53. BÖLÜM (G)

9.4K 930 233
                                    

   Özgür'e bir daha asla boşanalım dememeye yemin ettim. Beni haklı olarak uyarmıştı. Benden boşanmak isteyeceği bir gün geleceğine artık inanmıyordum. Çok seviliyordum ve çok seviyordum. Bunu kocama basit bir söz gibi söylettiğim için utandım kendimden.

   Söz veriyorum, söz veriyorum, söz veriyorum, söz ve...

   Günler geçip giderken Özgür daha yoğun çalışmaya başladı. İşi gereği tabii, çalışmayı sevdiğini biliyordum; ama desem ki çalışma çalışmayacaktı. Çünkü Özlem'i ve beni gördüğü süre kısıtlanmıştı. Hele ki, kızını uyurken görebiliyordu bir süredir. Eve gelince Özlem'in şikayetlerini dinlerken yüzü gözü gülüyordu. Anlat biraz daha diye diye beni seviyordu.

   Sevmek... Sevişmek oldu. Ne kadar geç gelse de beni istemesi kadınlığımı Özgür'ün kadını olduğum için şansımı anlatıyordu bana. Sanki gece yarısına kadar çalışmamış gibi sevişiyordu benimle. Ben üzülüyordum haline. Onu ne kadar istesem de, bencil olmamak adına yorgunsun desem de, ben sende dinleniyorum dediğinde akacak sular duruluyordu.

   Ben de kendi işimde çalışıyordum. Serhan varken zaten iyi işliyordu, çok lüks bir semtte olmamasına karşın şimdi daha iyi durumdaydık. Sabah girip akşama kadar boş kalmıyordum.
Özgür'e hiçbir zaman ne kadar para kazandığını sormadım. Sadece çok kazandığından emindim. Bana aldığı hediyeler, Özlem'e aldığı oyuncaklar bunu söylüyordu. Bundan rahatsızlık duyduğum için Özgür üzülüyordu. Yine de ben lükse pahalı hediyelere ihtiyaç duymamıştım hiçbir zaman. Özgür ve çocuklarım bana yeterdi, huzur ve sağlığımızın yanında.

   Bugün tatildi ve hastanede işim vardı. Ayda bir veya iki kez Serhan'la olan telefon görüşmemizde sesinin daha iyi geldiğini, benimle hala aşkım diye konuşsa da anlamının farklı olduğunu hissediyordum. Daha mutlu edemezdi beni bu durum. Kendimi bir süre daha Necla ve bebeğinin lafını etmemeye zorladım. Kendisi isterse anlatsın diye düşündüm. Bugün ilk kez anlattı.

   "Necla seninle hemen hemen aynı sanırım."

   "Öyle mi, ne konuda?"

   "Hamilelik haftası. On üçe giriyor."

   "Evet, doğru. Ben de on dört. İkili test var bugün onun için hastaneye gitmeden aradım."

   "Biz de haftaya gideceğiz. Heyacanlı oluyor. Hareket ettiğini görüyoruz monitörden. Elleri ayakları şimdiden belli." Sesi cıvıldıyordu söylerken. İçim coştu.

   "Evet, çok güzel bir duygu. Senin bir parçan dünyaya gelmek için büyüyor kadınının içinde."

   "Kadınımın içinde evet. Teşekkür ve özür borçluyum sana. Karım iyi biri, sanırım seviyorum."

   "İkisine de gerek yok. Her şeyin iyi gittiğine çok sevindim." O arada kapı çaldı.

   "İşin var senin sonra görüşürüz."

   "Tamam. Görüşürüz Serhan."

   Kapıyı açtığımda kayınpederim karşımdaydı.

   "Hoşgeldiniz Turgut bey."

   "Baba Gonca, baba." Baba.

   "Dedeeeeeeee."

Yalnız Seni İstedim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin