Bölüm 15; 'Çirkin Bir Güzel ve Neşter Adam.'

3.9K 154 9
                                    

Günaydın gençler. :D Şuan saat 06.07 ve ben yeni bölümü yazmayı şimdi bitirdim. Bölüm sizi memnun eder mi bilmiyorum ama eminim ileriki bölümler bunlar daha güzel olacak. Bu bölüm her zamanki gibi atarlı bir Ceyda var. Ama her şey sırayla. Çabucak geçersem bir anlamı kalmaz yani. :)

Mutlimedia CeyRan. :D (Fotoğrafı tam ayarlayamadım ya. Yani doğru düzgün bir Baran fotoğrafı bulamadım.) Şarkı; Demi Lovato - Made In The USA. (Şarkıların hiç bir alakası yok. Bölümlere göre şarkı hayatta seçemem. Kafanıza göre takılın yani.)

Bu arada en beğendiğim yorumun sahibine ithaf olacak bölüm. :) Tabi bu bölüm ne kadar olmasada. Neyse iyi okumalar.

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

“Beni saklar mısın, çirkin?”

Sadece öyle baka kaldım karşımda ki tanımadığım çocuğa. Belki de intikam zamanıydı. Ona bir şey yapmadığım halde her karşılaştığımızda benle uğraşan oydu. Ama onun gibi değildim ben. Tabi biraz gözünü korkutmaktan zarar gelmez.

“Neden sana yardım edeyim ki  Neşter Adam? Kendi başının çaresine kendin bak. Ve derhal buradan çık!” diye bağırdım. Beni kolumdan çekip içeri soktu ve kapıyı kapattı.

“Bağırmayı kes Çirkin! Yardım etsen ölmezsin! Ayrıca bu Neşter Adam saçmalığı da ne?” diye sordu yüzüme anlamsızca bakıp. Gayet mantıklıydı cevabı.

“Bir neşter gibisin. Neşter, insanların derilerini kesmek için kullanılan ufak bir bıçaksa, sende insanların kalplerini kesip, büyük yaralar açan bir Neşter Adamsın! Gayet mantıklı ha, ne dersin Neşter Adam?” dedim soğukkanlılığımı koruyarak.

“Bak şu an senin sorunlarınla uğraşamam. Beni buradan kurtar söz veriyorum seni dinleyeceğim.” Dedi yalvararak karşımda ki çocuk.

“Neden seni kurtarayım ki? Bana iyilik yaptığını değil de, ‘Çirkin’ dediğin zamanları hatırlıyorum nedense. Şimdi sen söyle; yardım eder miydin?” dedim gayet umursamazca.

“Bak adın her neyse. Bu kadar saçma şeylere kafanı takmamalısın. Şimdi sen bana yardım et, bende senden özür dileyeyim tamam mı? Yeter ki acele et. Burada senle hala tartışıyorum!” dedi sinirle.

“Sorun ne peki?” dedim derin bir nefes alıp. İyi zamanıma gelmişti. Ben o değildim, ben Ceydaydım. Elbette iyi yönüm tutacaktı. Her zamanki ben.

“Sorun, üstüne sıcak kahve dökülmüş ve sinirle beni arayan bir kadın. Oradan resmen kaçtım. Çünkü kadın tam anlamıyla korkutucuydu. Ve her an gelebilir. İlk erkekler tuvaletine bakacak eminim. Bende buraya geldim. Beynim durdu resmen.” Dedi hızlıca konuşurken.

“Gir bir tuvalete. Nereden görecek seni? Bana çirkin demek için inadına mı yapıyorsun? Özür dileyemedin bir kadından değil mi?” dedim oflarken. Çocuğu kolundan tutup, bir tuvalete ittim. “Gir şuraya. Yüzüme aval aval bakma! Kilitle kapıyı. Hadisene!” dedim hızla kenara çekilip. Acele ile kapıyı kilitledi ve ne yaptı bilmiyorum ama bende ayrı bir tuvalete girdim. Biraz daha durursam sıkışacaktım çünkü.

Tuvaletten çıktım hala bir kadın yoktu. Acaba çocuk sapık mıydı? Tam ellerimi yıkıyordum ki üstünde kahve lekeli bir elbise, sarışın, dırdırcı olan yelloz bir kadın geldi. Anlaşıldı şimdi. Öyle güzel bir tipte değildi hani. Korkulacak bir şey. Orta yaşlı bir kadındı.

“Ay canım, sana bir şey sorabilir miyim?” dedi sarışın kadın. Ağzını baya baya gererek konuşuyordu. İlginç bir konuşması vardı.

“Tabi, buyurun.” Dedim kaşımı kaldırıp. Tabi ki de kaşımı kaldırabiliyorum. Evet beceriksiz değilim bu konuda.

Yalnız Olmak Güzeldi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin