAYAN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM.KENDİMİ TANITMA BÖLÜMÜ YAPACAĞIM İNŞALLAH VE O 27.BÖLÜMDEN ÖNCE GELECEK.LÜTFEN OKUYAN HERKES VOTE LASIN.YORUM YAPSIN DEMİYORUM ÇÜNKÜ ÖYLE BİRŞEY ZATEN İMKANSIZ :D AMA LÜTFEN YORUMLARINIZDA HİKAYENİN GİDİŞATI OLUR BAŞKA BİRŞEY OLUR YADA BİR FİKİR OLUR BUNLARI PAYLAŞIN.BEN İYİ YADA KÖTÜ ELEŞTİRİYE AÇIK BİR İNSANIM.TABİKİ BELİRLİ SIAYGI SINIRLARI ÇERÇEVESİNDE... BEN VAKTİMİ AYIRIP,SİZ CANIM OKUYUCULARIMA HİKAYE YAZDIĞIM GİBİ,SİZDE LÜTFEN BURDAKİ EMEĞİN KARŞILIĞINI VERİN.ZİRA,AKLIMDAKİ KURGULARDAN ÖNCE FİNAL YAPMAK GERÇEKTEN İSTEMİYORUM.BENDE OKULDA FALAN SÜRÜNÜYORUM İŞTE.BİR DERDİ VE SIKINTISI OLAN BENİMLE İLETİŞİME GEÇEBİLİR.BOŞ VAKİTLERİMDE ONUN DERDİNE ORTAK OLMAKTAN MUTLULUK DUYARIM.VE YARDIMCI OLABİLECEĞİM KONULAR VARSA NE MUTLU BANA :) SİZLERİ ÇOOOK ÖPÜYORUM CANLARIM :*
AŞKLA KALMANIZ DİLEĞİYLE....
Gördüklerimi sindirememenin verdiği etkiyle ağzım hala 10 karış açıktı.Benim bu olay karşısında beynim donmuşken,Rüzgar bu işi fiilen yapıyordu.Koşarak dış kapıya gittim.Askıda duran montumu,sabahlığımın üzerine geçiriyordum.İlikleme işleminin uzun süreceğini bildiğimden,telaşla dışarı fırladım.Rüzgar'ın durduğu yere doğru koşuyordum.Çimler,ayaklarımın altındaydı.Üzerimdeki sıcak tutan giyisilere rağmen ben hala üşüyordum.Rüzgar'ın yanına varmıştım.Korkuyla,açık olan göğsüne dokundum.Resmen buz kesmişti.Hatta bu dondurucunun verdiği etkiyle çığlıkta atmıştım.Rüzgar sadece titriyordu.Gözleri kapalıydı,ama sadece titriyordu.Bu soğuk havaya rağmen çok az titremesi beni dahada endişelendirdi.Çünkü vücudu artık alışmıştı ve sanırım zatüre bile olabilirdi.Avazım çıktığı kadar gorillere bağırdım.Bir tanesi koşarak yanıma geldi. "Nefes Hanım iyi misiniz Efendim." "Sence ordan nasıl gözüküyor.Niye Rüzgar'ı içeriye sokmadınız? Yardım edin hadi taşıyalım." "Üzgünüm Efendim.Bu isteğinizi gerçekleştiremeyiz." "Ya siz mal mısınız?Adam ölüyor be!Neden?" "Rüzgar Bey'in kesin talimatı var Efendim.Siz affetmediğiniz sürece içeriye taşıyamayız." Allah belanı versin Rüzgar!Ben sana daha ne diyeyim? Onları başımdan savıp,yardım etmeleri için tamam demekten başka bir şansım yoktu. "Tamam affettim hadi taşıyın artık!" O sırada goril,elini cebine atıp telefonunu çıkardı.Bana doğru tuttuğunda ayağımdaki dinazorlu pufumu çıkartıp kafasına atmak istedim. "Ne yapıyorsun sen be! Yardım edeceğine birde beni mi çekiyorsun?" "Efendim çok üzgünüm ama Rüzgar Bey'in emri.Lütfen onu affettiğinizi birde burdan söyleyin.Videoya çekiyorum." Sinirle nefes aldım.Bakışlarımı,Apple işaretinin üzerindeki küçük, yuvarlak objektife yönlendirdim.Tıslayarak konuşuyordum ama sanırım sesimdeki telaş,siniri örtüyordu. "Seni affediyorum Rüzgar!Duydun mu?" Aklıma gelen cümleyle önce parmağımı salladım. "Sadece bu son yaptığın şey için!" "Tamamdır.Teşekkürler Nefes Hanım." Goril benimle diyalogtayken,çıkarttığı cebine telefonu geri koydu. "Ya bırak teşekkürü falan! Taşıyın Rüzgar'ı artık içeriye ne olur ya!" Sözlerim üzerine,goril ıslıkla birilerini daha yanına çağırdı.Onlar Rüzgar'ı taşırlarken,ben önden yol gösteriyordum.Yatak odasına kadar getirmişlerdi.Yatağa bıraktıkları zaman hepsi odayı terk etti.Bulduğum bütün örtüleri,bahtaniyeleri üzerine attım.Ne yapacağımı şaşırmış bir haldeydim.Koşup Suzi Sultan'a haber verdiğim için,onu da uyandırdım.
Rüzgar'a kalın giyisiler giydirmiştik.Üzerinde tabiri cazisse,tonlarca bahtaniye vardı.İyce sıcak olsun diye sürekli ovuyordum.Hala uyanmamıştı.Ama kesik kesik inliyordu.O an gözyaşımın,yanağına damladığını fark ettim.Ben ağlıyordum! Tabi bu işlemleri yaparken söylenmeyide ihmal etmiyordum. Göz kapakları yavaşça açılan bir adam gördü gözlerim.Etrafa melül melül bakıyordu.Çok tatlıydı.Ama şuan düşüneceğim en son şey bu olmalıydı.Uyandığını görünce,ellerimle gözyaşlarımı silip,burnumu içime çektim. "Rüzgar?" Dudaklarım,tebessüme büründü. "Uyandın mı gerizekalı?" Uyandığını gördüğüm halde bu soruyu niye sordum bende bilmiyorum.Sanırım içime annelik içgüdüleri kaçıyordu.Çünkü;annem ben ne zaman eve gelsem,"Geldin mi kızım?" derdi.Alnını yoklayıp,vücut ısısına bakmıştım.Daha sonra komidine koyduğum lazerli dereceyi alıp,alnına tuttum.Vücut ısısı normale dönüyordu.Klimayı açma vaktinin geldiğini düşünerek düğmeye bastım.Birden vücudunu sıcağa vermek zararlı olurdu. "Rüzgaar?" "Hı?" Sesi çok yorgun çıkmıştı.Bu da vicdanımı kıpraştırmaya yetmişti. "İyi misin?" "Hıı." Anlaşılan bugün hep" hı"larla iletişime geçicektik. "Sen şimdi dur ben sana çorba yapıp getireceğim tamam mı?" Gidecekken,elimi tutan eller beni durdurdu.Güçte olsa,Rüzgar beni durdurmuştu.Dudaklarından zorlukla sadece şunlar dökülmüştü. "Gitme." El mahkum,yanına oturduğumda,içeriye Suzi Sultan bir tepsiyle girdi.Hala dumanı tüten tabakta çorba olduğunu anlamak pekte zor değildi.Ben hallederim diyerek tepsiyi alıp,komidine koydum. "Kızım,üzerini değiştirelim artık.Terlemiştir." Olumlu anlamda kafa salladım.Üzerindeki bahtaniyeleri tek tek yere attığımda,asıl Rüzgar'a ulaşmıştım.Suzi Sultan,çalan telefonuna bakmaya gittiği için,odada başbaşaydık.Rüzgar'ı daha dik bir konuma getirdim.Titrek ellerimle üzerindekileri çıkarmaya başladım.Karşımda şuan boxerıyla duruyordu.Onuda değiştirmek gerekmiyordu herhalde.Kuruyan dudağımı,dilimle ıslattım.Yeni kıyafetlerini hızlıca üzerine geçirip,terlememesi için bir bir bahtaniye örttüm.Komidindeki tepsiyi yavaşça kucağıma alıp,kaşığı çorbaya daldırdım.Sıcak olduğu için üfleyip vermek zorunda kaldım.Ağzını açmıyordu Beyefendi!Bende bir elimle burnunu kapatıp,ağzına zorla tıktım.Zaten daha sonra kendisi paşa paşa açmıştı.