BİR DİLİM AŞK

15. BÖLÜM

           

Gürkan yanında ki kızdan oldukça sıkılmıştı. Kadının tek muhabbeti gezdiği gördüğü yerlerdi. Bu kadından bugün için kendisine iş çıkmayacağının da gayet farkındaydı.

                Hiç susmadan konuşan kadına bıkkın bir şekilde baktı ve oturduğu koltukta gerindi. Başını sağa doğru çevirdiğinde bir şey dikkatini çekti.

                Arkası ona dönük bir kadın yüksek sandalyelerden birine oturmuştu. Kadının kısa sarı saçları geriye taranmış ve üzerinde sırtının büyük kısmını açıkta bırakan bir kıyafet vardı.

                Önce askı sandığı şeye dikkatle baktığında omzunda bir dövme taşıdığını anladı. Ebatı gayet büyük olan dövme kadının kürek kemiğinden başlayıp omzunun üzerinde son buluyordu.

                Kadını izlemeye başlayan Gürkan bir yerden tanıdık geldiğini düşünmeye başlamıştı. Yanında ki esmeri iyice boş verip bütün dikkatini kadına ve nereden tanıdığını hatırlamaya verdi.

                Yanından geçen garsondan bir içecek alırken hafifçe yana dönmüştü kadın. Ancak Gürkan yüzünü görebilecek kadar bir açıya sahip olmadığından tanıyacak kadarını görememişti.

                Yanında ki esmer adının Gizem olduğunu düşünüyordu Londra'ya yaptığı bir seyahatten bahsederken Gürkan nefesini hızla koy verdi ve kadına döndü.

                "Daha önce kimse sana çok konuştuğunu söyledi mi?"

                Kadın önce ağzı açık bir şekilde bir süre bekledi. Sonra hışımla çantasını koltuktan alarak uzaklaştı. Gürkan bütün gece kafasını şişiren Gamzeden kurtulduğu için oldukça memnundu.

                Bakışlarını tekrar dövmeli kadına çevirdiğinde yanına bir erkeğin geldiğini gördü.

                ***

                Funda pistin tozunu attıran arkadaşlarına bakarken gülümsedi. Dans etmeyi çok sevmesine rağmen genellikle tek başınayken yapmayı tercih ediyordu. Topluluk içinde pek fazla dans etmişliği yoktu.

                Yanından geçen garsondan bir meyve suyu daha aldı. Biten bardağını da adamın tepsisine bırakmayı ihmal etmedi.

                Semra ve Pınar alkolünde etkisiyle iyice coşmuşlardı. Ancak Balım'ın da onlardan aşağı kalır yanı yoktu. "İçmeden sarhoş." Diye geçirdi aklından Funda.

                Fonda son zamanların popüler şarkılarından birisi çalarken Funda ayağıyla sandalyenin demirine ayağıyla ritim tutuyor bir taraftan da hafif hafif yerinde sallanıyordu.

                Gözü yan masada ki kadına kaydı. Elinde telefonuyla sürekli video çeken kadın daha sonra kafasını telefona gömüp bir hayli uğraşıyordu. Sarı saçları omuzlarından aşağıya dümdüz dökülen kadın taş çatlasın yirmi yaşındaydı. Gençlerin ellerinde ki bu aletle bu kadar çok meşgul olmaları rahatsız ediyordu Funda'yı.

                Kendi öğrencileri de hep aynı durumdaydı. Sırf onların tatlı tacizleri yüzünden sosyal medyadan çekilmişti Funda.

                Tekrar gözleri kendi arkadaşlarını ararken yanına birisinin yaklaştığını hissetti. Göz ucuyla yanındakine baktığında uzun boylu bir adamın yanındaki sandalyeye oturduğunu gördü.

                Adam hiçbir teklif beklemeden sandalyeyi sahiplendiği gibi bir de sohbete başlamıştı.

                "Selam... Dans etmeye ne dersin?"