Ece yanımda telefonundaki bir şeyi okuyarak geldiğinde:
"Yine canım sıkıldı. Bıktım okuldan ben Karmen. Öldür beni."
"Ece dün hastaydın gelmedin zaten."
"Hasta olduğum günleri pek özlemesemde o günleri yaad ettiğim doğrudur." ikimizde koridorda yere oturduktan sonra önümüzden geçen insanları izlemeye başladık.
"Ece?"
"Efendim."
"Benim giyiniş tarzım nasıl sence?" bana döndükten sonra beni süzdü ve;
"Sporun s'sinden bile anlamayan biri için fazla sportif. Ama sevimli giyiniyorsun."
Ders zili çalmasıyla konuşmamız yarıda kesilmişti ve ikimizde yerimizden kalkıp dersliklerimizin olduğu katlara çıkmaya başlamıştık.
Fransızca dersim vardı ve bilin bakalım bu dersim kiminle ortaktı.
Sikik Mendes ile tabiki de kiminle olacak?
Sınıfa girdiğimde her zamanki yerime oturdum ve hocanın gelmesini bekledim.
Biraz sonra kafama kağıttan yapılmış bir top yedim. Kimin attığına aldırış etmeden kağıdı bir kenara koydum ve küçük kıkırtıları es geçtim.
Tanrım! Son sınıftaydık böyle şeylere gülünmemesi gerekildiğini bilmelilerdi.
Bir kere daha kafama top yediğimde arkama döndüm ve göz göze geldik.
"Head shot!" diye bağırdı ve defterinden bir parça daha kağıt koparıp top haline getirdi. Ayağa kalkıp yanına gidecektim ki:
"Çantanı da al." dediğinde garip bir şekilde manipüle olup çantamı aldım ve yanına gittim. Sıraya oturmam için bana yer açtığında:
"İlk seferde baksaydın ikinciye kafana top yemezdin."
"Ne var Shawn?" elimi alıp kalbine götürdü ve dudağını büzerek:
"Bak kırıldı." elimi çekerken;
"Kırılmasından ziyade bozuk gibi. Atmıyor." dedim ve tekrar ayağa kalktım ancak o esnada Fransızca öğretmenimiz Bay Langdon geldi ve:
"Oturun." dedikten sonra tek tek her birimize broşürler dağıtmaya başladı. Asabi bir öğretmen olduğu için onu sinirlendirmemek adına Shawn'ın yanına sindim ve önüme konmuş broşüre baktım.
Fransa'ya okul gezisi vardı. Kağıdı Shawn'a uzatıp:
"Al başka bir arkadaşına falan verirsin." dedim. Bunu duyan Langdon:
"Fransızca dersi almayanlar Fransa gezisine katılamayacaklar. Üstelik sadece son sınıflar olacak."
Bu da demek oluyordu ki sadece iki sınıf gidilecekti.
Bizim sınıfımız ve de bir alt Fransızca sınıfı.
"Sen gelmeyecek misin?"
