2. BÖLÜM

49K 1.8K 117
                                    


"Kazanan tatlının adı... Balım Şeker..."

Balım önce söyleneni anlayamadı. Hatta hiç üstüne alınmadı. Ancak belki bir otuz saniye sonra kulaklarında yankılandı kendi tatlısının ismi. Balım Şeker... Balım Şeker... Balım Şeker...

Balım iki eliyle ağzını kapatıp derin bir nefes aldı ve dudaklarından bir şaşkınlık nidası kurtuldu. Heyecandan çırpınan yüreği şimdi mutluluktan gümbürdüyordu. Tatlısını ilk keşfettiği günü hatırladı...

***

4 YIL ÖNCE FRANSA/PARİS

Profesör Aleon öğrencilerine hızlı olmalarını söylüyordu. Balım yarım yamalak Fransızcasıyla direktiflere uymaya çalışırken oldukça zorlanıyordu. O gün Paris'in ünlü restoranlarından birinde tatlı sunumu yapacaklardı. Chez Denise La Tour Montlhery...

Eğitim için özel izinlerle geldikleri restorana daha içeriye girmeden vurulmuştu Balım. Tarihi bir binanın taştan örülmüş kapısından giriliyordu içeriye. İçerisi yan yana sıralanmış ve üzerine kırmızı beyaz ekose kumaştan örtüler örtülmüş masalar, deri koltuklar ve ahşap sandalyelerden oluşuyordu. Bu otantik görünümü duvarlarda ki karikatür ve tablolar marjinal bir hale getiriyordu. Turuncu ışıklarla aydınlatılan salon bir zaman tünelini andırıyordu. Eski ve yeninin enfes karışımı...

Fransa' da ki ikinci ayındaydı henüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fransa' da ki ikinci ayındaydı henüz. Bir taraftan uyum sağlamaya bir taraftan da mümkün olan en iyi verimi almaya çalışıyordu. Profesör Aleon kendisinin de içinde olduğu beş öğrenciyi restorana getirmiş, önlerine bazı malzemeler koymuş ve bunlardan bir tatlı yaratmalarını istemişti. Görevin sonun da tatlılarını masalarda ki seçtikleri bir müşteriye ikram edecek ve müşteri yorumuna göre de profesör not verecekti.

Hızla çalışan eller bazı sakarlıkları da berberinde getiriyordu. Balım kabartma tozunu tezgaha boca etmiş yanında çalışan arkadaşı Evelyn bir sürahi sütü devirmişti. Kalan kabartma tozunu hamura karıştıran Balım hızla yoğurmaya devam etti. Hamurla işini bitirip fırına verdikten sonra soğuk bir krema hazırlamaya karar verdi. Elleri titreyerek süt ve kremayı karıştırdı. Arada sırada fırını kontrol ediyor bir taraftan da kremasına malzemeleri ekliyordu.

                Pişen hamurunu fırından çıkardı. Beklediği gibi yumuşak olmadığını görünce bir miktar sütle ıslatmaya karar verdi. Kremanın tadına baktı. Fena olmamıştı. Kremayı hamurun üzerine döktü. Yaklaşık iki parmak kalınlığında bir krema tabakası oluşmuştu. Tatlısını Profesör Aleon'un masaya bıraktığı meyvelerle donattı. Tatlıdan bir dilim kesip restoranın isminin yazdığı ve armasının basılı olduğu tabağa koydu. Üzerini karamel sosuyla süsleyip tabağın kenarına çikolatayla isminin baş harflerini yazdı.

                Profesör Aleon yanına gelip tatlısına baktı. Başıyla onaylayıp servis edebileceğini söyledi. Balım elleri titreyerek tabağı aldı ve yemek salonuna girdi. Neredeyse bütün masalar doluydu. Bir seçim yapmak çok zordu bunun yerine beş adım atıp solunda kalan ilk müşteriye tabağı ikram etmeye karar verdi.

BİR DİLİM AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin