Yol boyunca kendisini suçladı durdu. Balım'a yaptığı imaların ve kışkırtmaların işi bırakmasına sebep olduğundan başka bir şey düşünemiyordu. Bu tatlıyı fena halde kafaya takmıştı ve tatlı için de o kadına ihtiyacı vardı. Sıkıntılı bir yolculuk geçirdikten sonra hedef noktasına ulaşmıştı.
Onur arabasını navigasyonun gösterdiği yerde bulduğu boş bir alana park etti ve Manolya Apartmanı yazan kapıyı da o anda gördü. Açık olan apartman kapısından içeriye girdi. Üçüncü kata ulaşıp dairenin kapısını çaldı. Ancak açan yoktu. Uzun bir süre zile basıp kapının açılmasını bekledi. Ancak çabaları hüsranla sonuçlandı.
Bir müddet sonra beklemenin ve daha fazla zile basmanın anlamsız olduğunu düşünerek apartmanın merdivenlerinden indi ve aracına ulaştı.
Kontağı çevirip arabasını çalıştıracağı sırada yanından geçen ve kendisini görmeyen Balım'ı fark etti . Kadın çok dalgın bir halde kafası önünde yavaş yavaş yürüyordu.
Bir süre Balım'ı seyreden Onur tam kapıyı açıp aracından çıkacaktı ki kadının bir şeye şaşkınlıkla baktığını gördü. Merakına yenik düşen Onur arabanın içinden kadını seyretmeye başladı.
***
Siyah arabasına yaslanmış bekleyen kişi Ardadan başkası değildi. Balım elinde poşetlerle bir süre kendisine bakan adamın bakışlarına şaşkınlıkla karşılık verdi.
Kendisini toparladığında ani bir kararla evin giriş kapısına doğru yöneldi. Bir iki adım atmıştı ki bir el poşet taşıyan kolunu tuttu ve Balım'ın eline ki poşet yere düştü. Poşette ki kola yuvarlanarak sokağın aşağısına kadar ulaşmıştı. Balım hırsla kolunu çekti ve Ardaya dönüp hışımla sordu.
"Ne var. Ne istiyorsun?"
"Konuşalım biraz."
"Konuşacak ne kaldı ki?"
"Telefonuna ulaşamıyorum. Seni merak ettim."
"Beni merak etmen için bir sebebin, seninle konuşacak bir şeyim ve de sana verecek bir hesabım yok."
Sözünü bitiren Balım apartmanın giriş kapısına yöneldi. Arda sinirle ellerini saçlarının arasında geçirdi ve çaresizce kendi etrafında döndü.
"Neden? Neden sana yeteri kadar yaklaşmama izin vermedin? Neden gerçekten benim olabileceğine beni inandırmadın? Söylesene... Söylesene tek suçlu ben miyim? Bunca yıldır benimle bir gece uyumadın bile. Hiçbir zaman bana kendini tam olarak teslim etmedin. Neden bir ömür beraber yaşayacağımıza beni inandırmadın?"
Balım duyduğu cümlelerle olduğu yerde kaldı. Bunca zaman boyunca evlenecekleri günü hevesle ve heyecanla beklediği, beraber türlü türlü hayaller kurduğu adamın söylediği sözler kalbine bir hançer gibi saplandı. Usulca adama dönüp soran bakışlarını yüzüne fırlatırken sorduğu soruyla yüreği bir kez daha sızladı.
"Her şey seninle yatmadığım için mi bu hale geldi?"
"Benimde ihtiyaçlarım olabileceğini hiçbir zaman düşünmedin Balım. Beni başkasının kollarına sen ittin! Seni doğru düzgün öpmeme bile izin vermedin. Hep kaçtın benden."
Balım dişlerini sıkıp Ardanın yüzüne baktı. Sevdiği aşık olduğu adamı göremiyordu artık ne yazık ki. Dudakları her dokunduğunda deli gibi çarpan kalbi tatmin edememişti onu. İstediği başka şeyler vardı. Gözünden düşen adamın üstüne basmakta tereddüt etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Teen FictionGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...