Onur konferans salonunu doldurmuş ve kendisine meraklı gözlerle bakan kalabalığı taradı. En önde şefler ve idari çalışanlar arkalara doğru ise mutfak çalışanları ve garsonlar oturmuştu. Derin bir nefes alıp sözlerine başlamadan önce Semra ile göz göze geldi ve kadın olumlu anlamda başını salladı.
Onur kürsüde duran mikrofonun düğmesine bastı ve salonda bir cızırtı duyuldu. Konuşmaya başladığında sesini mümkün olan en sakin tona ayarladı.
"Öncelikli olarak hepiniz toplantıya hoşgeldiniz."
Onur bir süre bekleyip yapacağı konuşmanın seyrini bir kez daha aklında tasarladı ve devam etti.
"Hepinizin de bildiği gibi çok zor bir dönemden geçiyoruz.Restoranımızda yaşanan olaylar bir çoğunuzu yıprattı bunun farkındayım. Bu dönemde göstermiş olduğunuz gayretler ve özenli çalışmalarınızdan dolayı öncelikli olarak hepinize teşekkür ediyorum."
Salonda büyük bir sessizlik hakimdi herkes onurun ağzından çıkacak cümlelere odaklanmış öylece bekliyordu.
Hanginiz acaba diye düşündü Onur. Bana bunu yapan hanginiz. O kişiyi bulduğunda elinden hiç kolay kurtulamayacağı kesindi. En mahremi ortaya dökülmüş bir itibarı olan restoranının adı kötü anılmıştı. Sevdiği kadının evine imalı mektuplar bırakılmıştı. Bunu yapan her kimse kedinin fareyle oynaması gibi oynuyordu onunla.
Meraklı bakışlar üzerindeyken derin bir nefes aldı.
"Uzunca bir süredir canımızı sıkan olaylar nihayet suçlunun yakalanmasıyla son buldu. Hepinizin bu konu yüzünden ne kadar üzgün olduğunuzun farkındayım. Tolga şefden bunu beklemediğinizinde. Ama maalesef bu bir gerçek ki darbe beklemediğimiz yerden geldi. Ben de en az sizler kadar üzgün ve şaşkınım. Fakat artık bütün bu yaşananları unutup devam etme zamanı. Yaşananların restoranımızda oluşturduğumuz çalışma kültürümüze zarar vermediğini ümit ediyorum."
Gözleri Tolga'nın yardımcısı Burak'ı aradı ve nihayet kendisini dikkatle dinleyen adamla göz göze geldi.
"Yeni bir şef bulana kadar Tolga beyin yerine Burak şef bakacak. Burak şef dışındakiler mutfağa dönebilir. Hepinize emekleriniz için teşekkür ediyorum. Kolay gelsin."
Restoran çalışanları mırıltı halinde konuşarak salonu terk ederken genç adam kürsüden inen Onur'u doğru yürümeye başladı. Onur basamakları yavaş yavaş inip ön sırada oturan Semra ve Balım'ın tam önünde durdu. Ve Burak da patronunun yanına yaklaştı.
***
Tolga serin duvara sırtını verdi. Burada bu kadar uzun süre kalacağını hiç düşünmemişti. İçinde bulunduğu izbe ve karanlık koğuş ruhunu sıkıyordu.Bir çözüm bulacağım demişti Onur. Ama geçen onca zamanda değişen hiç bir şey olamamıştı. Bütün deliller kendini işaret ederken öylece beklemekten başka yapacak hiç bir şeyi yoktu.
Semra'nın getirdiği eşyaların içinden çıkan kitabı sıkıntıyla eline aldı. Burada yapacak bir uğraş bulmak son derece zordu. Kitabın kapağını açıp kaldığı sayfayı buldu. Okumaya başladığı kısa sürenin sonunda iki yatak yanından bir kahkaha koptu.
Tolga başını o tarafa çevirdiğinde gülüşenlerin kendisine bakıp birbirlerini dürttüklerini gördü. Sabır dilenerek başını sağa sola çevirip arkasını döndü.
Kaç gündür durmadan her hareketine kulp takan ikiliden başkası değildi bunlar. Ve Tolga uymamak için kendisini zor tutuyordu.
Burada, bu ortamda herşeyiyle sınandığımı düşünüyordu. Sabretmek tahmin ettiğinden daha da zor oluyordu böyle zamanlarda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Teen FictionGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...