Sevgili okurlarım merhaba...
Sanırım Wattpad de ki bir hata sebebiyle 8. bölümün bildirimi sizlere gelmemiş. bir önceki bölüme göz atmanızı ve okumadıysanız oradan devam etmenizi öneriyorum.
Herkese keyifli okumalar...
Onur arabayı Balımın evinin önüne park ettiğinde şehrin üzerinde ikindi güneşi parlıyordu. Yan koltukta ki Balım bütün yol boyunca uyumuştu.
Onu uyandırmak için bir iki öksürdü ancak her hangi bir tepki alamadı. Kolunu dürtmeyi düşündü. Densizlik etmek istemedi.
Akşama kadar uyanmasını bekleyemeyeceğine karar verdiği bir anda seslenip uyandırmak istedi. Nasıl sesleneceğini düşünürken koltuğunda kıpırdandığını gördü. Bir şey yapmak zorunda kalmadığı için memnundu.
Gözlerini ovuşturarak uyanan Balım ne olduğunu anladığında hızla koltuğundan doğrulu. Eve gelene kadar uyuduğuna kendisi bile inanamamıştı.
Onur'un arabadan indiğini görünce emniyet kemerini çözüp arkasından oda indi. Onur bagajdan valizini çıkarıp yere koyduğunda yanına yaklaşıp valizi aldı.
İkisi de önce diğerinin konuşmasını bekleyerek bir süre karşılıklı durdular ve sessizliği bozan Onur oldu.
"Yarın 9.30 da seni alırım."
"Tamam."
"İyi günler o zaman."
"Sana da."
Onur arabasına binip uzaklaşırken Balım arkasından baktı. Aralarında ki ilişki her geçen saniye tuhaflaşıyordu. Balım ilk defa bir patronuna siz yerine sen diyordu. Bu garip hitap şekli bir taraftan tuhaf hissettirirken bir taraftan da kendisini güçlü hissetmesine sebep oluyordu.
Valizini sürükleyerek apartmana girdi ve kendi katına geldiğinde anahtarlarını çıkarıp kapıyı açtı.
Daha içeriye adım atar atmaz Funda'nın sesini duydu.
"Pınar bulamadın mı hala vanayı?"
"Söylediğin yerde değil."
"Ayaklanıp kaçacak hali yok ya. Orda iş..."
Mutfaktan sırılsıklam olmuş bir halde çıkan Funda karşısında Balım'ı görünce durakladı. Birkaç saniye birbirlerine baktılar. Olayı anladığı gibi kapının yanında ki vanaya koşan Balım eve gelen ana vanadan suyu kesti.
İçeriye tekrar girdiğinde Fundanın sinirle kendisine yaklaşan Pınara baktığını gördü.
"Kızım kapının yanı deyince sen nereyi anlıyorsun?"
"Ben ne bileyim ya. Dış kapı demedin."
"Sana bir de tercüman lazım." Yeni fark etmiş gibi Balım'a doğru konuştu. "Senin ne işin var burada?"
"Dövseydin bir de. Sen bu atarlıya bakma hoş geldin Pınarcım."
"Hoş bulduk canım. Sen de hoş geldin. Memlekete gitti demişti Funda."
"Dün gittim bugün geldim. Uzun hikaye anlatırım. Mutfak çok mu kötü?"
"Ben böyle musluğun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Genç KurguGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...