Utandım. Kendi annemden karıma söyledikleri için utandım. Onları utandırmamak için on iki yaşından beri o kadar ter döküyordum ki, onlardan utanmak aklıma bile gelmemişti. Anında Gonca'ya döndüm. Duydukları yenir yutulur gibi değildi. Ağlamadı. O da şaşkın bakıyordu sadece. Geldiğime pişman oldum. Onu getirdiğime lanet ettim. Ağır adımlarla - Size iyi günler.- diyerek çıktı terastan. Benim naif kadınım onca hakarete sadece bu cümle ile karşılık verip ortamdan uzaklaştı. İyi karakter doğuştan eklenmişti Gonca'ya pakete dahil. Peşinden gittim hemen.
"Gonca. Aşkım. Şimdi dersen ki, bir daha onları görmeni istemiyorum yemin ederim, görmem. Gidelim mi evimize?"
"Hayır, sen ailenle kal. Ben Özlem'le giderim taksiyle."
"Ne demek bu?" Belinden tuttum. Beni terk mi ediyordu? Kalbim tekledi.
"Hakaret işitmek istemiyorum daha fazla gök gözlüm. Özlem arada kalsın da istemiyorum. Ben kalırsam şimdi sesler yükselir falan etkilenir."
"Beraber geldik, beraber gidelim. Seni bırakmak istemiyorum."
"Lütfen Özgür zorlaştırma. Gelmek istemediğimi söylemiştim zaten. Ben utanırım demiştim. Sadece kırmak istemedim seni. Sen kal, konuşun. Onları beni sevdiğine ikna etmeden gelme. Ben beklerim seni evde."
Göz kırpıp yanağımdan öptü. Hafize ablaya seslenerek Özlem'i getirmesini istedi. Kapıdan çıkarken yakaladım tekrar.
"Arabayı sen al. Taksiyle ben gelirim." Anahtarı uzattım. Başını sallarken konuşmadan çıktı, bindiler, gittiler.
Anne. Ahsen Atasoy. Sen ne dediğini biliyor musun acaba? Hışımla terasa döndüğümde babam da anneme bir şeyler söylüyor; ama annem oralı olmuş gibi görünmüyordu. Ellerini göğsünde kavuşturmuş, burnunu düşürmüş ama alakası yokmuş gibi başı havada oturuyordu öyle.
"Sen delirdin mi anne? Karıma neler söyledin? Kulakların da mı işitmedi, dudaklarından dökülenleri?"
"Elbette işitti. Hepsini bile isteye söyledim. Biz seni yurttaki en zeki çocuk diye aldık. Sen ise büyüdükçe aptallaştın. Başkasının ne olduğu belirsiz çocuğunu kabul etmek ne demek Özgür?"
"Başkasının değil, Gonca'nın çocuğu. Ona ait ne varsa hepsi de benim. Tıpkı bana ait ne varsa hepsinin de onun olduğu gibi.""Bu evi de sevgili karının üstüne yapalım istersen ne dersin? Nasıl da gözünü boyamış turuncu kafa. Benim oğlum bu kadar aptal olamaz."
"Her şey maddiyat mı senin gözünde? Her şeyim onun derken mal varlığımı kast etmiyorum. Hala onun evinde yaşıyorum ben farkındaysan. Sizden bir beklentim yok."
"Hala aptal aptal konuşup sinirimi zıplatma. Kimin oğlu olduğunu unutma Özgür. Sen Özgür Atasoy'sun. Bizim her şeyimiz senin değil mi?"
"Emin ol aptal değilim anne. Sizin her şeyiniz kimin bilmem; ama sevgi nedir, nasıl sevilir bunu biliyorum. Ben size rağmen biliyorum. On iki yaşında siz daha beni almadan önce öğrendim ben Gonca'yı sevmeyi. Ne sizin ne başkasının gücü yeter bunu engellemeye."
"Oğlum, sen annene bakma. Seni her türlü zorladık, sana yüklendik, kendi adıma senden özür diliyorum. Gonca benim gelinim, Özlem de yeni doğacak bebek de torunum. Annen de en kısa zamanda özür dileyecek." Anneme dönüp baktığında annem -Nah dilerim.- diyordu gözleriyle. Işın da çıkıyordu eminim gözlerinden kızıl ötesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Seni İstedim
Ficción GeneralKocasına hamile olduğunu söylediğinde beklediği tepki onun verdiği tepkiden çok farklıydı. Havalara uçacağını zannetmişti. Sakin hareketlerle gelip karısına sarıldığında havalara uçmak bir yana yürümekte bile zorlanan adam kadının içine düşürdüğü...