t r e t t i f e m

1.7K 107 109
                                        


"Shawn üzerimdeki kıyafet nasıl?" güneş gözlüğünü bir miktar indirdikten sonra baştan aşağı beni süzdü ve:

"Her zamanki gibisin Karmen." istemsizce düşen yüzüme karşılık gülümseyerek:

"Her zamanki gibi güzelsin demek istedim." gözlerimi kısıp ona bakarken:

"Yalan. Ama neyse." dedikten sonra önünde durduğum Notre Dame kilisesine girdim.

Atmosferin içinde kaybolmamak için küçük dilime hakim olarak mum satılan yere gittim ve 1 € karşılığında mumumu aldım.

Dilek dileme köşesine gittiğimde hemen yanımda belirmişti. Gülümsedim ve mumumun fitilini başka yanan bir muma değdirdim.

Mutlu olmayı diliyorum. Shawn ile birlikte.

O da benim mumumun aleviyle kendi mumumunu yaktıktan sonra gözlerini kapadı ve dileğini diledikten sonra bana dönüp:

"Ne diledin?"

"Söyleyemem. Gerçekleşmez sonra." dedim ve diğerlerinin yanına gidip kilise hakkında bir iki tarihi bilgi dinlemeye başladım.

Önleyemediğim, korku be hisler sebebiyle iyi hissetmiyor, hiçbir şeye odaklanamıyordum. Bay Langdon haklıydı. Bende onun gibi düşünüyordum ancak kendime itiraf ettikten sonra hiçbir şekilde guygularıma engel olamıyordum.

Shawn'a baktığımda tek gördüğüm karşı konulamaz olduğuydu. Ona karşı olan hislerim hastalıklı değildi belki ama sorunlu olduğu kesindi. Neticede kardeşimin sevgilisiydi.

Kardeşimin dokunduğu bedene dokunuyor, öptüğü dudakları öpüyor ve de tuttuğu eli tutuyordum. İğrenç bir varlıktım.

Ama bir yandan da Shawn'dan kendimi alı koyamıyordum.

"Düşünme bu kadar. Kanada'ya gidince halledeceğiz her şeyi." bunu söyleyen Shawn değildi. Hayır Bay Langdon'da değildi. Bendim. Bana dönen Nash ile yüzümü buruşturdum ve:

"Öylesine sesli düşünüyordum." dedikten sonra kilisenin mimarisini incelemeye başladım.

Le Marais'e geldiğimizde sonunda babamın bana verdiği kredi kartını hunharca harcayabilecektim.

"Alışverişi sevmediğini sanıyordum." dedi Maggie elindeki buzlu kahveyi hüpleterek içerken.

"Şey evet ama nedense böyle çok güzel olasım var." durdum. Kurduğum cümle ne kadar garip olursa olsun. Hissettiğim şey buydu. Güzel olmak, güzel hissetmek istiyordum.

"Doğruyu söyle Karmen. Aşık mı oldun?" dedikten sonra kahkaha attı ve mağazalardan birine beni sürükledi.

Aşık mı olmuştum? Hayır. Hayır. Shawn'a elbette ki aşık olmadım. Sadece ondan hoşlanıyorum. Aşk ve hoşlantı farklı şeylerdi ve maalesef ki aşkın tadına varamamıştım.

"Bak bu kürkü denemelisin." elimle iterken:

"Kürk giymiyorum."

"Karmen bu kürk sahte. Sahte olmasa bu dükkana bile girmem zaten." kürkü elime alıp sırtıma geçirdiğimde bana kattığı havaya karşı çok farklı hissetmiştim.

roses | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin