f e m t i

2.7K 125 465
                                    

Bölüm sonunda en alttaki soruları cevaplamayı unutmayın. Çünkü;

Finale hoş geldiniz.

Öylece durmuş önğmdeki kahve fincanına bakıyordum. Artık dumanı tütmüyordu. Elimle fincanı ileri geri ittirdikten sonra mutfağın bahçeye çıkan kapısından dışarıda kulübesinde oturmuş yağmuru izleyen Isabelle'e odaklandım.

Her şeyden habersiz etrafını izliyordu. Üzerimde pijamalarımın ve ayağımın çıplak olmasını aldırmadan kapıyı açıp dışarı çıktım.

Yağmur damlaları şiddetli bir şekilde bedenime çarparken durdum ve gök yüzüne baktım.

"Ağlama." dedikten sonra gözlerimi kapattım ve öylece bekledim.

Gök yüzüde ağlıyordu. Sanki Tanrı Velma'yı bizden aldığı için üzgünmüş gibi bütün bir hafta boyunca yağmurunu esirgememişti.

İlerledim.

"Kızım, ben seni çok mu ihmal ettim?" dediğimde mırıltılı sesler çıkardı. Yerin çamur olmasını umursamadan kulübenin tam karşısına oturdum ve sert yağmur damlalarından dolayı açmakta zorlandığım gözlerimi köpeğime iliştirerek:

"Isabelle, senin kardeşlerin var mıydı?" dediğimde yüzünü annemin güllerinden tarafa çevirdi.

"Tabiki de vardır. İnsan kardeşsiz ne yapar? Seni de sinir etmişlerdir kesin. Eminim. Velma ablanda beni çok sinir ediyordu biliyorsun. Ama- ama şuanda yok." durdum.

"Gitti," dedikten sonra derin bir nefes aldım ve etrafıma baktım. Daha sonra tekrar Isabelle'e dönüp:

"Artık gelmeyecek. Annem ve babam doktor oldukları için üzüntülerini içlerine atıyorlar. Annem ilk defa ölümle yüzleşmediğini bunun herkesin başına gelebileceğini söyledi. Ancak onu banyoda gördüm. Hıçkırıklarını kaçırmamak için ağzını kapatmış bir vaziyette ağlıyordu." göz yaşlarıma eşlik eden yağmur sayesinde Velma'yı hissedebiliyordum.

Sulu göz.

"Babamda öyle. Benim yanımda çok sessiz sakin kalıyorlar ama geceleri hıçkırıklarını duyuyorum. Bende onlar için güçlü olmak istiyorum ama dayanamıyorum."

"Isabelle, geçen hafta eski bir dostun bize geldi." dedim. Silüeti gözümün önünde canlanınca kalbim sıkıştı.

Hayatınızda yer etmesini istemediğiniz bir insanı bu kadar çok sevebilir miydiniz?

"Ben, onun hakkında da ne yapacağımı bilmiyorum. Shawn, benim aklımla oynuyor."

"Canımı acıtıyor. Hasta olmasına veriyorum. Beni sevdiğini bilsem bile kardeş etkeni hep bir engeldi. Şimdi ortada bir kardeşt-" cümlemin devamını getiremedim. Boğazım parçalaıyordu. Göğsüm darlanıyordu. Hislerim çok kuvvetliydi, söyleyeceklerim belirliydi. Ama ağzımdan o kelimeler çıkmıyordu işte.

Çıkmaması için her şeyimi verirdim ya.

Arkasını bana dönüp kulübeden bir şey aldığında tökezleyerek yanıma geldi ve tam kucağıma asla ama asla paylaşmadığı oyuncağını bırakıp başını bacağıma yasladı. (burayı kendi rahmetli köpüşüme adıyorum)

roses | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin