Uyuyalı ne kadar olmuştu ki? Sabah mı olmuştu? Gözümü açtığımda her yer karanlıktı. Geceydi hala. Kapının zilini bu saatte acı acı çalan kimdi peki? Levent? Yataktan istemeden de olsa çıkıp hala çıplak olduğumu fark ettim. O kadar çok uykum vardı ki gelen Levent ise eğer onu bile boğabilirdim. Hemen üstüme yerdeki kıyafetlerimi geçirip kapı deliğinden baktım. Evet Levent.
Elimi kocaman esneyen ağzıma kapatıp kapıyı açınca bana özür diler gözlerle bakan Levent bu kez içeri girmek için izin bekliyordu. Saat kaçtı acaba? Ece ile konuşup mu gelmişti? Kenara çekilmedim, direk kapıyı açık bırakıp tekrar yatağıma doğru sarsak adımlarla ilerlemeye başladım. Hiç uyanmamışım gibi rol yapabilir miydim? Yattım mı onu bile hatırlamıyorum.
Sabah kalktığımda yatakta yalnızdım. Gece rüya gördüğümü düşünebilirdim, eğer mutfaktan gelen sesler olmasaydı. Doğruca mutfağa gittim. Dün geceki rüya değilse bile şimdi gördüğüm manzara kesinlikle rüyaydı. Ne zaman uykudayım ne zaman uyanığım kafam karıştı. Kolumu çimdikledim mecburen okuduğum romanlardaki gibi.
"Ahh!" Levent dönüp bana baktı. Rüya değilmiş. Siktir kolum morardı.
"Neyin var iyi misin?" Levent de yerinden sıçramıştı. Salak gibiyim bu sabah. Uykum bölünmemeli benim.
"Ne yapıyorsun sen?" Kahvaltı hazırlamak dışında mı? Saçma sorularım ve ben.
"Bize kahvaltı hazırlıyorum. Gerçi zayıfsın oldukça, yemek yediğin bile meçhul."
"Kahvaltı günün en önemli öğünü, tabii ki yemek yiyorum da neden hazırlıyorsun?"
"İlk güne özel." diyerek göz kırptı.
"Saat kaç?" Duş almam gerek. O şekilde uyuduğuma inanamıyorum.
"Sekize geliyor. İş aramaya çıkacağım kahvaltıdan sonra." Dün gece ne oldu be adam? Sormadan söylemeyecek misin?
"Duşa girip çıkayım, kahvaltı yaparız." Bunun -konuşuruz- demek olduğunu anlamıştır umarım. Ben bu adamı tanımıyorum ki? Ne bok yiyeceğim acaba aynı evde?
Duşa girince niye duşa girdiğim geldi yine aklıma. Ben dün gece ne yaptım? Sarhoş muydum? Hayır. Bir şişe maden suyu ile sarhoş olunmaz herhalde. Serhan içine bir şey attı desem, şişeyi ben açıp verdim zaten. Üstelik o bana bir şey yapmadı ki? Akan suyun altında düşünceler yüksek hızlı trenden de hızlı aklımdan gelip geçerken tek bir gerçek vardı. Ben dün gece Levent ile birlikte olmuştum.
Düşüncelerim sel olmuş beynimden akarken, gözyaşlarım da fiziksel olarak gözlerimden akmaya başladı. Duygusal bir boşalma yaşadığım kesindi. Ben ne yaptım? Ben ne yaptım? Sevgilisi olan bir adamla birlikte oldum. Hayır. Bu ben değildim. Hiçbir zaman bu olmadım. Ben ilk seferim dışında başka biri ile de birlikte olmadım ki? Banyonun zeminine çöküp ellerim yüzümde ağlarken ne kadar zaman geçti bilmiyordum.
Levent'in yanıma gelip de bana kollarını sarmasıyla şimdiki zamana dönebildim. Kıyafetleriyle akan suyun altında ıslanıyordu o da. Kendimi kurtarmaya çalıştım, izin vermedi.
"Yapma Gonca. Pişmanım deme bana ne olur?"
"Pişmanım; ama. Tabii ki pişmanım. Nasıl pişman olunmaz bilmiyorum ben."
"Hayır, hayır, hayır. Değilsin. Olmamalısın. Olma. Dayanamam."
"Ben böyle biri değilim. Senin kız arkadaşın vardı. Daha ayrılmamıştın ki. Ben nasıl yaptım bilmiyorum. Özür dilerim. İnan bana böyle biri değilim. Allah kahretsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Seni İstedim
General FictionKocasına hamile olduğunu söylediğinde beklediği tepki onun verdiği tepkiden çok farklıydı. Havalara uçacağını zannetmişti. Sakin hareketlerle gelip karısına sarıldığında havalara uçmak bir yana yürümekte bile zorlanan adam kadının içine düşürdüğü...