"Sen çok elleşmeseydin elin kolun yapışmazdı kıza!" diye bağırdım Justin'e. Yovanna'ysa göbeğine havlu sırtına da Justin'in elleri yapışmış bir şekilde durmuş kavgamızı izliyordu.
"Şu çocukça davranışlardan vaz geçecek misin artık?"
"Çocukça mı davranıyorum? İyi o zaman. Siz ikiniz takılın. Ben gidiyorum." diye hızla arkama döndüm ve yürümeye başladım. Tam kapıdan çıkacaktım ki dengem bozuldu ve biraz daha yana kayarak kafamı duvara çarptım. Kısacası duvara kafa attım işte.
"Sikeceğim ama ha! Yukardaki, sana sesleniyorum. Otu boku karşıma çıkarıyorsun, hepsine de çarpıyorum!"
Bu cümledeki ot ve boku ayrıştırınız.
Ot, o ağaç işte. Bok da Dave oluyor.
Belki birazcık da Justin.
Justin ot değil ki gerizekalı.
Bok diyorum zaten.
Ayrıca onunla çarpışmadık ki.
Sizin kalpleriniz çarpıştı.
Anlamadım.
Boşver. Bu arada hala salonun ortasında kıçı yere yapışık bir şekilde duruyorsun. Bil istedim.
Hemen ayağa kalktım ve Justin'le Yovanna'nın garip bakışlarına tekrardan bakarak evden çıktım.
Justin arkamdan gelmedi.
Aman gelmesin zaten bok.
Salak mısın? Elleri Yovanna'nın sırtına yapışık. Nasıl gelsin?
Valla bacım sen de bazen günahını alıyorsun Justin'in.
Doğru, ama banane.
"Lan Rubby! Gelsene lan buraya!" diye bağırdı içeriden. Takmayarak gayet havalı bir şekilde evden çıktım.
Nerede lan benim taksim? Filmlerde hep böyle oluyordu!
Filmler ve gerçek hayatın farkını arabanın lastiğine tekme attığın zaman anladığını sanmıştım.
Ama.. Bu çok havalı bir şey. Böyle filmlerde çok artistlik bir şekilde çıkıyorlar felan. Daha sonra tam o sırada oradan tesadüfen bir taksi geçiyor. Adam tek hareketle taksiyi durduru-
Tamam. Sus. Ben bulurum sana taksi. Sen yeter ki sus.
İç ses bunu söyledikten yaklaşık bir dakika sonra olduğum yere doğru bir taksi gelmeye başladı.
Oha.
Oha.
Taksiye bindim ve kapıyı kapattım. Telefonuma bakmak için elime alınca tarih bir şok yaşamama neden oldu.
Siktir.
Bugün benim babamın doğum günü lan.
Hemen rehberden babamı buldum ve bir doğum günü mesajı yazdım.
Beş dakika sonra telefonum titredi ve babamdan mesaj geldi.
'Bacım mı?'
Ne bacımı? Ne diyorsun baba? Babama attığım mesajı tekrar okudum.
'İyi ki doğdun. Seni seviyorum bacım.'
Siktir çarpı iki.
Babacığım yazacaktım lan ben. (Burası benim ikinci sınıftaki reelim. /- idilyangin)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Benim Öküzüm~
FanfictionBu hikaye kesinlikle şu çok romantik vıcık vıcık aşk hikayelerinden değil.Bu ukala bir çocuk ve hazır cevap bir kızın hikayesesi.@idilyangin ve @jerrytime'ın yazdığı okurken eğleniceğiniz ve güleceğiniz bir hikaye. 'Neden bu kadar bahtsızım.Ama bir...