f ø r t i t r e

1.3K 111 143
                                    


Kaldırıma adımımı attığım an durup öylece gelen arabayı izledim. Araba ile aramızda bir metreden az kala Shawn kolumdan tutup beni tekrar kaldırıma çekti ancak ikimizde dengemizi kaybedip yere düştük. Çabucak doğrulan Shawn suratıma kar atarak:

"Sen salak mısın? Araba geliyor geri zekalı gibi arabaya bakıyorsun. Hayır eğer amacın ölmekse başka yolları dene. Sürücüye yazık. Senin gibi bir aptal yüzünden hapise falan girebilir yani." gözlerimi kapatıp beni gömdüğü kar yığınında sabit bir şekilde boğulmayı bekliyordum ki kucaklayarak:

"Annem domates çorbası yapmıştı. Onu içerken film izleriz." cevap vermedim. Vermeyecektim de. Ani ruh değişimini bipolar bozukluğuna veriyordum. Gerçi bipolar hakkında da çok bir şey bilmiyordum ya. Bir süre boyunca yürüdükten sonra nefes nefese kalmış bir vaziyette:

"Biliyorum,"

"Beni sevdiğini yani. Çünkü sen sevmediğin insanların senin etrafında dolaşmalarına izin vermezsin Karmen gıcık ve soğuktan sümüğü akmış büyük bir ihtimalle zatürre olacak olan Lewis." acıtmayacak bir tokat attım ve:

"Amma salladın ha. Hem hani sen domates sevmezdin?"

"Domates çorbasıyla domates aynı tatmıyor ki. Domates çorbası güzel. Ama domates kötü. Sende yeme. Domates senin için kötü."

"Kim demiş?"

"Beyaz montlu prensin. Bir dakika geri dönmeliyiz. Montumu unuttuk." dedikten sonra beni aniden yere bıraktı ve geri istikamette yürümeye başladı. oldukça sıkıştırıp sertleştirdiğim kar topunu sırtına atarak:

"Bacağımı kırsaydın!" bana orta parmak işareti yaparak montunu aldı ve geri gelerek su çekmiş ve ıslanmış montunu bana giydirerek:

"Bunu unutsam babam ne yapar asıl sen onu biliyor musun? Hadi sen üşütmeden gidelim."

"Senden nefret ediyorum Mendes." yarım ağız gülümseyerek:

"Hayır, benden nefret etmiyorsun. Eğer benden nefret etseydin bu kadar çabuk yumuşamazdın." haklıydı. Velma'nın ve okuldaki diğer insanların yüzlerini bile görmek istemiyordum ancak tüm yaptıklarına rağmen neden Shawn'ın yüzünü saatlerce incelemek istiyordum? Bu aşk mıydı? Saplantı mıydı? Aşk emek isterdi gerçekten ve ben bu emeğe saygı duyabilecek miydim? Her şeyden öte biz diye bir şey olamazdı. Daha fazla dedikoduya katlanamazdım. İster istemez kötü bir şanım vardı ve Shawn bu şanı ikiyen katlar beş ile toplardı.

"Uyumak istiyorum."

"Sevişebiliriz." dediğinde yine yanağına hafif sayılabilecek bir tokat attım.

"Sende iyi alıştın bu tokatlara. Gün gelir bende seni tokatlarım. Tabi yanağını değil." dedikten sonra göz kırptı. Bütün gün uyumuş olmama rağmen ağlamanın getirdiği sersemlikle yine uyumak istiyordum ancak karnım zil çalıyordu. Bütün gün sadece Ece'nin bana verdiği sandviçle duruyordum.

Evlerine geldiğimizde bahçe kapısını açmadan önce beni yere indirdi. Gözlerimizi birbirine dikmiş bir vaziyette birbirimize bakıyorken gülümsedi ve gözümün önüne düşen saçı kulağımın arkasına aldı.

"Niye benimle çıkmıyorsun Karmen? Dört dörtlük değilim ama seni üzmem."

"Bunu sen mi diyorsun Shawn? Beni en çok üzen sen."

"Seni Velma'dan da öte en çok üzen şeyin kalbindeki merhamet duygusu olduğunu sende biliyorsun. Şimdi biz bu kapıdan her türlü geçeceğiz. Korkma seni her türlü evime alacağım. Ama şunu bilmeme izin ver, bir kez olsun bana da merhamet edebilir misin? Seni bu sefer asla üzmeyeceğime ve kimseninde üzmesine izin vermeyeceğime dair. Sevgilim ol kız." sonunda ciddiyeti bozmasıyla gülmeden edemedim.

"Shawn ben-"

"Abi, ne yapıyorsunuz orada? Kar yağıyor hadi girsenize." gözlerini deviren Shawn'a gülerek bahçe kapısını açtım ve içeri koştum. İçeri girdiğimde televizyonun karşısında uyuya kalmış Bay Mendes'i uyandırmamaya özen göstererek Bayan Mendes'e dönerek:

"Bu gece size misafir olmam sorun olur mu?" Bayan Mendes Aaliyah'a dönerek:

"Aaliyah Karmen'e giyecek kıyafet ayarla tatlım. İstersen sıcak bir duşta alabilirsin. Daha sonra ben sana misafir odasını gösterebilirim. Aç mısın peki?" dediğinde ben cevap veremeden Shawn'ın sesi arkamda belirdi.

"Aç tabi. Şu haline baksana. Pijamalarıyla. Sabah kahvaltısıyla duruyor." utanmıştım. Utanmakla kalmamış, mahcupta hissetmiştim.

"Teşekkür ederim efendim."




***(yazar üşendiği için detaya inmiyor bir ara inecek söz(inmedi))***

"Burası misafir odası. Hemen yan oda Shawn'ın odası. Eğer bir şeye ihtiyacın olursa ona söylemen yeterli. Seni duyacaktır."

"Peki efendim. Her şey için teşekkür ederim." dedim ve yatağın içine girdim. Bayan Mendes ışıkları kapatıp gittiğinden sadece birkaç dakika sonra birisi odaya girerek, ki bunun Shawn olduğunu biliyordum, ıslık çalmaya başlamış bir vaziyette yatağa yaklaştı.

I promise that one day I'll be aroundI'll keep you safeI'll keep you soundRight now it's pretty crazyAnd I don't know how to stopOr slow it down

"Karmen sçylediğin ve söyleyeceğin her şeyde haklısın. Ama benimde seni sevdiğimi biliyorsun. Bence biz birlikte olmalıyız. Hem merak etme A++ grip olma ihtimalimiz var. Romantik bir şekilde ölürüz belki bu gece."

"Shawn nasıl her seferinde cümlenin sonunda saçmalayabiliyorsun?"

"Senin ışığın beni kör ediyor ve bu da mantıklı düşünmeme engel oluyor."

"Oda karanlık şuan." dediğimde küçük bir kahkaha attı ve yatağa girerek beni kendine çekti. Omuzlarıma kollarını sararak:

"Çok yoruldun ve çok şey yaşadın bugün. Uyu biraz." dedikten sonra alnıma bir öpücük kondurdu.




BU BÖLÜMÜ DE KLİŞE OLMAYACAK DEDİKTEN SONRA SAÇMALAMAK İSTEDİĞİM İÇİN YAZDIM AMA SONRA BÖLÜM ORTASINDA ÜŞENDİM FALAN SORRY.

roses | smHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin