Funda gözlerini ovuşturarak uyandı. Nerede olduğunu anlaması biraz zaman almıştı. Balımla beraber uyumuşlardı.
Balım...
Panikle yataktan sıçradı arkadaşı olması gereken yerde yoktu. Koşarak odadan çıktı ve mutfaktan gelen müzik sesini duyunca o tarafa yöneldi. Mutfak kapısına gelip baktığında Balım'ın balkona mükellef bir kahvaltı masası hazırlamakla meşgul olduğunu gördü. Balım hiç arkasına bakmadan tavadaki krepi çevirirken mutfak kapısında duran Funda ya seslendi "Günaydın. Hadi dikilme orda yüzünü yıka. Kahvaltı hazır olmak üzere."
Funda gece ağlamaktan zombi gibi görünen arkadaşının bu değişken ruh haline şaşırarak baktı. Her şey kendi hayal ürünü olabilir miydi acaba? Bütün bunları rüyasında mı görmüştü? Kafası karışan Funda'nın olduğu yerden kıpırdamadığını gören Balım zeytini masaya koydu ve arkadaşını ittirerek mutfaktan çıkardı "Hadi canım acele ettt..."
Funda arkasına baka baka mutfaktan çıkıp banyoya gitti. Yüzünü bol su ile yıkayıp güzelce kuruladı. Darmadağın olan kısa saçlarını eliyle yatıştırmaya çalıştı. Odasına geçip gözlüğünü taktı. Evde olduğu sürece gece gündüz üzerinden çıkarmadığı pijamalarıyla kahvaltı masasına geçtiğinde Balım da kızarttığı patatesler için yer arıyordu. En sonun da bir köşeye sıkıştırıp mutfağa tekrar girdi. Elinde çaylarla geri gelen Balım'a Funda soran bakışlarını bir kez daha çevirdi. "İyi misin?"
"Elbette iyiyim."
"Dün gece..." lafını tamamlamasına izin vermeden araya girdi Balım.
"Soğan halkası da yapmıştım. Hemen getiriyorum."
Mutfağa giren Balım radyodan kanalı değiştirdi. Fonda çalan son zamanların popüler parçalarından birine mırıldanarak eşlik ediyordu. Güçlü durmaya çalışıyor diye düşündü Funda. Elinde soğan halkasıyla gelen Balım arkadaşının endişeli bakışlarına karşılık açıklama yapma gereği hissetti.
"Merak etme iyiyim. Daha da iyi olacağım. Senden ricam olurda karşılaşırsan agresif hareketler yapma."
"Neden? Bir iki kemiğini kırsam hiç fena olmazdı."
Balım arkadaşına gülümsemekle yetindi. Masadaki kahvaltıya odaklanmayı tercih etti. Fundayı sinirlendiğinde ne olacağını çok iyi biliyordu. Özel bir okulda beden eğitimi öğretmeni olan arkadaşı aynı zamanda Türkiye şampiyonu bir boksördü. Ardayla bir tartışmalarında Funda'nın yumruğunu yemesine ramak kala yetişmişti Balım.
Rezalet çıksın ya da bu mesele uzasın istemiyordu. Biten şey bittiği yerde kalmalıydı. Arkadaşının tabağını güzelce doldurdu. Bugün antrenmanı olduğunu biliyordu. Beslenmesine her daim dikkat eden Funda hırsla çatalını yumurtaya batırırken söylenmeye devam ediyordu.
"Ah onu elime bir verseler. Böylelerine meydan dayağı atacaksın ki insan içine çıkamasınlar."
"Funda..."
"İyi tamam be."
Balım da kendi tabağına bolca yiyecek aldı. Kendini salmaya hiç niyeti yoktu. İyi bir kahvaltı güne iyi başlamak demekti. Funda kahvaltısına devam ederken bir anda Balım'a dönüp "Bugün benimle geliyorsun."
"Nereye?"
"Madem kendini iyi hissediyorsun sana sıkı bir antrenman yaptıracağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR DİLİM AŞK
Teen FictionGeceyi dinliyordu Onur. Cırcır böceklerinin sesi her yerden geliyor, hafif bir esinti yüzünü yalıyordu. Deniz'in kokusu burnuna geldi ve derin bir nefes çekti. İnsan böyle bir yerde ölene kadar yaşayabilir diye düşündü. Şehrin kargaşasından trafik g...