♤ 29. ♤

748 51 9
                                    

Beni hışımla kaldırdılar sandalyeden. Leyla'nın gözlerine baktım. Duygu yoktu gözlerinde. Utandım. Ona hala aşık olduğum için utandım kendimden. Önüme döndüm. Büyük akvaryum çarptı gözüme. Nefesim kesildi. Burasının sonum olacağını tahmin edebiliyordum. Babama çevirdim gözlerimi. Baygındı. Onun için yapıyordum. Ona birşey yapmamaları için. Yoksa çoktan kuralları değiştirirdim. Ama hayır. Ben korkak değildim. Ben cesaretliydim. Ben 'Efecan Furkan Kor'dum.

Beni zorla yukarıya çıkarttılar. Dudaklarımı yaladım korkuyla. Mehmet'e baktım. "Kuralları değiştir.." dedi hırlarcasına. Başımı iki yana salladım gülerek. Sırtımdan itildiğim anda dengemi sağlayamadan akvaryuma düştüm. Ayağımdaki, daha yeni fark ettiğim ağırlık beni aşağıya çekerken yutkundum. Su belime kadar geliyordu. Buz gibiydi! Camın ötesinden beni keyifle izleyen leyla'ya baktım bir süre. Beni hiç mi sevmiyordu?

Suya indirdim gözlerimi. Su hızla yükselirken tek dileğim, herkesin mutluluğuydu. "Şu an ben.. Mehmet adız senin yerinde olsaydı çoktan kuralları değiştirmişti evlat." Dedi mehmet. Camın diğer tarafındaydı. Dalga geçercesine güldüm. Gözlerine bakıyordum nefretle. "Çünkü sen korkaksın." Dedim omzumu silkerek.

Gözü seyirdi. "Baban da aynı şeyi söylemişti!" Dedi hırlarcasına. "Onu annen ve arkadaşları kurtardı!" Dedi nefretle. Başımı salladım. Dalga geçercesine güldü. "Senin arkadaşların nerede?" Dedi keyifle. Aklıma dank etse de belli etmedim. Doğruydu ya.. Şu an evdeki herkes, benim leyla ile yemekte olduğumu sanıyorlardı. Nefesimi verdim. "Bari bana bir çocuk verseydin de öyle ölseydim be leyla'm." Dedim bıkkınca. Ondan çocuk falan istemiyordum artık. Sadece onu deli etmek hoşuma gidiyordu.

Leyla yumruklarını sıktı. "Kes sesini! Kızıma yaptıklarını biliyorum ben!" Dedi nefretle. Omzumu silktim. "Ona söylemiştim psikolojik problemlerimin olduğunu." Dedim umursamazca. Şu an babamın taktiğini kullanıyordum. 'Düşmanı sakinliğin ile delirt'. Göğsüme gelen suya rağmen cesaretim yerindeydi. "Siz kor'lar yok musunuz? Tam bir baş belasısınız!" Dedi nefretle. Sırıttım. "Siz adız'lar yok musunuz? Sırf birisinin ağzından laf almak için kızınızın namusunu bile hiçe sayıyorsunuz!" Dedim gülerek.

Leyla duraksadı. Mehmet kaskatı kesildi. Etrafımda gezdirdim gözlerimi. Aradığım şeyi bulunca gülümsedim. O kadar çok korumanın içinde parlayan elmas.. "Plan tıkır tıkır işledi. Sevgilin benim karım oldu!" Dedim korumaya. Bu o adamdı. Hava alanında kafa attığım adam. Demek herşey en başından beri numaraydı he? Babam haklıydı. Ben fazla saftım. Bu saflığımın kötülüğünü, canımdan olmama sebep olacağı zaman anlamıştım. Koruma üstünü düzeltti gergince. Leyla'ya döndüm. "İyi ki de planı ilerletmedin! Hamile bile bırakırdı seni bu ayı.." dedim keyifle.

Leyla sinirden titriyordu. Mehmet mi? Kudurmuştu! Çenemi geçen su ile son çare konuştum. "Ama seni hala seviyorum!" Ardından derin bir nefes çekip suya gömüldüm. Leyla kaskatı kesildi. Mehmet bastonunu savurdu sinirle. Gözlerim suya alışınca babama çevirdim gözlerimi. Ah be babam.. keşke elimde olsaydı da üzerini örtseydim.

"Kuralları değiştir!" Dedi mehmet nefretle. Başımı iki yana salladım gülümseyerek. Benden ona annemin yerini söylememi isteyecek kadar salaktı. "Sen kuralları değiştirene kadar seni sudan çıkartmayı düşünmüyorum.. sen ne düşünüyorsun?" Dedi keyifle. Sırıttım. Sağ elimi kaldırdım. Orta parmağımı gösterdim keyifle. Gözü seyirdi.

"Odayı hazırlayın! Fatih'i bir süre daha burada misafir edin!" Diye gürledi Mehmet. Gözlerimi devirdim. Uzun süre kalabilirdim burada. Vedat amcam bizi suyun altında uzun süre bekleterek eğitmişti. Eğildim. Ayak bileğime bağlanan betonda gezdirdim gözlerimi. Diz çöktüm. Bilekliğim çarptı gözüme. Doğru ya! Filiz teyzeme şükrettim ve bilekliğime gizlenmiş tel tokayı çıkarttım. Kilide yöneldim. Dikkatlice hareket ediyordum. "Bir dakika! Hayır! Çözmesine izin vermeyin!" Diye kükredi Mehmet. Doğruldum. Bilekliğime gizledim tokayı tekrar.

Ayağımı hafifçe hareket ettirdiğim anda kilitten kurtuldum. Keyifle sırıttım. Üstümdeki karartının hareketine döndüm. İki kişi bana doğru yüzüyordu. Öndekinin elini tutup kendime çektim onu. Boğazını sıkmaya başladım. Ellerini boğazına koydu telaşla. Bunu beklemiyor olmalıydı ki, çırpınırken çok nefes vermişti. Gözleri yavaşça kapandı. Silahını aldım. Üsttekine döndüm.

Daha tam dönemeden kendimi akvaryumun camına yaslı bir halde buldum. Çırpındım. Sakin olmalıydım. Durdum aniden. Gözlerimi yavaşça kapattım. Ellerim iki yanıma düştü. "Dur! Seni salak! Onu öldürme!" Diye gürledi Mehmet. Adam hızla geriye çekildi. Gözlerimi açtım aniden. İrkildi. Sırıttım korkutucu bir sakinlikle. Ona doğru yüzdüm. Başının iki yanına ellerimi koydum. Tüm gücümle başını sağa çevirdim. Anında hareketleri kesildi. Ondan uzaklaştım. Arkamı döndüm.

Silahı cama vurmaya başladım. Mehmet korkuyla iki adım geriye çekildi. Çatlağı gördüğü anda arkasını dönüp yürümeye başladı. Son bir darbe daha vurdum cama. Cam suyun hacmiyle patlayıp yolumu açarken tetiğe geçtim. Su, Mehmeti de esir alırken yere düştüm. Sesli bir nefes aldım. Doğruldum öksürerek. Ellerimi saçlarımdan geçirdim.

Babama ilerledim hızla. Kenardaki çuvala benzeyen örtüyü aldım. Üzerini örttüm. Diz çöktüm yanında. Elimi yanağına koydum gülümseyerek. Gözlerini araladı zorlukla. Beni gördüğü zaman gözleri hafifçe açıldı. Doğrulmaya çalıştığı zaman onu durdurdum. "Hayır. Ben iyiyim. Sen eve git. Beni elbet bırakacaklar.." dedim. Derin nefesler alıyordu. "Sen neden ıslaksın?" Dedi endişe ile. Gülümsedim. "Akvaryumda yüzdüm de biraz." Dedim omzumu silkerek.

Kaskatı kesildi. Arkamdaki kırık akvaryuma baktı bir süre. Yüzünü kendime çevirdim. "Baba.. sen eve git. Daha sonra gelirsin." Dedim gülümseyerek. Başını iki yana salladı. "Sen benimle gelmeden hiçbir yere gitm-" "Yapma ama baba.. bir kere beni dinlesen ne olur ki?" Dedim sıkıntıyla. Duraksadı. Göz kırptım. "Güven bana." Dedim keyifle. Nefesini verdi zorlukla. Başını sallayıp doğruldu.

Leyla'dan destek alıp ayağa kalkan Mehmet'e döndüm. "Babamı eve gönderin." Dedim düz bir sesle. "Okul mu sandın lan burayı?" Dedi mehmet sinirle. Ayağa kalktım. Ona doğru ilerledim nefretle. Mehmet gerildi. Durdum olduğum yerde. "Babamı.eve.gönderin." dedim teker teker. "Bırak baba eve gitsin. İşimize yaramaz zaten." Dedi leyla korkuyla. Mehmet başını salladı.

Babama döndüm. Sarıldım ona. Duraksadı. Bu son sarılmamızdı. Biliyordum. İçimdeki kötü hisse rağmen mutluydum. Çünkü herkesi mutlu etmeyi başarmıştım. "Eve gittiğin zaman; emirhan ve Aysu'nun evlilik işlerini devam ettirmeni istiyorum. Elif ve ege'nin ayrılmasını engelle." Diye fısıldadım kulağına. Ellerini sırtıma koyduğu anda şükrettim. Babama son kez de olsa sarıldığım zaman bana karşılık vermişti.

"Eve geleceksin zat-" "Seni seviyorum baba.." diye fısıldadım gözlerim dolarken. "Neden böyle söylüyorsun?" Dedi gergince. "Hakkını helal et.. Beni unutma.." dedim ve geriye çekildim. Babam kaskatı kesildi. Benim gördüğüm şeyi görmüş olmalıydı. Bomba.. tonlarca benzin varili ve kenardaki acil durum bombası. "Hayır.." dedi dehşetle. Gülümsedim. Korumalar onu dışarıya sürüklerken babam haykırıyordu.

"Efecan!" Diye gürledi çıkmadan önce. Yutkundum zorukla. Ellerimi enseme koydum. Onlara döndüm. Kararlıydım. Mutluluğu hak etmeyen insanlar ölecekti burada. Bombayı kurmam sadece birkaç saniyemi alırdı. Cem amcanın bana öğrettiği 'bomba kurma/ imha etme' derslerini o kadar çok tekrar etmiştim ki; bir profesyonel olduğuma emindim. "Babacığın gitti.." dedi Mehmet keyifle. Tebessüm ettim. Babam gitse bile cesaretim yerindeydi. "Odaya götürün şunu!" Diye kükredi. Nefesimi verdim. Üzerime gelen herif ile irkildim.

Geri geri yürüdüm. Üzerime öyle bir geliyordu ki; sanki beni umursamadan pestilimi çıkartacak gibiydi. Duvara çarptığım anda sırıttım. Ensemdeki buz metal kutu bana gerçeği anlatıyordu. Kolumu tuttu hışımla. Beni bir çöpmüş gibi önüne savurdu. İlk başta sendelesem de en sonunda düzgün yürümeyi başarmıştım. Gözlerimi leyla'ya çevirdim yürürken. Kısmış olduğu mavi gözlerini üzerimde gezdiriyordu. Göz kırptım.

Ağzı hafifçe açıldı. Önüne hışımla döndü. Yoluma döndüm bende. Buradan kimse çıkamayacaktı. İnanıyordum ki; buradan çıkmayı kimse hak etmiyordu. Ben bile yaptığım hatalardan dolayı burada ölmeyi hak ediyordum.

Keyifle yürürken; daha demin kurduğum bombanın geri sayımını düşünüyordum yüzümdeki saf gülümsemeyle..

TAKIMIZ BE ABİ! (TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin