7♣Selim

31.5K 1.7K 156
                                    

"Bugün ödemeyi yapmanız gerek."

"Biliyorum." diye mırıldandım otel görevlisine.

Biliyordum, biliyordum da şu an fiil olarak yaptığım tek şey 'bilmek' idi. Biliyordum, ama param yoktu. Şu sıralar hiç iş çıkmıyordu bana.

"Ödemeyi birkaç gün sonra yapabilir miyim? "

Görevli suratıma kısa bir bakış attıp "Olur." dedi.

Odama gitmek için merdivenleri çıkarken bir yandan da bu günü düşünüyordum. Selin Takıntı...

Kız kabul etmemişti. Beraberinde bizi azarlamıştı. Her ne kadar Sansar kıza kızsa da aslında bir yandan kıza hak veriyordum. Sonuçta neden bize güvensin ki?

Odama geldiğimde Baston ve Kirpik'i kafeslerinden çıkarıp onları seyrettim bir süre. Sonra gözlüklerimi çıkardım ve yatağa uzandım.

Otel görevlisi teklifimi kabul etmişti, üniversite kantininde Selin'i sorduğum kız kolunu göstermeyi kabul etmişti, aynı soruyu Sena'ya sorduğumda o da kabul etmişti, önceden kaldığım pansiyonun sahibi olan kadın güvercinlerimin ve eşyalarımın pansiyonda kalmalarını istediğimde o da kabul etmişti. Peki tüm bunlar tesadüf müydü?

Hiç sanmıyordum.

Aradığım kız... Adını hatırlamadığım çocukluk arkadaşım bana insanları ikna etmek konusunda çok iyi olduğumu söylemişti.

Belki de Sansar'ın insanların düşüncelerini okuması gibi benimde böyle bir özelliğim vardı. Kim bilir!

Cebimdeki telefonumu titreyince yatakta doğruldum ve kimin aradığını görmek için gözlüklerimi taktım. Arayanın Atlas olduğunu gördüğümde telefonu açtım.

" Alo."

"Naber Hokkabaz? "

"İyidir... Altın Mızrak." deyince güldü. "Senden naber? "

"İyidir. Bu akşam sana Masato'yu göstermeyi planlıyorum. Büyük Elma Barı'na gelir misin ?"

"Bar mı ?" Sesim şaşkın ve endişeli çıkmıştı. "Masato da mı gelecek bara ?"

Kahkaha attı. "Keşke gelse, ama böyle bir şeyin mümkün olacağını sanmıyorum."

"Sansar da gelecek mi?"

" Ah, evet. Onu da çağırdım. Bu akşam biraz konuşma fırsatı buluruz diye düşündüm."

"Kaçta orada olayım ?"

"Dokuz da sizi bekliyorum."

"Tamamdır," dedim. "Görüşürüz."

Telefonu kapatıp yatağıma tekrar uyandığımda gözümün önüne çocukluk arkadaşım geldi. Siyah saçları ve mavi gözleri...

Tıpkı Selin'in ki gibi...

◆◇◆◇◆◇◆

Kulağıma dolan rahatsız edici ses yüzümü kırıştırmama neden olmuştu. Etrafta deli gibi dans edenleri güçlükle yarıp, barın yanıp sönen ışıklarının arasında zorlukla seçilen Sansar ve Atlas'ın yanına ilerledim.

"Selam." dedim ve arkadan bana çarpan biri yüzünden sağa doğru yalpaladım.

"Selam." dedi Atlas.

"Selam."

Sansar'ın sesi hâlâ öfkesinin geçmediğini ele veriyordu. Selin'in tedaviyi kabul etmemesi en çok onu kızdırmıştı şüphesiz. Ben de tedavi olmak istiyordum ama aramızda en çok bunun için çabalayan Sansar'dı. Zaten Atlas tedavi için yanımızda olmasına rağmen bir tedavinin olduğuna inanmıyordu.

Düşünce MahkumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin