37. BÖLÜM (L)

12.1K 1K 150
                                    

   "Ece Hamaratlı'yı eş olarak kabul ediyor musunuz?" Hayır desem şimdi. Her şeyi bitirsem. Geç kalmasaydım Gonca için yapardım.

   "Evet." Tek kelime, dört harf...

   Ece karım oldu. Ece Bozkır oldu. Gonca yerine Ece soyadımı aldı. Ailesi alkışlarken benim ailem bana utançla bakıyordu. Daha mezun bile olmadan evlenmiş, üstelik baba olmuştum, ya da olacaktım işte her neyse. Tüm gece uyumadığımdan mı yoksa iki haftadır gözlerim dinlenmeden gözyaşı mesaisi yaptığından mıdır bilmiyorum, kıpkırmızıydı.

   İmzaları da attıktan sonra direk sahneden indim. Büyük salona ne gerek varsa? Davet ettikleri yüze yakın kişi beni bir gram ilgilendirmiyordu. Ece'nin beyaz gelinliğimsi elbiseyle ayakta onu öpmemi beklemesi ve ben inince piç gibi kalması ise gramın binde biri kadar bile umrumda değildi.

   Ailemi de kaldırıp çıktım nikah salonundan. Ece'nin anne ve babası peşimden -Levent, oğlum.- gibi gereksiz ve anlamsız yakınlık kelimeleriyle bana seslenirken dönüp de bakmadım. Bir taksiye el edip durdurdum.   

   Babası babamı kolundan tutup da yemek yemek ile bir şeyler geveleyince döndüm ben de.

   "Kızınızla evlendim. Zorunlu bir evlilik olduğuna ne kadar çabuk kendinizi ikna ederseniz alışmanız o kadar kolay olur. Torununuz benim soyadımla doğacak ve ben kimliği çıkar çıkmaz boşanma davası açacağım. Kızınız size ne anlattı bilemem orasını; ama aşk evliliği yapmadık biz. Hadi baba anne binin." Taksiye binip de aştiye giden yolda camdan dışarı bakarken aklımda yine Gonca vardı.

   Ne yaparsam yapayım aklımda hep Gonca vardı zaten. İki haftadır onu görmedim; ama en sonki bir buçuk aydan daha zor geçti benim için. O zaman bir umudum vardı ve o umudun peşinden gidip Gonca'nın sevgisine tekrar sahip olabilmiştim. Şimdi ise... Ne bir umut ne bir hak ne bir beklenti içine girebilirdim. Bu kez onu oturduğu tekli koltukta eli kalbinde bırakıp gittim. Tek bir hata yaptım ve bu hata hayatıma mal oldu. Daha da kötüsü Gonca'yı kaybettim. 

   Ah Gonca'm. Ben ne yaptım? Yine mi ağlamaya başladım? Annem eliyle yanaklarımı silmeye başladı. Dönüp baktığımda bana acıdığını gözlerinde görebiliyordum. Bir anne bile evladına acıyorsa benim halim harap demekti. Elini tutup öptüm. Nikah için gelmemelerini söylesem de gelmek istemişlerdi. Gonca ile tanıştıracaktım ben onları. Şimdi ne için buradalar, hiç istemediğim bir nikahta oğullarının mürvetini gördüler güya.

   "Üzülme oğlum, seversin belki. Senin çocuğunu taşıyor. Sadece onların değil bizim de torunumuz."

   "Yapma anne. Aynı anda iki kişiyi sevmem mümkün değil. Ben başkasına, kaybettiğim ve bir daha asla geri alamayacağım birine aşığım. Benden görüp gerebileceğiniz tek evlilik yedi ay sonrasında da bitecek olan bu."

   "Sonra evlenmez mi seninle? Gonca mıydı adı? Belki de evlenir." Belki de evlenir. O kadar da şanslı olduğumu sanmam.

   "Başkasıyla evlenmek için ayrıldım ondan. Boşansam da başkasından bir çocuğum hep olacak."

   "Belki de, onu sevecek kadar yüce gönüllüdür."

   "O severdi eminim. Gitmesen olmaz mı demişti. Ben onu seçmedim. Bir çocuğun sorumluluğu ona olan aşkımı geçti. Ben bir daha gidemem ona. Yüzüm yok."

   "Hakkında hayırlısı olsun oğlum. Nasıl olacak bundan sonra? Karın çocuğu bize gösterecek mi? Gelin gibi olmayacak sanırım. Siz karı koca gibi olacak mısınız?"

Yalnız Seni İstedim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin