Selam gençlik! :D Yine uzun bir aradan sonra ben. Sopayla kovalayabilirsiniz beni... Bundan sonra bölümleri aksatmamaya çalışacağım. Tabi bölümler part şeklinde de olmayacak. Yine uzun olmasına dikkat edeceğim. Bu 28. Bölümün son partıdır söyleyeyim dedim.
Bu aradan herkesi bayramını kutlarım. ^-^ Bayram boyunca her gün yeni bölüm yazmaya çalışacağım. Yazım hataları olduysa affola. Bir ara düzelteceğim.
Multide Baran var. Şarkı yok, kafanıza göre takılın. İyi okumalar. ^-^
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
20 Haziran 2014 - Cumadan Devam
Ceyda'dan Anlatım
"Demek o kız sensin." dedi sırıtırken. Anlamadım desem doğru olurdu. Elimi geri çektiğimde, anlamadım doğrultusunda ki bakışlarımı ona doğru yönelttim. Sonra anlamış olacak ki konuya girdi. "Baran senden çok bahsetti. Yani şu bisiklet olayı falan. Belki biliyorsundur." dedi sıcak bir gülümsemesini yollarken.
"Elbette biliyorum. Baran anlatmıştı." dedim gülümsemesine karşılık vererek.
"Eh, iyi madem. Şimdi nereye gidiyoruz?" diye sordu Mert.
"Onu bende bilmiyorum." diye cevapladım.
"Ben zaten tanışmanız için çağırdım da hiç düşünmedim nereye gideceğimizi." diye sırıtıyordu mahçupça Baran. Bu haline bende gülmeden edemedim. Bembeyaz dişleri güldüğünde ben buradayım diye bağırıyorlardı adeta. Mavi gözleri, kalın, biçimli kaşları, kumral ve her zaman hafif uzun, dağınık ve rampa saçlarıyla masum çocuklardan uzak, sert bir görüntü çizen bir yanı vardı benim fikrime göre. Gülünce, o sert bakışlardan çok içinde masum bir çocuk olduğunu kanıtlayan bir yanıda vardı. Sanırım ben Baran'ın her halini tercih ederim. Çünkü bu onu o yapan özelliklerinden biri. Baran buydu. Biraz kendini beğenmiş, şakacı bir yanı olan, yardımsever, anlayışlı, sert bakışlarından çok içinde masum bir çocuk yatan biriydi. Baran, Barandı. Ve ben onu böyle çok seviyordum, arkadaşça. Sanırım şu ana kadar beni en iyi dinleyen ve anlayan insanlardan biri. Daha onu anlatacak harika kelimeler var belki ama ben bunu yapamayacak kadar beceriksizdim...
Baran'dan Anlatım
"Bence öylece gezelim. Büyük ihtimal Ceyda tercih eder, bir alışveriş merkezine gidebiliriz." dedi Mert.
Ceyda ise anında kaşlarını çattı. "Dışarıdan süslü bir kokonaya mı benziyorum? Tamam alışverişe çıkıp bir şeyler alırım ama her zaman değil, sevmemde zaten." dedi. Sahi kaşlarını çatınca farklı bir Ceyda olduğunu söylemiş miydim? "Aman dikkat et kardeşim! Ceyda tırnaklarını çıkardı!" diye alayla uyardım Mert'i. Ceyda anında bana döndü. Şimdi o kızgın yüz ifadesi ile bana bakıyordu. Sen hep bana böyle bak gerekirse Ceyda. Nasıl anlatmam gerek sana şu yüz ifadeni bilemiyorum ama seni kızdırmayı seviyorum tabi güldürmeyi de. O bana böyle bakarken gülümsedim. Ağzım kulaklarıma varıyor denilebilir. İlk günlerde ki halimize dönmüştük sanki. Her sevdiği şeyi bilmesem de yaşadığı olayları, adını, yaşını ve hiç sevgilisi olmadığını biliyordum. Sanırım bunları bilmem büyük bir şeydi. Herkes onun sadece neleri sevdiğini, nelerle ilgilendiğini bilirken ben yaşadıklarını biliyordum. Ve bu diğer şeylerden daha büyük bir şeydi. Zamanla nelerle ilgilendiğini kesinlikle öğrenirdim ki ona dair her şeyi bilmeyi çok istiyorum.
"O dalga geçtiğin tırnakları yüzünde denememi ister misin Baran?" dedi ve kızgınlıkla üstüme gelmeye başladı. Yavaş adımlar atıyorduk, o üstüme doğru yürürken, ben geriye doğru adım atıyordum. "Hayır kedicik, bunu babana yapamazsın!" diye uyardım onu dalgayla karışık. Ben gülüyordum ama o fazla ciddi ve kızgındı. "Ben sana göstereceğim kediciği!" diye bağırdı ve üstüme doğru koşmaya başladı. Elbette beni yakalamayacağını biliyordum, ondan önce davranarak hızlıca koşmaya başladım. Aramızda ki mesafe fazlasıyla açılmaya başlamıştı bile. 1 dakika kadar bir sürede bile fazlaca koşmuştuk ve o yavaşlamıştı bile. Koşmak benim için alışıldık bir şey olduğundan yorulmamıştım bile. O yorulduğumu sanıp üstüme doğru koşmaya devam etti ve tam önüme gelip, saldıracağı sırada iki elini birden tutup, önünde sabitledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Olmak Güzeldi.
Literatura FemininaHayatında hiç bir erkeğe güvenemeyen Ceyda, hep erkeklerden uzak durarak ve onları sevmeyerek yaşamıştır. Yalnızlık onun için yaşam tarzıdır. Tek derdi okulu ve dersleridir. Taki bir gün alışveriş merkezinin bir giyim mağazasında üzerine bir şeyler...