s e v e n t e e n

1.5K 104 73
                                    


Öğle yemeği sırasında Ece ile hala daha dün olanlar ile ilgili konuşuyorduk. Daha doğrusu Ece konuşuyordu ve ben onu onaylıyordum.

"Kızım, bu çocuk seni seviyor olabilir mi?"

"Ha-"

"Selam kızlar." diyen sese döndük ikimizde. Justin hemen arkamızda tepsisine yemek koyuyordu.

"Selam." dedi Ece. Ben ise sadece gülümsemekle yetindim ve tepsimi alıp boş bir masa aradım. Gözlerim gidebileceğim bir masa bulmuşken ayağıma takılan çelme ile yeri bulmam bir oldu. Yemeklerimin üzerine düştüğüm için üstüm kirlenmişti. Üstelik bıçağım elime sürtülünce elim kesilmişti. Peki kim bana çelme taktı dersiniz?

Hayır, hayır Shawn değil.

Taylor siktiğimin Michael Caniff'inin sevgilisi. Evet sevgilisi.

"Bu hem sevgilimle kavga ettiğin için hemde Madison'ı üzdüğün için." elimin kanamasını görmezden gelmeye çalışarak ayağa kalktım ve insanların bizi izlemesini unursamadan:

"Yeter! Kafayı yemek üzereyim artık. Yeter be! Bıktım hepinizden. Deli misiniz ya? İşiniz gücünüz yok benimle uğraşıyorsunuz. İlk senin erkek arkadaşın gelip bana yalan söyledi tamam mı? Beni rencide eden oydu. Ayrıca Gilinsky'nin sevgilisi olduğunu bilmiyordum ve o erkek fahişesi bana yalan söyledi. Hepiniz bana yalan söylediniz. Yetmiyormuş gibi üstüme gelmeyede devam ediyorsunuz. Sende o Madison denen kaçıkta nasıl kızlarsınız be? Arkadaşının yaptığı çok mu doğru dersin? Üzerime sıcak kahve döktü paikopat mıdır nedir?" bunları tek bir nefeste söylememden ötürü nefessiz kalmıştım. Böyle olunca da durup soluklanmaya ihtiyaç duymuştum. Soluklanırken etrafıma baktığımda herkes ağzı bir karış bizi izliyordu. Sevgilisi-hala daha ismini bilmediğim alt sınıflardan bir kız- geri yerden aldığı soslu spagettiyi yüzüme atarak:

"Aptalsın. Önce kardeşin sonra Madison. İnsanların erkeklerine dokunmayı kesmelisin." bu benim için son olmuştu.

"Ama ben senin saçını başını yolarım be!" dedikten sonra kızın üzerine atladım ve saçlarını çekiştirmeye ve kesmediğim için uzun olan tırnaklarımı yüzüne geçirmeye başladım.

"Bir daha bana bulaşacak mısınız? Delirttiniz be insanı. Delirttiniz!" diye bağırdığımda Taylor sevgilisini kucaklamış benden kurtarmaya çalışıyordu. Elimi tutan Ece'den kurtulduktan sonra tekrar kızın üzerine gelsemde birisinin beni kucaklamasıyla ayaklarım yerden havalanmıştı.

Kantinden çıkıp okulun bahçesine geldiğimizde beni yere indirip iyi olan elimden tuttuğu gibi bizi kendi arabasına sürüklemeye başladı.

"Niye kaçıyoruz? Bıraksaydın da ona haddini bildirseydim." desemde beni hızla arabasına bindirip arabayı çalıştırdı ve okul arazisinden çıktı. Okuldan biraz uzaklaştıktan sonra durdurdu ve öylece yolu izlemeye başladı. Daha sonra kahkaha atmaya başladı ve:

"Tanrım, Karmen. Sen kaçıksın. Hatırlatta sana yanlış yapmayayım. Yoksa sonum o kız gibi olsun istemem."

"Tamam Justin sakinim ben."

"O zaman hastaneye gidelim. Ece çantanı alır. Bu olayı da hocalara gerek kalmadan çözeriz olur mu?"

"Ben Taylor ile konuşurum." dediğinde başımı onaylar bir şekilde salladım. Tişörtündeki kanı görünce:

"Kanıyorsun!" diye bağırsamda bileğimden tutup bana kendi elimi gösterdiğinde neden hastaneye gitmemiz gerektiğini hatırlamıştım.

"Tamam. Hastaneye gitsek iyi olacak. Ama özel bir hastaneye gidebilir miyiz?"

"Şey tabi ama neden?"

"Annem ve babam doktorlar. Hemde devlet hastanesinde." yarım ağız güldükten sonra arabayı tekrar çalıştrdı ve özel bir hastaneye sürdü.

Hastaneye geldiğimizde acile gidip elimdeki kurumuş kanı temizlettikten sonra dikiş attırıp hastaneden ayrıldık.

Hastanenin otoparkındayken:

"Ne yapmak istersin?"

"Eve gitmek istiyorum."

"Pekala evinin adresini verirsen seni evine bırakmak isterim." onu başımla onayladıktan sonra arabaya bindim ve öylece yolu izledim.

Radyoda Rihanna'nın Love On The Brain şarkısı çalıyordu.

Bu şarkı insana aşk acısı çektiriyordu ve garip bir şekilde bu şarkıyla birlikte gözümün önünde tek bir silüet beliriyordu.

Shawn Mendes.

Ve hayır Karmen. Seninle fazla uğraştığı için böyle kusacak gibi hissediyorsun.

Eve geldiğimizde inmek üzereyken beni durdurup kendisine dönmemi sağladı.

"Şey ben şey diyecektim."

"Ne diyecektin?" dememe kalmadan dudaklarını dudaklarımın üzerine bastırıp kısa ve sulu bir öpücük bıraktı. Geri çekildiğinde:

"Beni eve getirdiğin için teşekkür ederim." dedim ve arkadaş gözüyle baktığımı belli edecek bir şekilde yanağına bir öpücük bırakıp arabadan indim.

Çantam okulda kaldığı için anahtarım yoktu ancak kapının yanındaki saksının altında annem her zaman bir tane fazladan anahtar saklardı.

Saksıyı kaldırdığımda altında anahtar yerine bir not bulmuştum.

'Evine girebilmek istiyorsan evime gelip bu anahtarı hak etmen gerekecek.

-Shawn Mendes.'

roses | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin