"Benim tek sevgilim sensin. Muhtemelen bunu hatırlamayacaksın bile ama seni seviyorum. Hemde çok..."
Balım yatağında huzursuzca kıpırdandı. Bugün yıldönümü partisi olduğu için işe gitmiyordu. Restoran kapalıydı.
Onur'un sözleri kulaklarında yankılanırken tek yapabildiği bunun gerçek mi yoksa hayal ürünü mü olduğunu anlamaya çalışmaktı. Ne yazık ki bu konuda henüz net bir kanıya varamamıştı.
Utançla yanakları kızardı. Onur'un ceketini koklamıştı. Bunu gerçekten yaptıysam eğer...
Birden aklına gelen düşünceyle yatağından kalkıp koridora koştu. Hemen vestiyerin kapağını açtı ve içerdeki montları ceketleri karıştırmaya başladı.
Birden eline daha önce evde rastlamadığı siyah bir ceket geldi. Askıdan çıkardığı ceketi eline alıp gayri ihtiyarı burnuna götürdü.
Ceket Onur gibi kokuyordu. Ve artık bir şeylerden emin olmaya başlayan Balım olduğu yerde dona kaldı.
Elinde bir şişe suyla mutfaktan çıkan Funda vestiyerin önünde dikilen arkadaşına bir kaç kez adıyla seslendi. Cevap gelmeyince önüne geçip elini gözlerinin önünde salladı.
"Dünyadan Balım'a..."
Balım bir anda başını kaldırıp arkadaşının yüzüne baktı.
"Sarhoş olduğun gece oraya Onur'da geldi öyle değil mi?"
Funda arkadaşının elindeki Cekete baktı. Artık durumu anlatmanın zamanı gelmişti. Bekli ki Balım bir şeyler hatırlıyordu ve artık kaçamazdı.
***
Onur yapılan hazırlıkları bir kez daha kontrol etti. Anlaştığı organizasyon şirketi restoranın büyük salonunu akşam ki eğlence için hazır hale getiriyorlardı.
Bir kaç gün hem restoran işleri hem de emniyetle yaşadığı yoğun trafik yüzünden oldukça yorucu geçmişti. Bugün her şeyi arkada bırakıp biraz olsun eğlenmeye ve dinlenmeye hakkı olduğunu düşünüyordu.
Bütün personeli bugün izinliydi. Semra ve güvenlik görevlileri hariç restoran da hiç bir çalışan yoktu.
Salonda ki bütün masalar çıkarılmış yerlerine yuvarlak ve yüksek ayaklı kokteyl sehpaları konulmuştu. Üzeri turkuaz renkte tüllerle süslenen sehpalar restoranın kenarlarına doğru yerleştirilmiş ortada dans için büyük bir meydan oluşturulmuştu.
Onur ancak her şeyin tıkır tıkır işlediğine kanaat getirdikten sonra odasına geçti. Bugün gerçekten sorun çıksın istemiyordu. En son yaşadıkları olayı unutmak için iyi bir fırsatları vardı. Bunu değerlendirip deşarj olacaklarından emindi.
Kapısı tıklandığında koltuğuna henüz oturmuştu. İçeriye giren Semra hemen masaya yaklaşıp elinde tuttuğu kağıdı Onur'un önünde duran sümenin üzerine bıraktı.
"Bugün ki güvenlik planlaması Onur bey."
Onur eline aldığı kağıdı dikkatle incelerken Semra masanın önünde ayakta beklemeye devam ediyordu. Onur başını kaldırmadan konuştu.
"Tamam. Sende çıkabilirsin."
"Yapılacak bir şey varsa kalabilirim Onur bey."
"Hayır gerek yok. Bende çıkacağım bir saate kadar. Bu arada karar verdiğimiz video hazır değil mi?"
"Evet Onur bey. Birazdan teslim edeceğim. Personelimiz için güzel bir sürpriz olacak."
"Son günlerde çok yıprandılar. Biraz olsun moral bulsunlar istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Teen FictionGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...