Balım zonklayan başını dik tutmaya çalışırken bir kez daha boynuna hakim olamadı ve başı öne düştü. Sanki gözlerinin bütün feri çekilmişti. Göz kapaklarını açamıyor azıcık araladığında gördüğü tek şey zifiri karanlık oluyordu.
Baş ağrısı artık çekilmez bir hal almıştı. Bilinci bir gidip bir geliyordu. Önce yaşadıkları bir rüya hissi verirken başındaki şiddetli ağrı onu gerçekliğe çağırıyordu.
Ellerini oynatmayı denedi ancak başaramadı. Her neyin üzerinde oturuyorsa ona sıkı sıkıya bağlanmıştı. Ne kadar süredir bu halde çabaladığını düşündü ancak zaman anlamını yitirmişti.
Migreni tutmuştu da hastaneyemi getirmişlerdi onu. Başındaki bu ağrının anlamı bundan başkası olamazdı. Peki bu gördükleri de halisülasyon muydu?
Önce uzaklardan gelen konuşma sesleri duydu ve ardından metalin metale çarpma sesini. Bulunduğu odada bir ışık patlaması oldu ve Balım acıyla yanan gözlerini sıkı sıkı kapattı. Yaklaşan ayak sesleri ve uğultular odayı doldurdu.
"Bu hala kendine gelememiş."
"Ezdik oğlum adamı daha da iflah olmaz."
Zor da olsa kafasını kaldırıp gözlerini yavaş yavaş araladığında duvarları betonla
sıvanmış bir odada bir sandalyede oturduğunu farketmesiyle acı dolu bir inilti koptu dudaklarından.Birisi kedisine yaklaştı ve diğerlerine seslendi.
"Ama bu uyanmış."
Pis sırıtışlı bir adam görüş alanına girip yüzüne doğru eğildi. Balım gördüğü şeyle kendini geri çekmeye çalışsa da başaramadı.
Bir el adamın kafasına vurup ileriye doğru iteklerken söylendi.
"Çekil lan şurdan."
Balım yavaş yavaş kafasını kaldırıp adamın yüzüne bakmayı denedi.
"Günaydın güzel şey iyi uyudun mu?"
Balım kendisine seslenen kişiyi bir yerden tanıdığını biliyor ancak bir türlü çıkaramıyordu.
"Tanımadın mı beni? Bak darılırım ama."
Balım hafızasını zorladı. Ve şimşek gibi görüntü beyninde belirdi. İşe yeni başladığı günlerde elini tuttuğu için Onur'un kavga ettiği adamın ta kendisiydi.
"Sen..."
Dudaklarından sadece bu kadarı çıkabildi.
"Ben ya...sana bir daha karşılaşacağız demiştim. Sen bana inanmadın. Ama bak ben sana güzel bir sürpriz de hazırladım. Senin bana davrandığın gibi davranmayacağım. Bütün misafirperverliğimle karşındayım."
Balım adamın yürüdüğü tarafa başını zorla çevirdiğinde gördüğü manzara karşısında bir hayret çığlığı koptu dudaklarından.
***
Onur çaresizlik içinde çöktüğü sandalyede ne yapacağını bilemez bir halde oturuyordu. Elinden gelen hiç bir şey yoktu. Sevdiği kadın bir psikopatın elindeyken hiç bir şey yapamamak çıldırtıyordu onu.Odada büyük bir ölüm sessizliği vardı. Kimse konuşmuyor hatta sanki nefes bile almıyordu. Adeta donmuşlardı. Burak duvar dibinde burnundan akan kanı eliyle durdurmaya çalışıyordu. Odada tek hareket eden oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Roman pour AdolescentsGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...