Beni uzaklaştırma çabaları takdire şayandı. Araya altı yıl girmemiş gibi, bir saat sonra, attığım o son mesajın ardından nikah salonunda evlenmek için yola çıkmış gibi heyecanlıydım.
O heyecandı dudaklarımı acele ile her yerini öpmek için ateşleyen.
O aşktı bana yalnız Gonca'yı isteten.
O arzuydu ona sadece baktığımda bile içimi eriten.
O tutkuydu benim ilk seferden sonra başka bir kadına dokunmamı gerektirmeyen.
O ihtiyaçtı beni en zor anlarımda bile Gonca için dizginleyen.
O şehvetti beni şimdi hamile olduğu halde Gonca'ya sahip olmak için tetikleyen.
Hamileydi. Onu büyük bir açlıkla arzulasam da seks yapmanın bebek için tehlikeli olup olmadığını doktora sormadan önce yapamazdım. Kalkıp mutfağa geçtim. Saat on biri geçmişti ve kutlanacak bir doğum günü vardı. Yolda aldığımız pastanın üzerine aldığım iki mumu da koydum ve yaktım hemen. Gonca kanepede iç çamaşırı ile beklerken durumun garipliğini umursamadım. Gonca benimdi. Bundan daha çıplak olacağı zamanlar da gelecekti.
Doğum gününü kutlayıp beni affetmesini istedim bir kez daha, benimle evlenmesini. Benim garip bulmadığım durum Gonca için garipti. Güldüm. Sorularıma usta manevralarla cevap vermeden konuyu değiştirebiliyordu. Pastayı kesmek için mutfağa döndüğümde arkamdan geldi o da. Giyinmişti.
Mühendis olup olmadığımı sorduğunda aklımda sadece beni affetmesi ve benimle evlenmesi vardı. Affettiğini bir türlü söylemiyordu. Bana inanmasa çoktan giderdi, tutamazdım eminim. Neden affettim demiyordu? Arkasına hemen evlilik lafını sokuşturduğumdan büyük ihtimalle. Korkuyordu. On sekiz yaşında kendini bana veren ve evlenmeyi kabul eden cesur, alev saçlı kız şimdi çok korkuyordu. O zaman nikaha gelmeyen bir damat yoktu. Şimdi korkması normaldi.
Konuşurken de, pastayı yerken de yorgun olduğunu görebiliyordum. Ben kokusuyla uyumak için sabırsızlanırken o bana -yapma- diyordu.
-Yapma Özgür.-
-Bana söz verme.-
-Bu bebeği isteme.-
-Sonra vazgeçeceksen yapma.-
Vazgeçeceğimden emindi hatta. Ben senden hiç vazgeçmedim ki kalbimin yangını. Sonunda ayağa kalkıp kapıya gittiğinde eve gitmek için acele ettiğini, bir an önce onu eve götürmemi istediğini görebiliyordum, ama akşam saatlerinde benim de kendime verdiğim biz söz vardı. Gonca bu evden beni affetmeden çıkmayacaktı.Arkasından uzanıp kapıyı kilitlediğimde bıkkınlığını ve yorgunluğunu artık gizlemedi. Yatak odasına götürüp uyuması için hazırladım. İtiraz etmemesi iyiye işaretti. Başını daha yastığa bırakamadan uyuyacak gibiydi zaten. Sonunda iyi geceler dediğimde yanaklarımdan tutup adımı söylemesi, beni bırakma demesi taşı taşa sürterek kıvılcım çıkarmayı başardığımın kanıtıydı. Oymakbaşıydım artık. Hangi bitki zehirsiz, hangi mantar yenir çok iyi biliyordum.
Hemen uykuya daldığında izledim bir süre. Bu odadaki elektrikli sobayı da yaktım. Dolabımdan aldığım kendi tişörtümü kabaran saçlarından geçirince imkansız bir şey oldu ve o saçlar daha da kabardı. Gonca. İmkansızım. Nasıl çıktın karşıma? Dün sabahtı normalde doktorla randevum. İş yerindeki güvenlik toplantısı uzayınca Orçun da sadece akşam saatinde zamanı olduğunu, anca o zaman beni görebileceğini söyleyince akşamları doktora gitmekten nefret etsem de mecburen evet demiştim.
Onun belki erken gelişi, benim belki odadan geç çıkışım, turuncu saçları... Başka renk olsaydı eğer saçları benim halim ne olurdu? Değiştirseydi, kısaltsaydı, kabarmasaydı... Başını tam da o an kaldırmasaydı... Kaybetmem kader de bulmam neydi? İsim vermek istemedi. Aklıma son altı saattir yaşadıklarım, Gonca'nın kadife sesiyle kurduğu cümleler geldikçe gözümden de yaşlar akmaya başladı. Ben saçlarını okşarken de uyumaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Seni İstedim
Fiksi UmumKocasına hamile olduğunu söylediğinde beklediği tepki onun verdiği tepkiden çok farklıydı. Havalara uçacağını zannetmişti. Sakin hareketlerle gelip karısına sarıldığında havalara uçmak bir yana yürümekte bile zorlanan adam kadının içine düşürdüğü...