47. "Barışma"

10.3K 472 350
                                    

Rubby'nin Ağzından

Aynada kendi kendime yavşama olayıma devam ederken zil çaldı. Malum, 14 Şubat yaklaşıyor.

Tabii insan yoklukta olunca.

İç sesimi umursamayarak merdivenlerden indim ve kapıyı açtım. Karşımda peluş bir öküz duruyordu.

Hayır, Justin'den bahsetmiyorum. Gerçekten oyuncak bir öküz duruyordu.

Öküzü tutan kişi suratını gösterdiğinde Justin'in olmasını umut ettiğim ifadenin Ben'e ait olduğunu görünce moralim bozuldu.

"Bak," dedim ellerimi Ben'in omzuna koyarken.

"Aramızda geçen şeyler, sadece tek seferlik bir yemekti. Tamam mı? Seni kırmamak için geldim ona da. Sülük gibi yapışma hemen."

Gözlerini devirdi.

"İnsan bir içeriye davet eder Rubby. Misafirin gelmiş değil mi?"

Beni iterek salondaki en sevdiğim koltuğuma yayıldığında kaşlarımı çatarak onu süzdüm. Ona olan bakışlarımı görünce derin bir nefes aldı ve sanki ona çok zor gelen bir konuşma yapacakmışçasına bana baktı.

"Bak Ruby, biliyorum bana aşıksın. Başlarda ben de sana karşı boş değildim ama benim bir sevgilim var. Bunu ona yapamam. Addison'la daha yeni çıkmaya başladık."

Kaşlarımı çatarak ona baktım. Ben-Addison. Addison-Ben. BenSon.

Addison'ın gerizekalı olduğunu biliyordum da, bu kadar olabileceğini hiç düşünmemiştim.

"Justin'in haberi var mı?" diye sordum hızla.

"Bilmiyor."

Omuz silktiğinde devam etti.

"Zaten öğrense siker beni herhalde. Önce sen, sonra Addison. Ee, tabi ondan daha yakışıklı, daha karizmatik, daha seksi ve daha tapılası birinin olduğunu öğrenince sinirlenmesi normal."

Dediğini umursamayarak sabahtan beri aklımda olan soruyu sordum.

"Madem yavşamayacaksın, neden geldin?"

"Victoria's Secret'ın tekrarı varmış. Elektrik faturası çok gelmesin diye senden izleyeyim dedim."

Tam kanalı değiştirip VS showu açtığında kapı çaldı

 Karşımda Justin'i görmemle hem kızgın, hem mutlu, hem heyecenlı, hem şaşırmış, hem üzgün, hem düşünceli hem de aç hissettim.

Çünkü ben her zaman açım.

Kapıyı tutarak kendi suratına hızla çarptı.

Evet Justin kapıyı kendi suratına çarptı.

Ve gene evet bu sahne bana bir yerlerden tanıdık geliyor.

Zili tekrar çaldığında gözlerimi devirerek kapıyı açtım.

"İçinde kalmasın diye kapıyı suratıma çarptım." dedi açıklama yaparak.

"Manyak mısın Justin?"

Tek kaşımı kaldırıp onu süzdüğümde dişlerinin arasından mırıldandı.

"Bana öyle bakma, korkuyorum."

"Nasıl bakmayayım?"

Bu sefer iki kaşımı birden kaldırıp merakla sorduğumda içimi eritecek türden bir cevap verdi, ama çaktırmadım tabii ki.

"Bana karşı hiç bir duygu hissetmiyormuş gibi bakma Ruby. Sanki beni hiç sevmiyormuşsun ya da sevmemişsin gibi bakma. Seni kaybetmekten korkuyorum."

~Benim Öküzüm~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin