t r e t t i f i r e

1.4K 107 121
                                    


Otel odasında oturmuş öylece yaptığımın ne kadar yanlış olduğu konusunda kendime sövüyordum. Maggie ise bilgisayarından dizi izliyordu.

O andan sonraki tepkisi bir türlü aklımdan çıkmıyordu.

-Eyfel Kulesi-

Kız dudaklarını geri çektiğinde oğlan şaşkın bir şekilde kıza baktıktan sonra yüzünde yayılan gülümsemeyle ağzından:

"Oha!" kelimesini kaçırdı. Daha sonra gülmesine engel olamadığı için eliyle kapattı ve kahkaha atmaya devam etti. Diğerleri de yanlarına geldiğinde Karmen Shawn'ın yanından ayrılıp Maggie ve Juaqin'in yanına gittikten sonra bir daha ne göz göze geldiler ne de konuştular.

-şimdi-

Maggie'ye söyleseydim beni yargılar mıydı ki?

"Maggie?" dizini durdurup bana döndü ve:

"Buyur tatlım."

"Ben berbat bir şey yaptım."

"Ne gibi?" o benim ben onun yüzüne bakarken gözümün önünde Velma'nın siması canlanıyordu. Delirmek üzereydim. Hemde en içten bir şekilde.

"Yok bir şey, ben biraz dolaşacağım. Akşam beraber yemeğe çıkarız değil mi?" başını olumlu anlamda salladığında telefonumu ve şiir defterimi yanıma alıp dışarı çıktım.

Aşağı kata hostelin kafesine inmek için asansörü çağırdım ve bomboş koridordaki yalnızlığıma baktım.

Neden öpmüştüm? Neden sürekli o şaşkın gülümsemesi gözümün önğnde beliriyordu?

Ona karşı bir şeyler hissettiğimi anlayamayacak kadar aptal değildim elbette. Ama hissetmek istemiyordum. Yasak meyve gibi bir şeydi o benim için. Kardeşimi aldatmasına sebep olmuştum.

Asansör açıldığında tam içeri girecektim ki onu görmemle merdivenlere yönelmeye karar verdim.

Ancak kolumdan tutup:

"Karmen. Kaçma benden." elimi çektim ve merdivenlere yöneldim. Peşimden gelip gelmediğine baktığımda kapişonlusunu başına geçirmiş odasına giriyordu.

Duvara yaslanıp yere oturdum. Bunları hep başıma saran bendim. O kadar erkek varken gidip salak gibi Shawn'dan hoşlanan bendim. Onun bana dokunmasına, bedenime sahip olmasına izin veren bendim. Bu delilikti.

İzin verdiğim halde ondan nefret ediyordum. Bana yaptıklarından dolayı. Ve yine ondan hoşlanıyordum bana yaptıklarından dolayı. O ise tüm bu güzel kalbini bana gösterirken tüm lise hayatı boyunca kardeşimin peşinden koşmuştu. Sonunda onu elde ettiğinde ise çok kötü şeylere sebep olmuştum. Olacakım.

"Hey, neden ağlıyorsun?" yanıma oturduktan sonra sandviçini ortadan ikiye böldü ve birini bana uzattı.

"Ağlamıyorum ben."

"Ben öğretmeninim senin. Neler olduğunu görebilecek kadar da zekiyim." gülümsememe engel olamadan sandviçimden bir ısırık aldım. Konuşacak halim yoktu.

"Biliyorum üzgünsün. Ama kardeşinin nasıl olacağını düşün. Ya da insanların bakışlarını. Eğer şu dört yılda seni biraz tanıdıysam Karmen, güçlü bir kız olmana tağmen pilin bitmek üzere. Neden kendini başka şeylere yönlendirmiyorsun? Bu sene sonunda bir daha Bay Mendes'i görmeyeceğine eminim."

"Ne gibi şeylere yönelmeliyim?"

"Mesela, neden şiirlerini Frnasızca yazmayı düşünmüyorsun?"

"Siz, biliyor musunuz?" hafifçe gülümsedi.

"Edebiyat öğretmeniniz benim eşim Bayan Lewis. Sandviçin bittiyse neden biraz odana gidip dinlenmiyorsun?" göz yaşlarımı sildikten sonra Bay Langdon'ın gidişini izledim. Daha sonraysa ayağa kalkıp geri odama dönmeye karar vermiştim. Ancak Bay Langdon haklıydı. Buna bir son vermeliydim. Kapıyı çaldım.

Açan kişi Nash'ti.

"Nash, Shawn ve bana biraz zaman verir misin?" olumlu anlamda başını sallayıp odanın dışına çıktı. İçeri girdiğim esnada gitarıyla uğraşan Shawn durup kızarmış gözlerini bana diktiğinde:

(Dinleyin aq)

"Ne var?" sesi oldukça sertti. Yurkunmama sebep olacak cinsten.

"Bitmeli. Aramızda her ne varsa bitmeli Shawn. Seni istemiyorum. Yani hayatımda istemiyorum." gitarını kenara koyup ayağa kalktı. Ellerini saçlarından geçirirken üstüme doğru gelerek:

"Öyle mi dersin? Ha! Konuş. Neden konuşmuyorsun? Dilini mi yuttun?" iki kolumu birden tutmuş beni sarsıyorken onu ittirdim ve göz yaşlarıma engel olamayarak:

"Bırak beni. İstemiyorum işte seni. Sen benim kardeşimin sevgililisin." beni bir kenara savurduktan sonra çantasına yöneldi. Çantasından çıkardığı bir kutu ilacı üzerime atarak:

"Bipolar ilaçlarım."

"Bipolar mı?"

"Evet bipolar. Kimse bilmiyor. Yanımda sen varken bu ilaçları kullanmama gerek kalmıyor Karmen." yere çöktü ve ağlamaya başladı. Kendi göz yaşlarımı elimin tersiyle sildikten sonra önünde diz çöktüm.

"Shawn bana bak." yere bakarak ağlamaya devam etti.

"Bana bak lütfen." diye zorladığımda gözlerini enden kaçırmayı kesip yüzüme baktı. İçini çektikten sonra:

"Yemin ederim ki Karmen, her geçen gün kardeşinden nefret ettim. Seni sevdim. Ama çok geçti. Bilmiyorum. Bazen hareketlerimi kontrol edemiyorum. Kafayı yemek üzereyim." ona sarıldım.

"Sakin ol. Geçecek hepsi." sarılmama karşılık verirken başını göğsüme dayadı. Başına bir öpücük kondurduktan sonra:

"Bende seni seviyorum."

roses | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin