1.Bölüm "Sarışın Meteor"

105K 1K 297
                                    

"Hadi bunu başarabilirim!"

"Biraz daha zorlasam olacak gibi!"

"Çok az kaldı!"

"Ikın Rubby ıkın!"

"Sonunda!"

Hayır çocuk felan doğurmuyorum. Bir çoğunuza iğrenç gelebilir ama tuvaletimi yapmaya çalışıyordum. Aman sanki siz hiç yapmıyorsunuz. Sizinki sanki direk uzaya ışınlanıyor. Bu gayet insancıl bir şey.

Sonunda popomu iyice yaydığım klozetten kaldırıp elimi yıkama zahmetinde bulunduğumda kapıyı açtım ve sabahtan beri tuvalet ihtiyacımı gidermemi bekleyen ev arkadaşım Melanie ile karşılaştım. Tuvalete girer girmez kapıyı kapattı ve ben de geri sayıma başladım.

"3... 2... 1... Ve..."

Melanie tam sayım bittiği anda öğürerek tuvaletten fırladı. Sonunda kendine geldiğinde okuldaki çok sinir olduğum tarih öğretmeni Bayan Willson'u taklit ederek konuşmaya başaldı.

"Rebecca Chloe Doyle, bu tuvalettin hali ne? Yoksa şu Kimya öğretmeniniz Bay Robbinson artık saçma deneylerini burda yapma kararı mı verdi?" dediği şeye karşı kıkırdadım. O kadının hala içten içe Bay Robbinson'dan hoşlandığı belli oluyordu. Duyduğuma göre eskiden evlilermiş ve sırf Bayan Wilson'un temizlik takıntısı yüzünden boşanmışlar. Hatta şuan Bay Robbinson'un bir kız arkadaşı var ve gene söylentilere göre, eski eşi Bayan Wilson arada onları takip bile ediyormuş. Kadın derslerde bulduğu her fırsatta Bay Robbinson'a laf sokmaya çalışıyor. Adamcağıza acımıyor değilim hani. O kadına tam beş yıl nasıl katlanmış çok merak ediyorum.

"Şaka bir yana bu sefer cidden çok pis kokmuş burası." dedi Melanie yüzünü ekşiterek.

"Üzgünüm Mel, bu aralar bağırsaksal sorunlar yaşıyorum." kapıyı açarken devam ettim. "Hem bak o kadar da kötü kokmuy-" Kafamı içeri sokar sokmaz 'Öeaağhk' türü bir ses çıkarmamla geri çekildim.

"Pekala, cidden iğrenç kokuyor." Melanie başıyla onayladıktan sonra tuvalete tekrar girip kapıyı kapattı ve içerden seslendi.

"Tamam, bu kadar iğrençleştiğimiz yeter. Ben tuvaletimi yapıyorum ve sen de hazırlanıp okula gidiyorsun."

"Sen gelmeyecek misin?"

"İlk dersim öğleden sonra başlıyor, yani üzgünüm."

"Hadi ama, bana beni o Addison ve saçma çetesiyle baş başa bırakmayacağını söyle." dedim en yalvaran ses tonumla. Ses gelmeyince "Lütfen" diye ekledim 'e' leri uzatarak.

"Tuvaletteyim, daha fazla konuşamam. Haftanın ilk dersine geç kalıp azar işitmek istemiyorsan beni bekleme ve giyinmeye bak."

Homurdanarak odama girdim ve dolabımdan kot şortumu ve elime gelen üzerine uygun askılı tişörtlerimden birini alarak giydim. Ayağıma da vanslarımı geçirdikten sonra saçımı halletmek için aynanın karşısına geçtim. Geçmez olaydım. Ciddi anlamda Tanrı'nın beni insanları sınamak için yarattığını düşünerek kendime bakmayı sürdürdüm. Daha sonra dışarıdan ne kadar gerizekalı göründüğüme ve okula geç kalmak istemediğime karar vererek saçlarımı tepeden bir topuz yaptım.

Merdivenlerden inerken Melanie'nin kıçını genişletmiş bir şekilde koltukta oturarak Sünger Bob izlediğini gördüm. Gözlerimi devirip "Hain.." diye mırıldandım ve masada bulunan domates ve salatalıktan bir kaç tanesini ağzıma atıp koltuğun üzerinde duran güneş gözlüğümü ve çantamı elime aldım.

"Çıkıyor musun?"

"Senle kalıp Sünger Bob'un maceralarını izlemeyi çok isterdim ama, beni satan biricik arkadaşımın da dediği gibi okula geç kalmak istemiyorum." diye gönderme yaparak evden çıktım.

~Benim Öküzüm~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin