İşte söz verdiğim gibi yeni bölüm! :D
Herkese iyi sahurlar. :) Bu bölüm pek beklentinizi karşılamayabilir ama Vırak var sonuçta. Sonunu beğenir misiniz bilmiyorum ama bir daha ki bölümünde kesinlikle baya bir Baran olacak.Bölümde yazım hataları olmuş olabilir kontrol etmedim, bir ara düzelteceğim ama.
Multimedia Ceyda&Buse&Burak. Şarkı; Sıla - Vaziyetler. İyi okumalar... :) Bu arada bu bölümü sabırsızlıkla bekleyen @cemreser'e ithaf edioyurum. :)
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
Daha uykuya yeni dalmıştım ki eminim en fazla 30 dakika olmuştur biri tarafından dürtülüyordum ve “Ceyda!” diye çağırılıyordum.
Arkamı dönüp baktığımda gözlerime inanamadım desem doğru olur. Burak gelmişti. Benim sevgili ufaklığım. “Burakk!” dedim heyecanlı bir ses ile. Yataktan kalkıp, kollarımı ona doğru uzanıp sarıldım. Bacaklarımın üstüne kurulmuştu bile kerata.
“Ne zaman geldiniz?” dedim.
“Babam işten 7 gibi geldi. İşte yola çıkınca falan 9 oldu. 2 saatte geldik ama biraz İstanbulda gezelim dedik o yüzden geç geldik.” Dedi gülümserken.
“Oğlum senin tipini ısırırım ben. Nasıl özledim anlatamam be!” dedim daha çok sarılıp, Burak’ın küçücük bedenini sıkarken.
“Yakında öleceğim galiba. Çok sıkıyorsun beni Cey!” dediğinde kollarımı hafiflettim. “Ne yapayım Vırak bey? Bu kadar tatlı olmasaydın sende.” Diyip bir elimle burnunu sıktım.
“Hadi gel de annemlere merhaba de. Ayıp ama yani. O kadar yoldan geldik.” Dedi çok bilmiş beyefendi.
“Tamam, çok bilmiş. Yürü bakalım.” Dedim gülerken. Burak kucağımdan indikten sonra elini tutup salona giriş yaptık.
“Hoş geldiniz gençler.” Dedim yüzüme en sıcak gülümsememi takıp. Gerçekten gülümsedim. Çünkü sevdiğim insanlar buradaydı. Babam ve eniştem iyi anlaşmıyor olabilir ama olsun.
Teyzemin ve eniştemin elini öptükten sonra oturduk falan. Burak’ı da kucağıma aldıktan sonra biraz annemler laflıyorlardı. Tabi büyüklerin arasına karışıp bende laf yetiştiriyordum. Çünkü benim çenem susmaz. Özellikle kendime yakın hissettiğim insanlar çevremde olunca. Bu Buse olunca da. Gün geçtikçe onunla daha çok yakınlaşmıştık. En yakın arkadaşım olup, çıkıvermişti.
Bir 5 dakika sonra annem beni dürtüp “Kalkıp çay koyar mısın Ceyda?” dedi. Kafamı salladım. Burak’ı kucağımdan kaldırıp, mutfağa ilerledik birlikte. Ben önde o arkamdaydı. Mutfağa giriş yaptık sevgili keratam ile.
Çayı ocağa koyup,altını yaktım bile. Bir 15 dakika sonra demlemeye gelirdim. Ya da unutmamak için Burak ile mutfakta takılabilirdik biraz.
“Yaa Cey ben orada çok sıkıldım. Sürekli vik vik konuşuyorlar. Senin odanda oturabilir miyiz?” dedi Burak tüm tatlılığı ile.
“Olur ablacım ama biraz daha salonda gidip oturalım yoksa ben çayı unuturum tamam mı? Hem orada da oturur konuşuruz seninle. Sonra odama geçeriz. Ne dersin?” dedim. Kafasını salladı ve benimle birlikte salona doğru yürümeye başladı. Ne kadar uysal bir çocuktu bu böyle. Ya da benim yanımda böyle bilemiyorum.
~
Çayı demledikten sonra Burak ile odama geçip sohbet ettik. Annem seslenince mutfağa gitmek zorunda kalmıştım. Teyzemlerin getirdiği birkaç kuru yemiş paketini açıp, yeteri kadar çıkardığım tabaklara yerleştirdim. Çayı da bardaklara koyduktan sonra salona gidip sehpa falan çıkarttım. Sonra Burak’ın eline birkaç tabak tutuşturup, bunları sehpalara koymasını söyledim. Elimde tepside çaylar ile Burak önde ben arkada yürüyorduk. Umarım sakarlığım tutmaz ve Burak’ı yakmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Olmak Güzeldi.
Chick-LitHayatında hiç bir erkeğe güvenemeyen Ceyda, hep erkeklerden uzak durarak ve onları sevmeyerek yaşamıştır. Yalnızlık onun için yaşam tarzıdır. Tek derdi okulu ve dersleridir. Taki bir gün alışveriş merkezinin bir giyim mağazasında üzerine bir şeyler...