Neden açtığım her kapıdan bu kız çıkıyor? Acaba bu kapıları onun kıçına monte etmem için bir işaret mi? Aslında bakarsanız olabilir. Niye yapmıyorum ki?
Ben kapıda öylece dikilirken o topuklularının üzerinde kıvırta kıvırta içeri geçti ve oturdu.
"Selena?" dedi Ryan şaşkın bir sesle. Justin ise onu aldırmamaya çalışıyordu.
"Selam Ryan." diye konuştu yapmacık gülümsemelerinin ardından. Cece'nin kısılan gözlerine bakarsak onun da Selena'dan pek hoşlanmadığı gayet belli oluyordu.
"Burda ne işin var?" Chaz'in sorusu üzerine Selena ona döndü.
"Evet evet hoşbulduk. Yol üzerinden geçerken geleyim dedim."
"Selena burası dağın tepesi. Ne yol üzerinden geçmesi?"
"Hava karardı, taksici çoktan dönmüş olmalı ve dediğin gibi burası dağın tepesi. Beni de dışarı atamayacığınıza göre kısacası bu akşam burada kalıyorum." dedi bıkkınca nefesini vererek.
"Justin, sen bir benimle gelebilir misin?" diye seslendim Justin'e. Başıyla onaylayınca ikimizin kaldığı odaya girdim ve onun da gelmesini bekledim. Kısa bir süre sonra içeri girince sakin çıkan ama bir o kadar da sinirli bir sesle tısladım.
"Bu. Kızın. Burada. Ne. İşi. Var?"
"Ne bileyim ben Rubby?"
"Nasıl 'Ne bileyim ben Rubby'?"
"Hey, yoksa Chaz'e ayarlayacağın kız Selena mıydı?" dedi sinirle sesini yükselterek. Diyelim ki o, ne yapacak ki? Niye bu kadar önemsiyor?
"Onu kıskanıyor musun?" dedim sesimin titremesine engel olamayarak.
"Ne alakası var Rubby? Ben sadece onun çevremizde olmasını istemiyorum."
"Onu hala seviyorsun."
"Saçmalama Rebecca. Senin herşeyden güzel mavi gözlerine bakmak varken, neden onu veya herhangi bir başkasını tercih edeyim ki?" diyerek sımsıkı sarıldı bana. Bir süre sonra kendimi toparladım.
"Tamam yeter bu kadar romantiklik. Titanic'e döndük."
Sen hayatında kaç kere Titanic izledin lan?
Hiç.
Ne sallıyorsun o zaman?
Sadece romantik bir film olduğunu duymuştum.
Kıkırdadı ve dudağıma bir öpücük kondurdu. İç sesim değil, Justin. Beni belimden tutarak kendine çekti.
"Öpüşme yasağı sadece bir gün için geçerliydi değil mi?" Tahrik edici ses tonunun altında hipnoz olmuşçasına başımı salladım. Dudaklarını dudaklarıma bastırınca hafifçe oynatarak karşılık verdim. Başını boynuma gömerek dişlerini sürtmeye başladı.
"Justin." diye mırıldandım.
"Hmm?"
"Sana bir şey söyleyeceğim."
"Hmm?"
"Ya bir sus bir mağara adamı gibi ses çıkarma da kaldır kafanı. Boynumu çürüttün zaten. Hayvan."
"Ne Rubby ne? Şurada zevkli bir an yaşıyorum onun da içine sıçtın."
"Öyle mi? Ben de sevişelim diyecektim. Madem öyle, unut sevişmeyi." Gözleri kocaman açıldı.
"Şaka yapıyorsun." dedi şaşkınlıkla.
"Hayır, gayet ciddiyDİM."
"Rubby bana bunu yapma. Ağlarım bak. İntihar ederim. Keserim bileklerimi. Asarım kendimi." Gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Benim Öküzüm~
FanfictionBu hikaye kesinlikle şu çok romantik vıcık vıcık aşk hikayelerinden değil.Bu ukala bir çocuk ve hazır cevap bir kızın hikayesesi.@idilyangin ve @jerrytime'ın yazdığı okurken eğleniceğiniz ve güleceğiniz bir hikaye. 'Neden bu kadar bahtsızım.Ama bir...