"Karıcığım, daha öncesinde yapmamız gereken bir şey var." Durdurdum odaya geçmeden. Doktorla konuşmadan asla sana dokunamam.
"Ailene mi gideceğiz?"
"Önce seninkine. Her şey tam olsun senin için. Öyle istemiştin yıllar önce."
Sandalyeye oturup ağlamaya başladığında ne yapacağımı bilemedim. Önünde diz çöktüm. Niye ağlıyordu ki şimdi? Hep mi ağlatacaktım ben kalbimin yangınını? İçini iyice boşaltmasını bekledim. Boşaltsın ki, artık ağlamasın benimleyken. Hep gülsün. Tekrar ayağa kalkıp saçlarını okşamaya başladım. Sakinleştiğinde konuşmaya başladı.
"Sen gelmeyince tekrar gidemedim yanına. Nikahtan bir gün önce gitmiştim. Seni anlatmıştım. Doğru insan olduğunu, görseydi seni ne çok seveceğini söylemiştim. Sonra sen gelmedin. Tekrar gitmeye yüzüm olmadı. Gidersem gelmediğini de anlatmak zorundaydım, beni basit görmesini ve kızının kolayca kendini teslim eden biri olduğunu bilmesini istemedim."
"Sen hiçbir zaman basit biri olmadın. Gitseydin bile göreceği sadece ne kadar cesur olduğun olurdu. Kendi ayaklarının üstünde durmuşsun, terk etmedim, bırakmadım; ama öyle bilmene rağmen sen devam etmişsin. Şimdi evlendiğimizi söyleyeceğiz. Aile olduğumuzu ve dede olmak üzere olduğunu da ekleyeceğiz."
"Nasıl yapıyorsun bunu? Ciddi soruyorum. Beni seviyorsun, evet. Sana inanıyorum. Evlendik zaten. Beni bırakmayacağından da eminim. Neredeyse on iki saatte ikna ettin beni evliliğe ve evlendik. Aradan geçen zamana rağmen azalmayan sevgin, sırf söz verdik diye bana ait kalman, bunları bir yere kadar anlayabilirim. Hamileyim ben. Beni böyle kabul etmeni ise anlayamam."
"Gonca, biliyorum. Defalarca söyledin zaten. Doktorun da teyit etti. Kesin hamilesin. Bir daha ima bile etme olur mu? Seni isterken ondan vazgeçmem nasıl mümkün olsun? Eğer senin kürtaj olacağını bile bile, haberim yokmuş gibi olduktan sonra karşına çıksaydım ben kendimi hayatım boyunca affedemezdim. Senin o acıyla değil, her şeyi bildiğim halde de beni sevmene ihtiyacım vardı."
"Gerçek olduğuna inanamıyorum. Gözlerimi kapatıp açıyorum, yine buradasın. Mavi gözlerle bana aşkla bakıyorsun. Doğduğunda da sevecek misin? Bundan emin değilim işte. Babasını sormuyorsun, kim olduğunu bilmiyorsun. Belki kötü biri, belki suçlu, belki..." Susturdum.
"Babası benim. Ben kötü biri de suçlu biri de değilim. Özgür Atasoy'um. Sen de söyle. Tekrar et benden sonra. -Babası sensin.-" Hadi Gonca. Hadi kalbimin yangını. Bir süre baktıktan sonra konuştu.
"Babası sensin." Alnını öptüm.
"Ben kimim?"
"Özgür Atasoy." Hayır güzelim.
"Ben karnındaki bebeğin babası olacağım. Özgür Atasoy daha sonra. Anladın mı beni?"
"Anlayamıyorum, ama anladım."
"Güzel şimdi söyle bakalım. Kustuğunda kim yanında olup senin turuncu alev saçlarından tutacak?"
"Sen."
"Gecenin bir yarısı saçma sapan bir şeye aşerdiğinde kim gidip yerin altını üstüne getirip istediğini sana getirecek?"
"Sen."
"Doğumhanede sen bebeğimizi doğururken kim elinden tutacak?"
"Sen."
"İlk kez baba dediğinde yanında kim olacak kalbimin yangını?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Seni İstedim
Ficción GeneralKocasına hamile olduğunu söylediğinde beklediği tepki onun verdiği tepkiden çok farklıydı. Havalara uçacağını zannetmişti. Sakin hareketlerle gelip karısına sarıldığında havalara uçmak bir yana yürümekte bile zorlanan adam kadının içine düşürdüğü...