f ø r t i t o

1.3K 105 129
                                    


Uyandığımda akşam olmuştu. Yatağımdan kalktım ve pijamalarımla aşağı indim.

Hep beraber salonda oturan ailemin yanına vardığımda hepsi gözlerini dikmiş bana bakıyorlardı. Ancak onlara aldırış etmeden boş bir koltuğa oturdum ve televizyondaki filmi izlemeye başladım.

Kapı çalınca:

"Ben bakarım." diye babamın omzuna koyduğu başını çekip ayağa kalkan Velma biraz sonra içeri bir adet sarhoş Shawn Mendes ile girmişti.

"Shawn! Defol." diye onu ittiren Velma'ya karşı ayaklanan babam ve ben her şeye anlam vermeye çalışan annem öylece duruyorduk.

"Shawn ne işin var?" dedim ikisinin arasına girerek.

Gözlerini bana dikerek:

"Pişman olacaksın. Neden biliyor musun? Okulun güvenlik görevlisinden o fotoğrafları kimin yapıştırdığına dair cd aldım." durdum.

"Ne?"

"Ya, o tokadı, söylediğin sözleri boşuna söyledin." annemle babam neler olduğunu anlamaya çalışırken bu kez Velma aramıza girdi ve Shawn'ı hole ittirerek:

"Kimin yaptığı umrumuzda bile değil Shawn. Defol. Seni ne burada ne de başka bir yerde yakınımızda istemiyorum artık." dediği esnada Shawn kahkaha atarak cebinden çıkardığı belleğ göstererek;

"Ablana ihanet eden sen olduğun için olabilir mi Velma'cığım?" babam ikisinin arasına girerek:

"Sen neler saçmalıyorsun ha? Defol git evimden burnunu kırmadan evlat. Kızlarımı rahat bırak."

"Tamam. Kırın. Hatta burnumu kırmanıza yardım edeyim siz hiç elinizi kana bulamayın. Ama küçük kızınızın ablasına yaptığı son darbeyi ona göstermeme izin verin." dediğinde öylece durmuş onları izliyordum. Velma gözleri dolmuş bir vaziyette bana bakarak:

"Abla ben-" tüm evi tokadımın sesi yankılandırdıktan sonra:

"Sakın. Abla. Deme. Bana." dedim ve şaşkın bir anneyle baba, yaptığını birnevi itiraf eden bir kardeş ve bu acıyı ikiye katlayan Shawn'ı arkamda bırakarak pijamalarımla karda koşmaya başladım.

"Karmen! Karmen eve geri gel. Üşüteceksin." diye arkamdan bağıran anneme dönerken ayağım kaydığı için yere düştüm. Ancak kendimi çabuk toparlayarak hemen ayağa kalktım ve:

"Anne, zaman. Tek ihtiyacım olan zaman." dedim ve koşmaya devam ettim.




Düşünmeye ihtiyacım vardı. Bütün gün okula gitmemiş, onun yerine uymakla yetinmiş ve bu yolla uyuyarak kendini avutmuşken beş dakika önce yaşadıklarım ne kadar garipti öyle. En çokta ebeveynlerime üzülüyordum. İki yanda da aynı erkeğe aşık kızları vardı.

Onların işi de zordu. Ama hayat böyleydi. Tanrı herkese katlanabileceği acılar verirdi. Bazı insanlara aşk acısı verirdi, bazı insanlara aile acısı, sağlık, gurbet acısı verirlerdi. Her acı kendi çapında çok önemliydi Herkes için kendi çapında özel değerleri vardı. O yüzden hiçbir acının küçümsenmemesi gerekirdi.

Ama ayrılık acısıyla beraber gelen kıskançlık ve en yakınına hiç acımadan zarar vermek? Bu küçümsenecek türden bir acı değildi. Bu bir acı değildi. Velma daha aşkın ne olduğunu bilmiyordu. Bilmediği içinde bunu bir tür ego tatmin işine döndürmüştü. Ben onun için Shawn'ın ismini bile unutmaya hazırken onun bu yaptığı yenilir yutulur cinsten değildi.

Kafama yediğim kar topu ile birlikte sendeledim ancak dengemi çabuk toparlayarak düşmeden arkama döndüm.

"Pijamalarınla nereye kaçıyorsun? Telefonunu da almadın. Baban deliye döndü. Velma'da bir arkadaşına kaçtı. Annen ağlamaktan perişan oldu." yanıma gelip montunu çıkardı ve bana giydirdikten sonra montun fermuarını çekerken:

"Boz ayılara benzedin Karmen. Mont giymeni tavsiye etmiyorum." Shawn'ın kokusu burnuma geldiğinde bir tokat misali yaşadığım şoku atmışcasına ağlamaya başladım. Ben, Shawn ve soğuktan korunmaya çalışan sokak hayvanları benim boğaz parçalayıcı çığlıklarımı dinliyordu.

Bunca zamandır yaşadıklarım göğsümü darlıyordu ve ben buna daha fazla dayanmıyordum. Her an üzüntüden diğer dünyaya göçecek ve kurtulacakmışım gibi hissediyordum.

"Ben bunları hak etmedim. Sevgili hırsızı dediler, sustum. Sarhoşluğumdan faydalandın, sustum. Acımasızca şiddet gördüm ve yine de sustum. Şimdi de bunca zamandır birlikte uyuduğum, aynı annenin doğurduğu kardeşimin ihanetiyle bir kere daha kaşar damgası yedim. Ben bunları hak etmedim Shawn." elleriyle yanaklarımdan aşağı süzülen yaşları silerken:

"Elbette hak etmedin bebeğim. Özür dilerim. Seni severken benden uzak tutarsam daha iyi olur sanmıştım. Ama olmadı. Seni koruyamadım." montunu çıkardım ve yere fırlattım. Daha sonra Shawn'ı ittirerek:

"Koruyamadın mı? Seni şurada şu kar yığınında gömerim Shawn! Ciddi anlamda gömerim. Hayatımı mahvettin. Ne duymak istiyorsun? Seni sevdiğimi mi? Seviyorum seni erkek orospusu-" durdum. Konuşurken insanın gerçekten fiziksel acı hissetmesi normal miydi?

"Eğer duymak istediğin buysa seni seviyorum. Sadece, senden artık insan olarak hoşlanmıyorum Shawn Mendes. Benden lütfen uzak dur." kaldırımdan inip karşı yola geçerken hızlıca gelen arabaya karşı baktım.




LOL. KLİŞE ŞEYLER OLMAYACAK MERAK ETMEYİN. BENİ AFFET DİZİSİ ÇEKMİYOZ BURDA. 9+10+Bay Langdon yanlışını düzelten arkadaş ismini bir türlü buraya yazamadım kb. Telefonum bozuk ama bu bölüm sana. Okuyunca bulacan kendini merak etme fkflefvkdfnv. Bölüm biraz hızlı gelişmiş olabilir. Idk. Güzel olmamışta olabilir. Ama bol bol yorum istiyorum. Boş vakit buldum girdim yazdım yazıyorum da yani.

roses | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin