Kadının yumuşak teni ellerinin arasındayken Onur zaman kavramını kaybetti. İçinde, tam kalbini ortasında küçük bir kıpırtı hissetti. Balımınkilere kilitlediği gözlerini kırpmadı bile. Her nefeste içine çektiği kokuyu bütün hücrelerine kadar kaydetmek istiyordu.Şaşkınlıktan açılan gözler yavaş yavaş yerini huzursuz ve gergin bir bakışa bırakırken Balım yavaşça kıpırdandı.
Sımsıkı tuttuğu kadın kollarının arasından sıyrılırken Onur için durmuş olan zaman adeta yeniden işlemeye başladı.
Yayıldığı kanepede gözünün önünde harmonik hareket yapan araba anahtarına uzun uzun baktı.
"Dünyadan Onur'a... Arkadaşınız Gürkan dışarıya çıkıyor. Ona katılmak ister misiniz?"
Boş gözlerini Gürkan'a çeviren Onur önce ne olduğunu anlayamadı. Daldığı hayal alemi onu içine öyle bir çekmişti ki kaç gündür boş kaldığı her fırsatta kendini bunları düşünürken buluyordu. Gürkan üsteledi.
"Eee... Geliyor musun?"
Bir anda gelen enerjiyle oturduğu kanepeden fırlayan Onur "Buraya kadar" diye düşündü."Bu gece bu iş bitiyor. Bu saplantılı saçma düşünceden kurtulmalıyım."
Acele hareketlerle gömleğinin düğmelerini çözerken üst katta ki odasının yolunu tutmuştu bile.
"Geliyorum. Bekle on dakika. Hazırlanayım."
***
İşe başladı başlayalı ilk tatil gününün sonuna gelmişti Balım. Akşam balkonda oturup çayını yudumlarken geçirdiği haftayı düşündü.
Restoranı ve ortamını çok sevmişti. Çalışanları oldukça hevesli ve yetenekli elemanlardı. Yavaş yavaş çalışma ortamında düzeni sağlamaya ve ipleri eline almaya başlamıştı bile.
Bu süreçte en büyük yardımcısı ilginçtir ki Semra olmuştu. Her fırsatta yanına geliyor boş zamanlarında odasına kahve içmeye davet ediyordu. Soğuk kabuğunun altında ki sevecen kadının sıcaklığını Balım için açığa çıkarmaya başlamıştı.
Miskince sandalyesinde kıpırdanırken göz kapaklarını germeye çalışarak uykuya direndi. Bir haftada alışmıştı erken yatmaya.
Daha ikinci günden işe geç kalınca kendisini şartlamıştı. İlk okul çocukları gibi alarm kurup o saatte yatar olmuştu.
Alarmını defalarca erteleyerek uyuya kaldığı gün patronunun aramasıyla uyanış ve apar topar iki dakika içinde giyinerek kendisini merdivenlerden aşağıya atmıştı. Birkaç kat aşağıya inmesiyle dağ gibi bir şeye çarpıp geriye sendelemesi bir olmuştu.
Tam popo üstü yere yapıştım derken çarptığı dağ onu kollarının arasına alıp sıkıca yakalamıştı. Kendisini yakalayanın patronu olduğunu anladığında önce şaşırmış birkaç saniye sonra da huzursuzluğu katlanarak artmış ve kollarından sıyrılmıştı.
O gün bir gece öncesinin hesabını sorma düşüncesindeydi ancak sabah sabah yaşadıkları olay dilini kilitlemişti. O olaydan sonra "Günaydın, Merhaba..." gibi kelimeler dışında pek bir şey konuşmamışlardı.
"Aslında bu çok iyi oldu..." diye düşündü Balım. "En azından aramıza bir mesafe koymak için."
Çayla dolu kupası elinde balkona giriş yapan Fundayla beraber Balım'da düşüncelerinden sıyrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Teen FictionGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...