41. BÖLÜM (G)

12.5K 1K 94
                                    

"Numaramı değiştirmiştim."

"Açacak mısın?"

"Hayır, tabii ki."

"Anlaması ve seni bulması çok kısa sürdü. Bu yetenek bana bahşedilmemiş sadece."

Yüzünün an be an değişimi hızlı çekimde taptaze, sulu sulu, ağız sulandıran bir meyvenin çürüme evresine geçiş hali gibiydi.

Bu değişimin sebebi Levent'in beni kızımız için araması değildi. Levent'in hayatımda olmasına, beni hemen bulamadığından buna kendisinin sebep olduğunu düşünmesiydi. Telefon bipleyince gelen uyarıya baktım. Levent ben açmayınca konuşmamız gerektiğini söyleyen mesaj atmıştı.

"Özgür? Benden şüphe duyuyor musun?"

"Senden şüphe duymak mı? Asla. Benim genlerimde olan bir şey değil. Sonradan kazanılacak bir davranış da değil benim için. Senden asla şüphe duymam kalbimin yangını."

"Teşekkür ederim. Yani bir seçimin sonucunu beklemene gerek yok. Ben sadece seninim. Bunu hiçbir şey değiştirmeyecek."

"Biliyorum. Seni çok seviyorum. Dahası ne olursa olsun bunu bir şeyin değiştirmesine ölsem izin vermem." Eğilip dudaklarıma tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Nasıl denk geldik, hiç aklım almıyor. Özür dilerim. Onunla karşı karşıya gelmeni istemezdim. Çok üzgünüm."

"Senin suçun değil ki. Sedat abiye yıllardır gideriz. Ekibine katmış demek ki, üstelik işinde iyi biri ki, kendi hastalarını emanet etmiş."

"Levent görüşmek isteyecek. Bundan eminim. Kızı olduğunu öğrendi. Bana bırakacak mısın?"

İçten yanağımı ısırdığımı görebiliyor muydu? Ben kendi iç dünyamda bile Levent'le savaşmaya hazır değildim henüz. Şimdi bana bırak diyordum Özgür'e.

"Elbette ister. Bir zamanlar ve bence hala sevdiği kadınsın. Şimdi senden bir kızı olduğunu öğrendi. Tek fark Özlem benim kızım. Bu bir sidik yarışı değil. Ondan kaç cm önde ya da geride başlayacağımı bilmesem de doğru kararı onun da vereceğinden eminim." Gülünce... Of.

"Pis. Nasıl bir karışımsın sen? Benim tüm renklerim seninle parlıyor. Sen olmasaydın puslu bir havadan farkım olmazdı. Gökkuşağımsın, sadece yağmur sonrası da çıkmıyorsun, hep varsın. Ayrıca gökkuşağının sonuna cin cücenin sakladığı bir küp altın da sensin."

"Benim için tek turuncu renk olsun yeter. Diğerlerine ihtiyacım yok."

"Yine olmadı değil mi? Benden daha güzel bir şey söyleyeceksin illa ki arkamdan. Tam romantik oluyorum ya da olduğumu varsayıyorum, hop beni ormantik ayarında bırakıveriyorsun bir cümleyle."

"Gel buraya kız. Turuncu alev topum. Yandırıyorsun kalbimi. Ondan hep bunlar. Kalbim alev turuncusu atınca damarlarımdaki kana kadar tüm hücrelerim, beynimdekiler de dahil oranj oranj konuşturuyor işte beni. Yoksa sen de güzel konuştun."

"Sağol yani. Sezar'ın hakkı Sezar'a."

"Hem boşver aşkım, herkes romantik olacak diye bir şey yok ki. Sen de patava... Dürüsttün. Bu daha önemli bir erdem bence. Yoksa seni bulana kadar altı yılda okuduğum şiir kitaplarının sayısını sen de bilmeseydin Attila İlhan olurdun." Omzunu çürütmüş olabilirim.

"Yalancı. Sen şiir sevmezsin bir kere. Ayrıca bitirmediğin kelimeyi anladım."

"Ah! Acıdı kız. Doğru. Bunlar benim seni her gördüğümde hissettiklerim. Hiçbir şairin seni gördüğünü sanmam."

Yalnız Seni İstedim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin