Hostelde odamın pencere girintisine oturmuş öylece lavanta tarlasını izliyorken kucağımda duran defterimle bir müddet bakıştık.Kalemimin kapağını dişlerimle açıp arkasına taktıktan sonra aklıma gelenleri yazmaya başladım.
Bir süre sonra odamın kapısının çalmasıyla kapıdaki kişiye dönerek:
"Gir!" dedim ve gelen kişinin Shawn olmamasını umdum.
Ancak elinde gitarla duran kişi elbette Shawn'dan başkası değildi.
"Sadece git ve beni burada yaknız bırak olur mu?"
"Ama neden?" sinirle kalemimi defterimin arasına koydum ve oturduğum yerden kalkarak üzerine yürüdüm. Onu göğsünden ittirip odadan çıkarıyorken:
"Çünkü artık senden mefret ediyorum! Aklımla oynama Mendes." dediğim gibi gözlerim çabuk dolmazdı belki de ama bir üst sınırım vardı. Ve Shawn o sınırı geçeli çok olmuştu. Gözümden süzülen yaşlara aldırış etmeden ittirmeye devam ettim.
"Sen Velma'yı severken ben acı çekemem tamam mı? Geri zekalı aptal düşüncelerini benden uzak tutarak uzaklaş olur mu? Artık dayanamayacağım noktaya geldim. Çektiğim acı aptal bir ergenlik yaşantısını geçti." gitarını yere bırakıp bileklerimden tuttu ve gözlerimin içine bakmaya çalışarak:
"Düşündüğüm şeyi düşünmüyorsun değil mi Karmen?"
"Karmen! Cevap ver." vermedim. Öylece limon sarısı üzerinde lavanta ve üzüm desenleri olan duvar kağıdına baktım. Uyumsuzdular. Ama bulunduğumuz yeri en iyi onlar anlatırlardı.
Biraz içki ve aşık edecek derecede güzel bir koku. Marsilya.
"Git lütfen." dedim ve hıçkırıklarımı daha fazla tutamadım. Beni odanın banyosuna sürükleyerek küvetin içine nazikçe girmemi sağladı.
Saniyeler geçtikçe şiddetlenen zerzenişimle birlikte ılık ayarlanmış suyu başımdan aşağı akmasına sebep olduktan sonra şarkı söylerken:
"Bırak su seninle birlikte ağlasın. Yalnız olmadığını anlarsın."
Ama yalnızdım.
Evet Ece vardı. Son zamanlarda Justin'de çok iyi bir arkadaştı benim için. Isabells ise en iyi dostum olmuştu diyebilirim. Ama yalnızdım. Yaşadıklarımı kimse yaşamıyordu.
Okulun kızlarının çoğu bana düşman gözüyle bakıyordu. İnsanların gözünde kardeşine ihanet etmiş birisiydim haftalar öncesine kadar. Bunlar zor şeylerdi. O kadar zordu ki bir süre sonra kendimi en çok zorlayan ve suçlayan kişi ben olmuştum. Bir başkası değil.
Islanan beyaz tişörtümü üzerimden çıkardıktan sonra gözlerini gök kuşağı renginde olan çoraplarıma çevirdi ve gülümsedi. Ellerimle açıkta kalan yerlerimi kapatmaya çalıştım.
"Vücudunu daha önce gördüm Karmen. Birçok kez. Hem öyle bir amacım yok." daha sonra elini sırtıma uzattı ve tek seferde sütyenimin kopçasından beni kurtardı.
Daha rahat nefes alabiliyordum. Ama yine de aldığım nefes ne kadar yeterliydi tartışılırdı. Acıyla ve ızdırapla dolmuş akciğerlerimde havaya yer yoktu.
Acımın ve kendime yaşattığım ızdırabın Shawn'ı gördükçe nüksetmesi belki de ona olan sevgimdendi.
Göremedikçe değil, gördükçe kahreden bir güzellikteydi o.
Yumuşak, içinde ellerimin kaybolmasını istediğim saçları,
Adeta denizin en derinlerinde gizlenen inci beyazlığında dişleri,
Beyaz teninde elma görevi gören yanakları,
Bir manikürcüyü kıskandıracak elleri,
Harika kahkahası güzel bir detaydı sıradan bir lise öğrencisi için.Taytımı indirip yere koyduktan sonra eğildi ve karnıma bir öpücük bıraktı. Elleri gibi saçlarıda sudan nasibini almıştı. Yine de bunu umursuyor gibi görünmüyordu.
İç çamaşırımı ve çoraplarımı da çıkardıktan sonra anne karnından çıkmış bir vaziyette Shawn'ın karşısında duruyordum.
Portatif boyutlardaki şampuanı eline sıktıktan sonra:
"Otur." oturdum.
Saçlarımı şampuanla köpürttükten sonra duruladı ve bu işlemi bir kere daha tekrarladı.
Daha sonra duş jeliyle vücudumu temizledi ve en son beni havluya sarıp kucakladı.
Yatağa uzandıktan sonra kendi ıslanan tişörtünü çıkarıp benim oversized sweatlerimden birini giydi ve gitarını eline alarak:
"Hadi seni rahatlatacak bir şeyler çalalım. Umarım bu şarkıyı biliyorsundur."
Shawn Mendes en güzel haliyle tam karşımda duruyordu.
Müzikle bütünleşmiş bir halde.
Winter and spring
Summer and fall
You're the wind surfer crossing the ocean and the boat behind
Skiffle and rag, shuffle and waltz
You're the up tip toe ballerina in the chorus line:
Singing
Ohohohoh, I could never belong to you
Ohohohoh, I could never belong to youYanağımdan yastığa akan göz yaşını silmekle vakit kaybetmedim ve sözlerini bildiğim şarkıya esilik ettim.
Kurtulmam gereken meseleler vardı.
Shawn'ı sevmeyi bırakmak gibi.
